KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs Rum Kesimi'nin Doğu Akdeniz'de petrol ve doğalgaz arama girişimlerini "provokasyon" olarak nitelendirdi. Talat, "Kıbrıs Rum kesimi federal hükümetin yapacağını şimdiden yapmaya kalkıyor. Bu benim egemenlik hakkımdır diyor. Biz de onlara diyoruz ki senin böyle bir egemenlik hakkın yok." şeklinde konuştu.
Finlandiya Dışişleri Bakanı Alexander Stubb'un daveti üzerine başkent Helsinki'ye gelen KKTC Cumhurbaşkanı Talat, Cihan'a konuştu. Talat, Fin bakan ile görüşmesinde "Kıbrıs'taki son durumu, bakış açımızı, Avrupa Birliği'nden ve Finlandiya'dan beklentilerimizi dile getirdik." diye konuştu. Finlandiya'nın adadaki soruna eskiden beri ilgisi olduğunu hatırlatan Talat, "Ayrıca Türkiye'nin AB üyeliğini destekleyen bir ülke. Bunlara paralel olarak Kıbrıs Türk tarafının da AB'ye katılması gereken taraf olarak gördüklerini söyledi." dedi. Adadaki sorunun yılsonuna kadar çözülmesi gerektiğini vurgulayan Talat, "Çünkü ekim ayında yayınlanacak ilerleme raporuna kadar ciddi bir ilerleme olsun ki Türkiye'nin önüne bu mesele konmasın bir sorun olarak. İkinci olarak 2010 Nisan ayında Kıbrıs Türk tarafındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar referandum yapılması. Aksi halde seçim süreci süreci geciktirecek. Sıkıntımız budur." ifadelerini kullandı.
"EVET DEMESEYDİK AB BİZİ MUHATAP KABUL ETMEZDİ"
Kıbrıslı Türklerin, Annan Planı'na evet dediğine "kimsenin dokunmak istemediğini" belirten KKTC Cumhurbaşkanı Talat, "Yaraların kabuklarını soyup tekrar kanatmayı kimse istemiyor. Onlar hatırlatmasa bile ben gerektiğinde hatırlatıyorum. Çünkü biz dünyanın ezberini 'Evet' diyerek bozduk. Biz o gün bunu yapmasıydık ne bugün burada olurduk ne de AB bizi muhatap kabul ederdi." diye konuştu. Kıbrıslı Türklerin, çözümü genel hatları ile desteklediğini belirten Talat, "eski heyecanın" olmadığını da vurguladı. Bunun nedenini "AB'ye güven kalmadı" şeklinde açıklayan Talat, "Güvenmiyorlar insanlar çünkü gördüler ki AB bir şey yapamıyor. AB'ye katılmak ve bu medeniyet projesinde yer almak Kıbrıslı Türklerin talebi. Yani bence Kıbrıslı Türklerin hala süreci destekliyor." ifadelerini kullandı. Avrupa Birliği'nin çözüm için Rumları "motive etmesi" gerektiğini yineleyen Kıbrıslı Türk lider, "Rum tarafının da acil çözüm istemesini sağlamalı. Bunun dışında AB'nin doğrudan yapacağı bir şey yok aslında." diye konuştu.
"HARİTA YOK"
Gazetelere, Rumların geri verilecek topraklara 110 bin kadar kişinin döneceğine yönelik haberlerin olduğunun hatırlatılması üzerine Talat, "110 bin mi 120 bin mi dediler, bütün göç edenler dönmeli midir dediler derler yani... Dilin kemiği yok." dedi. İnsanları yeniden göçmen durumuna sokmayacak bir şekilde sorunu çözmek istediklerini vurgulayan Talat, "Tabi bu Rum basınına ortaya koyduğumuz görüşler karşılıklı olarak sızdı. Bu spekülasyonlara yol açtı. Hatta nerdeyse bir harita çizdiler. Yok böyle bir şey. Biz masada harita görüşmedik. Sorunun çözüleceği belirlenmeden harita görüşmek yanlış olur. Çünkü o bölgede yani verileceği öngörülen bölgede haritayı kim sunarsa sunsun insanlar rahatsız olur ve ekonomik faaliyet de durur. O nedenle bu çok kritik bir noktadır. Biz haritayı değil ancak toprak ayarlamadaki ilkeleri görüşürüz." diye konuştu.
"PROVOKASYON"
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Rum yönetiminin doğalgaz ve petrol arama girişimlerini de "provokasyon" olarak nitelendirdi. Talat, "Biz doğal kaynakların bir federal hükümet yetkisinde olmasını Rumlarla kararlaştırdık. Rumlar da biz de kabul ettik bunu. Eğer bu bir federal yetki ise o zaman bu yetkinin kullanılmasını da federasyon kullanacak. Halbuki Kıbrıs Rum kesimi federal hükümetin yapacağını şimdiden yapmaya kalkıyor. Bu benim egemenlik hakkımdır diyor. Biz de onlara diyoruz ki senin böyle bir egemenlik hakkın yok. Çünkü bu yetki federal hükümetin olacak. Kıbrıslı Türklerin de eşit hakları var burada. Sen sadece Rumları temsil eden taraf olarak Kıbrıslı Türklerin haklarını sağlayamazsınız. Bu kadar basit. Bunu bir provokasyon olarak görüyoruz. Haklarımızı korumakta da kararlıyız. İsterseniz bunu tartışmayalım. Şu yüzden tartışmayalım, onlar provokasyon yaparken ben de onları provoke etmeyeyim." şeklinde konuştu.