Bayramlar gündeme geldiğinde ''Nerede o eski bayramlar ?'' diye bir iç geçirilir. Daha doğrusu eski bayramları yaşayanlar söyler. Oldum olası bu sözün anlamını düşünürüm. Aslında ne demek istiyorlar ? Neye vurgu yapılıyor ya da şimdiki bayramlarda neyin olmadığını ifade etmek istiyorlar? Doğrusu tam anlamış değilim.
Anlatmak istediğim bu değil tabi ki. Önümüzde 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı var. Genelde bizim bayramlarımızda oynama ve zıplama içerikli törenler yapılır. Yani kas geliştirme faaliyetleri. O tür faaliyetler de lazım ama, aslında gençlik bayramında bir gençlik kongresi Samsun'a yakışır. Bir kaç gün devam eden ve gençliğin bütün sorunlarını masaya yatıracak bir kongre gerçekten yapılmalı diye düşünüyorum. Çünkü her defasında gençlik gündeme geliyor,""geleceğimizin teminatı"" diye konuşuyoruz ve gerçekten de öyle ama; nedense gençliğimiz için böyle bir çalışma düşünülmemiş. Daha doğrusu ben hatırlamıyorum eğer yapılmışsa ve ben haberdar değilsem cahilliğime sayarım.
19 Mayıs'ın Samsun için özel bir anlamı var. Kurtuluş Savaşının kıvılcımı buradan başladı.Her 19 Mayıs geldiğinde hep aklıma gelmiştir böyle bir organizasyon fakat bir türlü dillendirme şansım olmadı.Yada böyle bir imkan bulamadık.Büyük bir üniversite potansiyeliyle, Karadeniz"in metropol şehri özelliğiyle,kara, deniz, hava ve demir yolu ulaşımının yer aldığı bir merkez oluşuyla, aslında kültürel ve sosyal ağırlığını hissettirmeli Samsun; ama nedense bu ağırlık ulusal ve uluslararası kamuoyunda şehrimiz lehine gösterilemiyor.
Böyle bir organizasyon çok zor değil. Öyle sıradan bir faaliyet de değil tabi ki. Yerel yönetimleriyle, Vilayetiyle, Üniversitesiyle, Milli Eğitimi , Kültür Müdürlüğü ve Gençlik Spor il Müdürlüğüyle ortak bir çalışma gerçekten Samsunumuzu Ulusal ve uluslararası kamuoyunda gündeme taşıyacaktır.Ayrıca böyle bir ciddi organizasyona bir çok sivil toplum örgütü destek verecektir.
Böyle bir organizasyonun sadece başlığı değil anlamlı olan ,içeriğinin de dolu olması lazım.Sadece müzik eğlence programı gibi hazırlandığında diğer çalışmalardan bir farkı kalmaz .Spor ve eğlence faaliyetinin dışına çıkılması gerekir.Gençlerimizin psikolojik sorunları ,gelecek endişeleri ,kimlik sorunları ve kendilerini ilgilendiren bir çok dini,ahlaki,sosyal ve kültürel kavramları böyle bir organizasyonun gündem maddelerinden bazıları olabilir. Hele bir de kurtuluş savaşının anlamı kongrenin gündem maddeleri arasına sokulursa tarih bilincinin canlı tutulmasına da katkı sağlanmış olur. Yoksa sadece eğlence ağırlıklı törenler herhangi bir müzik faaliyetinden öteye geçmeyecektir.
Hep konuşulur ya, kavramlarımızın içi boşaltılmış diye. Gerçekten de öyle. Alın size, hangi bayramı dile getirirseniz getirin ilk akla gelen mide kas ve görsellik.Dini bayramlar bile öyle değil mi ? Ramazan Bayramına , Şeker bayramı,Kurban Bayramına et bayramı,demiyor muyuz.İşte bayram kavramını sadece eğlence olarak algıladığımızda yarın başka bayramlar da istenecektir .23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı;Ulusal Egemenliği geçip çocuk kısmını alırsak bence sakıncası yok rengarenk giysiler ,karton ve yapma çiçekler bu bayramın yapısına uygun diyelim.Mesela 1 Mayıs işçi bayramı .İşçilerimiz davul zurna eşliğinde Taksimde halay çekiyor.! Sahi Öğretmenler olarak biz de bir bayram istesek bizim enstrümanımız ne olacak acaba ya da ne olmalı.Biz hangi tür eğlenceyi seçeriz...!
Sanki toplum olarak yeterince eğlenemiyoruz da sadece bayramları eğlence günlerimiz olarak kutluyoruz.Yahu her gün bayram ya bize.Nasılsa işlerimiz tıkırında gençlerimiz iş güç ve hedef sahibi.Çocuklarımız geleceğine güvenle bakıyor.Oh değmeyin keyfimize yatalım ve eğlenelim...!
Artık bazı şeyleri derinlemesine konuşmak ve gerçekten tartışmak zorundayız diye düşünüyorum.70 Milyonluk Türkiye ve bu sayının büyük çoğunluğu gençler ve çocuklar.Onlar bizim geleceğimiz .Tarihleriyle, kültürleriyle, inançlarıyla barıştırmazsak hayatın her faaliyetini eğlence ve zevk penceresinden algılayacaklardır.Gençlerimizin büyük bir kısmının böyle bir boşluk içinde olduğunu hissediyorum.Bu beni korkutuyor gerçekten.Gençlerle konuşun ve dinleyin.Gündemlerini,önceliklerini, hedeflerini kendilerinden dinleyin.Sokaktakileri ya da sanayidekileri değil.Okuyanları üniversitelileri okumuş yazmış kesimi yani...Bunu söylerken asla bir farklı bakış sergilemek istemiyorum sokaktakiler ve sanayidekilerle derken.Onlar zaten bir meslek yada iş sahibi.Ben okuyup geleceğe ülkeyi taşıyacak olanları kastetmek için söyledim.Ama maalesef göreceksiniz ki, gençlerimizin gündemlerinde neler var neler....Bu gün okullarımızda İstiklal Marşı okunurken gördüğümüz manzaralar söylediklerimizi doğrulayan görüntülerdir.Bu durum hepimizin kanayan yarasıdır.Bu acı gerçekleri herkesin görmesi gerekmektedir.
İşte bundan dolayı, yazımın da başlığı ile ifade etmeye çalıştığım gibi .bari bayramlarda gençlerimizin ve çocuklarımızın sorunlarını ciddi platformlarda, ciddi bir biçimde ve gençlerimizi de dinleyerek bir organizasyon şeklinde işleyelim.Bunun bir çok faydasının olacağını ve güzel gelişmelere zemin oluşturacağını düşünüyorum.
Söz sahibini bağlar misali bu düşünceler de benim penceremden gördüklerim....