İMO Samsun Şubesinin 3'üncü dönemdir Şube Başkanı olan Hüseyin Tüfek, İnşaat Mühendisleri Odası Samsun Şubesi, inşaat sektöründeki özelleştirme politikalarından, mühendislerin çalışma koşullarına, Yapı Denetim Kanunu'nun eksikliklerinden, işsizlik ve istihdam, iş sağlığı ve güvenliğinde yaşanan sorunlara kadar birçok konuyu bize anlattı. Samsun'un güzel bir kent olduğunu ancak hakkettiği yerde durmadığını söyledi. Vali Hüseyin Aksoy'un Samsun için büyük bir şans olduğunun altını çizdi ve "Vali Aksoy'dan yararlanmasını bilelim" diyor. İnşaat mühendislerinin taleplerini ve sektörün sorunlarını da, İMO Şube Başkanı Hüseyin Tüfek ile gazetemiz köşe yazarımız Şevki Yıldırım konuştu. Tüfek, Samsun'da meslektaşlarının genel anlamda durumlarının iyi olduğunu ancak kamu yatırımlarının az olmasının, tüm sektörlerin lokomotifi olan inşaat sektörünü de olumsuz etkilediğini söyledi.
Ş. Yıldırım: Hüseyin Tüfek Kimdir derseler ne anlatırsınız?
HÜSEYİN TÜFEK: 1969 yılında Samsun'da doğduM. 1997 yılında KTÜ Müh. Mim. Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünden mezun olduM. Ortağı olduğuM şirkette konut üretimi ve ticaret işleri yapmaktayım. Evli ve iki çocuk babasıyım.
Ş. Yıldırım: Samsun'da da küçülme var mı?
HÜSEYİN TÜFEK: Bugün DSİ'nen ya da Karayolları'nın yapacağı en ufak bir ihale 5-10 trilyondan aşağı olmaz. Karadeniz Bölgesi'nin bu anlamda bir sıkıntısı var. Diğer bölgelere baktığımızda Doğu'da, Güneydoğu'da, Akdeniz'de ve Ege'de kamu yatırımları yoğun ama Karadeniz devlet yatırımını en az alan bir bölge. Bu da sektörü olumsuz etkiliyor tabi. Ama genel anlamda Samsun'daki inşaat mühendislerinin durumu bir nebze daha iyi.
Ş. Yıldırım: Samsun ikinci derecede deprem kuşağında yer alan bir şehir. Ayrıca son yıllarda meydana gelen sel felaketlerinin nedeni, altyapısızlık mı?
HÜSEYİN TÜFEK: Biz 6 sene önce 'yağış, sel, heyelan' sempozyumu yapmıştık. Kamu kurumlarına, belediyelere, DSİ'ye, Karayolları'na da davetiye gönderdik. Ama inanır mısınız, hiç kimse gelmedi. Hocaların sayısı bizim seyircelerden daha fazlaydı. O sempozyumdan 20 gün sonra da 24 Ağustos'taki sel felaketi oldu. Samsun ikinci derece deprem bölgesi olduğu için kolon ve kiriş ölçümleri ona göre belirlenir. Olası bir depremde Samsun yıkılmaz ama hasar gören binalar elbette olacaktır. Can ve mal kaybının olmaması bizim için daha önemli.
Ş.Yıldırım: Sayın Başkan 1942 yılında Samsun'un Ladik İlçesinde 7.4 şiddetinde Türkiye'nin en büyük depremlerinden birinin yaşandı Samsun olarak biz neler yapıyoruz neler yapmalıyız?
HÜSEYİN TÜFEK: Samsun merkezi 1. deprem bölgesine çok yakın. Havza, Asarcık ve Kavak'ta olabilecek bir deprem Samsun'u ciddi anlamda etkileyebilir. 170 bin bina stoğunun bulunduğu Samsun'daki yapıların çoğu yeni Afet Yönetmeliği'nden önce yapılmış binalardır. Emin olun ki bunlardan 2 bin 500 adeti incelense, Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü'nün belirlediği rakamları bulma şansınız bile yok. Bir binanın depreme dayanıklı olup olmadığı konusunda bir çok inceleme türü vardır. İnceleme sırasında binanın projesinden, yeni Afet Yönetmeliğine uyup uymadığına kadar bir çok kritere bakılır ve binanın mevcut yapısından örnekler alınarak değerlendirilir.Samsun'da depremle yaşamayı öğrenmemiz gerek. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından kamu binalarında yapılan depremsellik ön inceleme raporununda İl genelinde 280 kamu binasında yapılan inceleme sonucu 226'sının depreme dayanıksız olduğunu ortaya koyan raporu ürkütücü bulundu.
Ş. Yıldırım: TOKİ'nin konutlarını yakından incelediniz İMO Samsun Şube Başkanı olarak, binaların kalitelerinde büyük fark var mı? TOKİ binaları olası bir depremde dayanıklı mı?
HÜSEYİN TÜFEK: Kurumun özerkliği var. Onların özel müşavir firmaları var. İnşatlarını da bunlar denetliyor. Konutlarına tamamen kötü diyemem, ama yıllar önce yapılanlar ile son yıllarda yapılanlar arasında büyük farklar olduğunu söyleyebilirim. Biz müşavir firmaları da denetleyen devlet birimleri olsun istiyoruz. Etkin bir denetim olmalı. Samsun'da yapılan bütün binaların projeleri vize alır. TOKİ'lerin çok seri üretim yapması gerektiği için betonun dökülmesinden sonra kuruması gerekiyor. Ama bunu ısıtarak yapıyorlar. 10-15 yıl önce yapılan TOKİ konutlarına kalitesiz TOKİ binaları üretiliyor.
Ş. Yıldırım: Kamu binaları daha mı güvenlidir?
HÜSEYİN TÜFEK:Kamu binaları özel sektör binalarına oranla daha güvenli. Türkiye'de 1975 ve 1998 yıllarında olmak üzere iki adet Afet Yönetmeliği yayımlandı. 1999 yılında meydana gelen Marmara depreminden sonra Orta Doğu ve İstanbul Teknik Üniversiteleri'nde görevli öğretim üyeleri, afet bölgesine giderek yıkılan kamu ve özel binalar konusunda inceleme yaparak rapor hazırladı. O raporu hazırlayan kadro, '1975 Afet Yönetmeliği'ne göre yapılar yapılsaydı bu binalar ayakta kalırdı ' diye görüş bildirdi. Samsun'da yapılan incelemeye konu olan kamu binaları 1998 Afet Yönetmeliği'nden önce projelendirilip yapılmış binalardır. Yapılan inceleme de mevcut kamu binalarının yeni Afet Yönetmeliği'ne uygun olup olmadığına bakılmıştır. 280 kamu binasından 226'sının yetersiz çıkması bile ürkütücü ama kamu binaları diğer özel sektör binalarına göre daha güvenlidir. Kamu binalarında bir müteahit seçilir ve bina yapım sürecinde yetkili makamlarca denetlenir ve kabulü sonrasında binanın teslimi yapılır. Samsun'da yapılan incelemenin sonuçlarını gözardı etmek yanlış olur. Değerlendirmek ve panik yapmadan önem sırasına göre bu binaları değiştirmek veya takviye etmek önem taşıyor.
Ş.Yıldırım: Hüseyin Bey, özelleştirme politikaları çerçevesinde devlet-ekonomi ilişkileri de yeniden düzenlendi. Ayrıca özel sektör eliyle yatırımlara ağırlık verildi, kamu yatırımları azaldı. Bu durum inşaat mühendislerini nasıl etkiledi?
HÜSEYİN TÜFEK: İnşaat sektörü kamusal yatırımlardan aldığı pay oranında dinamizmini yakalar. İnşaat mühendislerinin iş bulma olanağı da buna bağlı olarak artar. Son yıllardaki inşaat sektöründe yaşanan küçülme, kümülatif olarak yüzde 20'nin üzerinde oldu.
Ş.Yıldırım: Sizin eğitim programına ilişkin bir talebiniz vardı?
HÜSEYİN TÜFEK:yapı kalitesini arttırmayı amaçlayan 'Yetki Belgeli' çalışanların eğitimlerine talip olduk. Odamızın merkezi düzeyde yasal olarak eğitim verebilmesi için yetki alma çalışmalarına başladıkTüfenk, mühendislik sektörüne yeni düzenlemeler getiren 'Yapı Müteahhitlerinin Kayıtları ile Şantiye Şefleri ve Yetki Belgeli Ustalar' yönetmeliği kapsamında oda olarak eğitim vermek için yetki alma çalışmalarına başladık. 2010 yılında Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelik gereği, kaliteli işçilik için, usta ve kalfaların mesleki tanımlarının yapılması ve bunların neticesinde belgelendirmeleri lazımdır. Bizim üzerinde durduğumuz konu, yapı işlerinde çalışan her kişinin bilgilendirilmesi ve belgelendirilmesidir. Türkiye'deki yapı kalitesi ve güvenliğinden sorumlu meslek odası olamız nedeniyle bu çalışmaları yürütmeye talibiz. Bunun için alt yapı ve gücümüz mevcuttur. Burada çalışan kalıp, tuğla, duvar ve demir ustalarının eğitilmeleri gerekiyor. Bunlara yönelik Antalya şubesinden alınan eğitim programını Samsun'da uygulamaya geçireceğiz. TOKİ'nin sosyal konut yapmasını anlıyoruz. Ama Samsun'da yapılan bu inşaatlarından şehir esnafı, mimarları, mühendislerinin hizmet alımı yok. Tamamı şehir dışından geliyor. Yani üretildiği yere de hiç bir ekonomik katkısı yok. Buna da tepkiliyiz
Ş.Yıldırım: Hizmet binanız hayırlı olsun. Bu konuyla ilgili söyleyecekleriniz de olacaktır elbette.
HÜSEYİN TÜFEK: İki yıllık bir çalışmanın sonucunda hizmet binamızı bitirdik. Öncelikle bana bu konuda destek veren yönetim kurulu üyelerimiz; Bora Kocabaş, Hüseyin Talak, Ümit Eminoğlu, Sedat Kurnaz, Teoman Livaneli, ve Bora Pelit ile Şube Sekreterlerimiz İbrahim Sayın ve Tahsin Asan ile bütün şube personelimize teşekkür ediyorum. Burayı sadece bir hizmet binası olarak planlamadık. Eğitim Merkezi olması için de sınıflar ve konferans salonu da oluşturduk. İhtiyaç halinde tüm kurumlara da konferans salonumuzu açabileceğiz. Ayrıca bir afet kriz merkezi oluşturacağız. Olası afetlerde bilgilerin doğru bir şekilde aktarılması ve kararların doğru bir şekilde alınmasının çok önemi var. Valilikle koordinasyon halinde bu merkezi oluşturmayı planlıyoruz. Samsun Valimiz Sayın Hüseyin Aksoy'un Samsun için önemli bir şans olduğunu düşünüyoruz. Samsun olarak bu şansımızı en iyi şekilde değerlendirmeliyiz.
Ş. Yıldırım: 'Yapı Denetim firmaları, Müşavir firma olacak' deniyor bu durumu anlatır mısınız?
HÜSEYİN TÜFEK:Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın hazırladığı yasa tasarısına göre yapı denetim firmalarına bundan sonra Müşavir denetim firması denilecek ve bu firmalar belki de A,B ve C diye gruplarılacak. Depremsellik ön inceleme raporlarını bu müşavir firmalar kamu ve özel binalarda yaptıkları inceleme sonrasında hazırlayacaklar. Bu firmaların hazırladığı ön inceleme raporuna göre bir binanın takviye edilip veya yıkılmasına karar verilecek
Ş.Yıldırım: Sizin bir deyiminizi var konutlar için yeniden doğum alanı, yeniden yaşam alanı diyorsunuz. Nedir bu?
Hüseyin TÜFEK: Evet konutlar insanların yeniden doğum alanlarıdır. Gün boyu iş koşuşturmasından sonra geldikleri konutlarında yeniden doğarak yeni bir güne başlangıç yaparlar. Samsun'da şimdi bu nasıl oluyor? Şehir merkezinden, İlkadım'dan, Canik ilçesinden hep Atakum'a. Yeniden doğabilecekleri ortam olarak Atakum'daki rahatlığı görüyorlar.
Ş. Yıldırım: Raylı sistem konusunda ne diyorsunuz?
HÜSEYİN TÜFEK: Raylı sistem konusunda bizim de eleştirilerimiz olmuştu. Olması gerektiği kadar olması gerektiği şekilde eleştilerdi bunlar. Şimdi biz diyoruz ki raylı sistem OSB'ye kadar mutlaka uzanmalıdır. Atakum'da meydana gelen selde tabiki raylı sistemin de etkisi var.Atakum çukur vadi gibi kaldı. Yukarıdan gelen suyun denize ulaşması lazım. Yağmurda bizim için en önemli olan şey tahliye. Bunun için de yollar önem taşıyor. Yol eğer senin istediğin gibi akışı gerçekleştirmezse, rögarlar tabi ki tıkanır. Bu yüzden su basma kotlarının ona göre verilmesi, binaların bodrum katlarına asla ruhsat verilmemesi gerekiyordu. Bunlar yapılmadı, dolayısıyla bu sıkıntı oldu mesela.
Ş. Yıldırım: Çevre yolu ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
HÜSEYİN TÜFEK: 1986 yılında yapılan nazım imar planında olduğu gibi, Belediye evleri ve 100. Yıl Bulvarı, Çevre Yolu kavşaklarındaki sorun, köprülü kavşak yapılarak çözülmeli. Çevre Yolu kenarında yer yer mevcut olan yan yolların tamamlanarak geçişler bu yan yollar vasıtası ile köprülü kavşaklardan sağlanmalı. Katlı yol için yapılacak harcama, Çevre ve Orman bakanlığı tarafından onaylanan samsun-Çorum-Tokat bölgesi çevre düzeni planında da yer alan 'doğu' çevre yoluna aktarılmalı. Doğu Çevre Yolu Projesi, bir an önce hayata geçirilmelidir. Odamızın ısrarla savunduğu Doğu Çevre Yolu Projesi de bir an önce hayata geçirilmeli. Belediyeevleri çıkışında günde 42 bin aracın trafikte yer alıyor. Çevre yolları şehirlerarası trafiği kent merkezine sokmadan bypas eden yollardır. Oysa Samsun çevre yolu Canik ve Tekekköy merkez ilçelerinden geçmektedir. Rakamların da gösterdiği gibi, söz konusu Samsun doğu çevre yolunun, kentler arası trafiğin 60 bin nüfuslu Canik ilçesindeki yoğun kent trafiğine girmeden, ulaşımın rahatlamasını sağlayacağı açıktır. Çevre yolu, Tekkeköy'de ana karayolu ile birleşerek, sanayi bölgesi trafiğini de rahatlatacaktır
Samsun'un doğusundan geçecek, 6 kilometresi tünel olmak üzere yaklaşık 12 kilometre uzunluğundaki çevre yolunun 125 milyon TL'ye mal olacağı hesaplandı. Görüleceği gibi Samsun Doğu Çevre Karayolunun büyük maliyetli yol olmadığı, sonunda bu projenin hayata geçirilmesinin zorunlu olacağı, bu nedenle geçici çözüm olabilecek Canik'teki mevcut yol üzerine viyadüklü (köprülü) yol yapılmasına harcanacak kaynağın çevre yoluna kaydırılması daha doğru bir çözüm olacağı bir gerçektir
Ş. Yıldırım: Sayın Başkan bize ayırdığınız değerli vaktiniz, çok samimi sohbetiniz için size teşekkür ediyoruz.
HÜSEYİN TÜFEK: Ben de size teşekkür ederim. Yararlı bir sohbet olduğunu düşünüyorum