Samsun Çevre Melisinden arkadaşlarımla birlikte gidecektik sözde Terme"de yapılacak olan mitinge. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Hatat çevremeclisinden arkadaşlarım yolda giderlerken de beni aradılar gelmiyormusun diyerek. İçinm burkula burkula gelemeyeceğimi ifade ettim. Gerekçe ise Cuma günü acemi bir aşçı olarak parmağımı kesmemden kaynaklıydı. Parmağımda dikiş atılıydı onun pansumanla birlikte alınması gerektiğini ifade etmiştie sağlık çalışanlarımız bende buna istinaden mitinge gelemeyeceğimi söyledim arkadaşlarıma. Fakat aradan çok zaman geçmeden arkadaşlarım bana orada olup bitenlerim hemen ilettiler. Oncalara çok teşekkür edyiroum Samsun Çevre Meclisi adına şahsım adına. Terme"de yapılan mitinge meclisimizin tabiri caizse etkili sesi konuşurken bütün dikkatleri konuştuklarının dinlenmesine yoğunlaştırmayı çok iyi bilen Ayşe Saral arkadaşımız bakın neler okumuş Terme, meydanında toplanan insanlarımıza: Hepinizi Samsun Çevre Meclisi ve mücadelemizi destekleyen tüm arkadaşlarımız adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Bizler Çevre Meclisi olarak "Temiz Çevre Haktır, Sağlıklı yaşam Haktır" sloganından yola çıkarak Tekkeköy'de kurulan Mobil Santrallere ve Tekkeköy ve Terme'de kurulmak istenen Termik santrallere karşı başlattığımız mücadelede, bölge halkının yaşadığı sıkıntıları idarecilerimize duyurmaya çalıştık. Termik Santrallerin zararlarını biz Tekkeköy de yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz.Tekkeköy ve çevresinde hava kirliliğine bağlı özellikle çocuklarda ve yaşlılarda solunum yolları hastalıkları artmış, kanser vakaları hız kazanmış, ani ölümler artmış, insanlar hastane kapılarından ayrılamaz hale gelmişlerdir. Geçimini tarımdan ve hayvancılıktan sağlayan bölge halkı ürettiği sebze ve meyvelere, hayvanlardan elde ettiği süt ve yumurtaya pazarda alıcı bulamaz olmuş, ve yöre halkı acı gerçekle karşı karşıya kalmıştır. Bugün Yeni kurulacak santrallerle Terme halkına, Terme çiftçisine de aynı oyunlar oynanmakta, Terme çiftçisinin de ekmeği elinden alınmaya, Türkiye'nin besin deposu olan bu bölge de kurutularak Türkiye iyice dışarıya bağımlı bir hale getirmeye çalışılmaktadır. Tüm bu santral projelerine gerek izin vererek, gerekse hiçbir tepki göstermeyerek göz yummakta olan kimi idarecilerimize soruyoruz, hiçbir yasal gerekliliği yerine getirmeden tamamlanan mobil santral bölgede
geri dönülemez çevre ve halk sağlığı sorunlarına yol açmışken, yeni santraller hangi zihniyetle bölge halkına rağmen hangi inatla açılmaya çalışılıyor. Unutulmamalıdır ki Samsun bir tarım kentidir. Samsun da iş imkânı yaratılmak isteniyorsa tarım ve tarıma dayalı sanayi teşvik edilmelidir. Bölge halkının reddettiği, Samsun'un hatta Türkiye'nin hiç ihtiyacı yokken işsizliği, geçim sıkıntısını bahane ederek zehir kusan bu santrallere onay verenler soluduğumuz bu kirli havadan ve oluşacak sağlık sorunlarımızdan sorumlu olacaklardır. Yanlış planlamayla yapılan bu santraller herhangi bir ihtiyaçtan değil Rant yüzünden yapılan santrallerdir. Acı olan bir diğer nokta ise öz kaynaklarımızın ( örn. güneş enerjisi, örn rüzgâr enerjisi) çok büyük bir kısmının dikkate bile alınmaması, kullanılmaması ve hatta kullanılmasının düşünülmemesidir. Dışarıdan ithal edilecek doğalgazla kömürle elde edilecek elektrik maliyetleri yüksek olacağından evlerimizde şimdi bile zorla ödediğimiz elektrik faturalarının yükselmesine dolayısıyla bizlere pahalıya patlayacaktır.Onu bunu bırakalım kaybedilmiş sağlığımızın maliyeti hesap bile edilemez.Kanserin maliyeti yoktur, sonu ölümlerle sonuçlanıyor , görüyoruz, hep birlikte yaşıyoruz. Dolayısıyla halkın çıkarları yok sayılmakta ve çevre katliamına göz yumulmaktadır. Diğer taraftan Termik Santraller doğalgazla çalışacak denilerek sanki temiz bir yakıtmış gibi gösterilmeye çalışılıyor. Oysa doğalgaz kanserojen olan Radon gazının kaynağı olarak bilinmektedir. Doğalgazın yanmasıyla ortaya çıkan Radon gazının akciğerlere depolanması vücut içi radyoaktif birikimine dolayısıyla akciğer kanserine yakalanma riskini arttırmaktadır. Yine firmalar tarafından ne olacak temiz yakıt evlerimizde de kullanıyoruz gibi sözler duymaktayız. Peki Ankara'da, İstanbul'da doğalgazdan ölen aileleri hatırlayalım, lpg ile çalışan arabalarımıza neden biraz ayarı kaçınca ceza kesiliyor? Bu santraller milyonlarca m3 doğalgaz yakacak ve bunların bacalarından çıkan gazlar asit yağmurlarına neden olacak ve topraklarımızı kaybedeceğiz. Muğla Yatağan ve Afşin Elbistan'da kurulu bulunan santraller bölge
halkının sağlık sorunlarını artırmıştır.Kanserden toplu ölümler yaşanmaya başlanmıştır.Oranın halkı "durdurun bu santralleri " diyerek feryat etmektedir. Sevgili Terme'liler; Samsun Çevre Meclisi olarak "Temiz Çevre ve sağlıklı yaşam hakkımızı savunuyoruz" Bizler yaşam hakkımızı köylü kentli, o, bu, şu, öteki demeden birlikte savunacağız ve mücadele edeceğiz. Samsun'da kurulacak kömürle veya doğalgazla çalışacak santrallerin soluduğumuz havayı kirleteceği gerçeği ile ne yazık ki karşı karşıya geldik. Gerçek demokrasinin hüküm sürdüğü ülkelerde belediye, herhangi bir sokakta yer alan bir ağacı kesmeden önce bu konuda o sokakta oturanların düşüncelerini sorar. Böylesi bir çevre katliamına yol açacak bu santraller için, o zehirli havayı soluyacak halka sorulmuş mudur? Halka bilgi verilmiş midir? Son olarak; Bizler bu yöre insanları, topraklarımızda sağlıklı olarak yaşamak istiyoruz. Bizim gözümüzden bile sakındığımız çocuklarımızı kanser yapan zehirli gazlarınızla hasta etmenize izin vermeyeceğiz. Fındık bahçelerimiz solmasın istiyoruz. Çünkü bizim başka yerlere gitmeye niyetimiz yok Siz santrallerinizi, zehirli gazlarınızı, ÇED Raporlarınızı, kirli yatırımlarınızı alıp bu toprakları terk edin. Bizler bindiğimiz dalı kesmek istemiyoruz. Verimli ovalarımızı kaybetmek istemiyoruz. Yakınlarımızı kanserden kaybetmek istemiyoruz. Orman alanlarımızı, tarım alanlarımızı, ovalarımızı, sularımızı, dağlarımızı çok uluslu altın avcılarına teslim etmeyeceğiz. Çünkü anılarımız burada, Çünkü hayallerimiz burada, Çünkü geleceğimiz burada, Geleceğe sağlam köprüler ise, geleceğine sahip çıkan çevreye duyarlı
kitlelerden oluşur. Temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamak anayasamızın bizlere vermiş
olduğu haktır.Bu her vatandaşa ve devlete verilmiş bir ödevdir ve anayasamızca da güvence altına alınmış hakkımızdır. Hepinize sevgiler saygılar sunuyorum en önemlisi de santrallerle kirletilmemiş bir Terme , Çarşamba Ovası Diliyorum diyerek sözlerini noktaldığını söyledi Ayşe Saral arkadaşım!...