Mimarlar Odası, son günlerde bazı malüm gazeteler tarafından hedef tahtasına yerleştirildi...
Büyükşehir Belediyesi'nin her icraatı neden yargıya taşınıyormuş?..
Yok efendim, Yeşilyurt Alışveriş Merkezi için neden dava açılmamış?..
Her yapılan iş de yargıya taşınır mıymış?..
Amaç siyasiymiş de...
Ben bu tür medyaya Sahibinin Sesi diyorum...
Takılmış plak gibi aynı sözleri tekrarlayıp dururlar...
***
Konu ile ilgili düşüncelerime geçmeden önce şunu belirteyim ki, burada söylediklerim sadece beni bağlar ve benim görüşlerimdir. Gerek Mimarlar Odası yöneticilerinin, gerekse diğer meslektaşlarımın bu konulardaki görüş ve düşüncelerinden tamamen bağımsızdır. Bu açıklamadan sonra konumuza dönelim:
Mimarlar Odası, Anayasamızın 135. maddesine göre kanunla kurulmuş, kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur. Bu durum Anayasamızın 135. maddesinin ilk fıkrasında Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir. şeklinde tanımlanmıştır.
Mimarlar Odası yöneticileri, mesleki bakımdan ilgi alanlarına giren konularda, belediyelerin ve il özel idarelerinin yaptıkları uygulamalarla ilgili olarak açıklama yapmak, itirazda bulunmak ve kamu yararına görmediği hususlarda yargıya baş vurmak hakkına sahiptir.
***
Bu açıklamalar çerçevesinde yukarıdaki sorulara cevap arayalım. Öncelikle şunu belirtmekte yarar var: Mimarlar Odası, Büyükşehir Belediyesinin kamu yararına aykırı olarak yaptığı kanaatinde olduğu uygulamalarını yargıya taşımakta ve çoğunlukla da açtığı davaları kazanmaktadır. Son iki yıl içinde açılan dava sayısı da bir elin parmaklarından fazla değildir. Yani her icraatı değil, kamu adına telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacağını düşündüğü icraat ve uygulamaları yargıya taşımaktadır. Bu da yasa ile kendisine verilmiş bir hak ve görevdir. Yapılan, bir görevin yerine getirilmesidir.
Mimarlar Odası'nın, yasa ile kendisine verilmiş görevleri yaparken siyasi davrandığı iddiaları, olayların içinde bulunduğum için rahatlıkla söyleyebiliyorum, kesinlikle doğru değildir. Bunun kanıtı kazanılan davalardır. Yargı, kararını yürürlükteki yasalara göre verir. Yapılan işler yasalara aykırı olup, itirazlar da dikkate alınmayınca yargıya başvurmak nasıl siyasi oluyor? Ben anlayamıyorum...
Yeşilyurt Alışveriş Merkezi'nin bulunduğu alanda yapılan plan tadilatının neden yargıya götürülmediğine ilişkin eleştirilere ben de katılıyorum. Bu konunun, o dönemde şube ÇED komisyonunda görüşülüp tartışıldığını ve o günkü şube yönetim kuruluna, konuyu inceleyerek gerekli girişimlerde bulunmak üzere tavsiye kararı alındığını hatırlıyorum. Şehir dışında bulunmam nedeni ile ÇED komisyonunun ilgili toplantısına katılamamış, daha sonra konu hakkında bilgi almıştım. O günkü şube yönetim kurulu konuyu incelemiş ve iradesini bu yönde kullanmış. Doğru veya yanlış, alınan karara saygı duyuyorum. Ancak, bana göre konu yargıya taşınmalıydı. Konunun yargıya taşınmaması daha sonraki uygulamaların da taşınmaması gerektiği sonucunu doğurmaz. Mimarlar Odası'nın belediye aleyhine açtığı her davadan sonra bu konunun gündeme taşınması, ancak, art niyetle açıklanabilir. Buna rağmen, umarım, o dönemdeki şube yönetim kurulu üyelerinden de, konu ile ilgili bir açıklama gelir.
Amaç, bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olmalıdır...
Gördüğüm kadarı ile, bağcı ile bir işi olan da yoktur...