Konumuza girmeden önce dün arayan Mimarlar odası Başkanı Sayın Memişoğlu’nun hassasiyetine ve nezaketine teşekkür ederek ufak bir detay vermek istiyorum. Ben şahsen kendimi iyi bir gazeteci veya iyi bir köşe yazarı olarak görmem, ama hangi işi yaparsam yapayım en iyisini yapmaya çalışan, işine siyasi görüşünü karıştırmamaya çalışan ama zülfigarine dokunulduğunda da sınır tanımayan bir insan olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. OMÜ Mimarlık Fakültesi ile ilgili yazdığım köşe yazısında İshak Memişoğlu beyden de bir nebze bahsettiğim için dün kendisi aradı fevkalade güzel bilgiler verdi, bu bilgilendirme için kendisine tekrar teşekkür ediyorum. İshak beyle tanışmıyoruz ancak ta 1970 li yıllarda onun rahmetli babası da benim rahmetli babam da lise caddesinde inşaat yaptıkları zaman babasını çok iyi tanıyorum, iyi bir insandı Allah rahmet eylesin. İshak beyin verdiği bilgiler samimi ve inandırıcı, iki konu üzerinde durdu İshak bey birincisi Cengiz Bektaşın çok önemli bir mimar olduğunu, ülke çapında tanınmış bir mimar olduğunu söyledi ki buna itirazım yok doğrudur ancak iddia edildiği gibi diğer dışarıdan getirilen hocalara tanınan imkanlarla Cengiz Hocanınki farklı ise bunun çözülmesi lazım, yok herkese aynı imkan tanınıyorsa ona denilecek bir şey yok. İshak beyin yaz okulu ile ilgili söylediği de şu yaz okuluna gelen öğrencilerin kapatılan Canik Başarı Üniversitesinden gelen öğrenciler olduğunu ve paralı okuduklarından başarı seviyelerinin diğer öğrencilerden düşük olduğundan yaz okuluna kaldıklarını ifade etti. Benim için beyan esastır, bu iki konuyu sizlerle paylaşma gereği duydum, kalan konularla ilgili bilgi verilirse onu da sizlerle paylaşırım, zira bizim derdimiz üzüm yemek bağcıyı dövmek değil, ben oradaki insanları ne tanırım, nede bilirim. Ancak ortada bir sıkıntının olduğu da açık, bu konunun mutlaka çözülmesi gerektiğini düşünmekteyim. Bu konuyu burada bitirip asıl konumuza geçmek istiyorum.
24 Haziran seçimlerine bugün itibarı ile 18 gün gibi kısa bir zaman kalmış olmasına rağmen AK Parti dışında sahada kimse yok desem abartmış olmam, ana muhalefet partisi konumundaki CHP de ses soluk yok gibi bir şey, şehrin güney kesimindeki ilçelerde Kemal Zeybek’in giydirilmiş araçları dolaşıyor, bunun dışında ne şehrin merkezinde ne doğusunda nede batısında CHP diye bir parti yok. Özellikle ikinci ve üçüncü sıra adaylarını tanıyan da yok, nerelerdedirler, ne iş yaparlar kimse bilmiyor, insan çıkar bir gezer, şehrin göbeğinde Allah kulu CHP adına propaganda yapmıyorsa bunun sorumlusu CHP il yöneticileri ve bu adaylar değil de kimdir. Geçtiğimiz 1 Kasım seçimlerinde hem Kemal Zeybek’in hem de Hayati Tekin’in giydirilmiş araçları şehrin altını üstüne getiriyordu şimdi ise sesleri solukları kesilmiş. CHP adına çalışmanın olmaması bir yana Cumhurbaşkanı adayları Muharrem İnceyle ilgili de ne bir afiş var sokaklarda ne de reklam.
MHP ye gelince Erhan Ustanın birkaç programı oldu, onu da sosyal medyadan öğrendik, ikinci sıra adayı olan arkadaşın sanırım Samsun’da programı yok, ağırlıklı olarak Bafrada çalışıyor. Üçüncü sıradaki kapıcı olan arkadaşın esamesi yok piyasalarda, ne yapar ne eder kimse bilmiyor, dördüncü sıradaki arkadaş Ankara yolundaki işyerinde bir ilanı var onun dışında onun da esamisi yok. Bu arkadaşlara sorsanız MHP iki vekilliği halletmiş de üçe zorluyor, ötede beride öyle konuştuklarını duydum, zavallı adamlar herhalde fazla gaza gelmişler ki böyle konuşuyorlar, Aklı başında hiç bir siyasetçi seçimle ilgili rahat olmaz, son dakikaya dek çalışır. Hiç unutmuyorum merhum Erbakan Hoca Ankara Balgatta bize eğitim programları yaptığında seçimin son gece hatta sandık hakimiyetine bağlı olduğunu bunu iyi bilmeyen siyasetçilerin kaybetmeye mahkum olduklarını söylerdi.
İyi partiye gelince onların başından talihsiz bir kaza geçti Allah şifalar versin ama birinci sıradaki arkadaşla ilgili zengin bir işadamı deniliyordu, bu arkadaşı ne basından ne de sahalardan gören varsa söylesin de bizde bilelim. İnsan ikamet etmediği bir şehirden aday yapılınca herkesten çok çalışmak zorunda olduğunu, kendisini herkese tanıtmak zorunda olduğunu bilmeli. Ben şahsen onun yerinde olsaydım kesenin ağzını açar her yeri reklamlarımla doldururdum, arkadaş eskiden vekillik yapmış bir arkadaş olmasına rağemen nasıl olsa seçilirim düşüncesine kapılıp yan ver Osmanım yapmış izlenimi edindim.
Saadet partisine gelince o gariplerim de ortada hiç yoklar, insan alır adaylarını yollara düşer, hani paranız olmayabilir ama ziyaretler yaparsınız, halka inersiniz bişeyler yaparsınız daha o da yok bu arkadaşlarda. Hasılı tüm partiler AK Partiye çalışıyor dersek abartmış olmayız kanaatindeyim. İş bilenin kılıç kuşananın diyerek sözlerime son veriyorum, kalın sağlıcakla