ŞABAN BAŞKANA KIRILDIM
Hayatımın hiç bir döneminde düşenin karşısında olmadım, tam aksine düşene dost güçlüye mesafeli oldum, güçlü haksız ise hangi makam ve mevkide olursa olsun karşısında dimdik durdum, durmaya da devam edeceğim.
Bir zamanlar şehre geldiğinde şehrin şişmanları tarafından ta Toybelen'ler de karşılanan siyasetçilere yaptıkları yanlışlar yüzünden karşı durduğumuz için kışlığımız, yazlığımız, araçlarımız, iş yerlerimiz didik, didik edildi, operasyonlara maruz kaldık. Hatta Emniyette bizi sorgulayanlar bana söylemeye cesaret edemediler ama personelimize neden falanca güçlü siyasetçilerle uğraşıyorsunuz diye bir hayli sitemde bulunan zekâ özürlüler olmuş.
Biz o gün o insanların gücüne şaşaasına, debdebesine bakmaksızın yılmadan, korkmadan yaptıkları yanlışları bu toplumla rahatça paylaştık ve bedelini de en ağır bir biçimde ödedik ancak en ufak bir pişmanlığımızın olmadığını da buradan rahatlıkla söyleyebilirim.
O günlerin şaşaalı debdebeli siyasetçileri, bürokratları bugünün vebalıları haline gelmiş olması bizler için hiç önem arz etmiyor, zira önemli olan o günlerde o insanlara karşı dimdik ayakta durmaktı, şimdi siyasetçiler kıyıda köşede itilmiş, kakılmış pozisyonunda, bürokratlar ise açığa alınmış bir vaziyette boş odalarda oturuyorlarsa buna sadece ve sadece adili Mutlak olan Cenabı Hakkın adaleti denir.
Düşünebiliyor musunuz tek başına bir adam şehrin şişmanları, çeteleri, siyasetçileri bir tarafa siz bir tarafa mücadele ediyorsunuz, herksin tek ve ortak düşmanı sizsiniz. Sizi yok etmek için adeta işbirliği içerisine girmişler ama sizlere vurdukça siz daha da güçleniyorsunuz, buna dense dense Yüce Allah'ın bu fakire inayeti denir, bunun dışında ne denirse abesle iştigal olur.
Bu kadar girişten sonra gelelim asıl konumuza; 30 Mart seçimleri sonucunda MHP'nin Türkiye genelinde aldığı oya benzer bir sonucu da Samsun da aldığı açıkça ortada, her ne kadar elinde bulunan ilçe Belediyelerini kaybetmiş ise de AK Parti rüzgârına karşı alınan oyu küçümsemek siyaset bilmezlikten öteye geçecek bir şey olmadığı kanaatindeyim.
Seçim sonuçlarının ardından herkes Şaban Kılıç'ın görevden alınacağını, hatta alınması gerektiğini, alınan sonuçların çok büyük hüsran olduğunu yazsa da biz asla böyle düşünmedik. Neden böyle düşünmediğimize gelince her ne kadar seçimlerde başarı, başarısızlık alınan mazbatalarla ölçülse de Samsun şehrinde MHP'nin 2011 seçimlerinde aldığı oy ile 2014 seçimlerinde aldığı oya bakarsak bu oyla MHP iki Milletvekilliği alacak durumda olduğunu rahatlıkla görebiliriz.
Diyeceksiniz ki yerelde verilen oylar genelde verilmez, doğru ama genelde de yerel de ki gibi şahsiyetleri aday gösterirseniz almamanız için hiç bir neden yok. İlkadım'da MHP'nin aldığı oya bakarsanız ne demek istediğimi rahatlıkla anlarsınız. Şaban Kılıç görevden alınıp yerine gelecek olan kişi oy oranını artıracağına asla inanmam ancak Şaban Kılıç, meclis üyeleri listesine müdahil olamadığından eleştirilmesi doğru olur kanaatindeyim.
Gelelim Şaban Kılıç'a neden kırıldığıma, bu şehirde yıllar yılı MHP adına siyaset, meclis üyeliği yapmış, MHP'nin en zor günlerinde İl Başkanlığı koltuğuna oturup ağabeylik yaparak kimseyi kırmadan, dökmeden partiyi selamete erdirmiş olan emekli Müftü Ahmet Kellecinin ölümünü daha dün öğrenebildim, onu da nasıl öğrendim derseniz birisi bir gazeteye küçücük bir ilan vermiş oradan öğrendim, anında sarıldım telefona aradım Osman Kelleci'yi baş sağlığı diledim ve neden haberim olmadığını sordum, aradım ama sana ulaşamadım dedi.
Bunun üzerine neden bu olay basında yer almadı deyince ağabi bizim basınlık işimiz yok, bizim işimiz Allah ile deyince mütevaziliği karşısında eridim kaldım. Tamam, o insanlar mütevazı olacaklar basınla, yayınla, şaşaa ile debdebe ile işleri olmayacak ama gerek manevi şahsiyeti, gerek kişiliği, gerekse ülkücü camiaya verdiği hizmetle herkesin kalbinde yer etmiş olan böyle muhterem bir insanın ölümünü hepimiz bilmeli ve ona karşı görevimizi yerine getirmeliydik.
Ben şahsen merhuma çocuklarını eğitirken verdiği manevi eğitim ve ailesindeki İslami yaşam biçimi nedeniyle her zaman hem saygı duydum hem de sevdim o aileyi. Burada şayet bir hata var ise tamamen İl Başkanı Şaban Kılıç'ı hatasıdır, öyle facebook'tan duyurdum demeyle bu işler olmaz.
MHP'de yıllar yılı siyaset yapmış, Canik ve Büyükşehir Belediyelerinde Meclis üyeliği yapmış, emekli Müftü, Din adamı, kişilik abidesi bir insanın ölümünü topluma duyurup adam gibi bir merasimi yapmayan Şaban Kılıç'ı buradan protesto ediyorum.
Ben hayatımda hiç ülkücü olmadım ama çok sevdiğim, değer verdiğim çilekeş, maneviyatı düzgün ülkücü arkadaşlarım, ağabeylerim ve dostlarım var. Şaban Kılıç'a da sırf Ülkücülük davasında çile çektiği için değer veririm, biraz layt çıksa da onu severim ama merhumun Cenazesi ile ilgili yapması gerekenleri yapmadığını düşündüğümden bu satırları kaleme aldım.
Şayet haksız isem beni Allah rızası için uyarım ama inanın çok üzüldüm, zira merhumu aile boyu yaşam biçimleri nedeniyle sevdim ama ona karşı son görevimizi bize ifa ettirmeyen Şaban Kılıç'a buradan tekrar serzenişimi belirterek sözlerime son veriyorum. Umarım Şaban Başkan bu serzenişim karşısında benim gönlümü alacak bir atak yapar. Kalın sağlıcakla