Dost Eğitim, Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Derneği (DOST-DER), Avrupa Birliği (AB) Merkezi Finans Birimi ile birlikte yürüttüğü Yaşanılabilir Bir Samsun projesinin eğitim çalışmalarına başladı. 19 Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazmi Polat'ın sunumuyla gerçekleşen seminer programında Samsun'daki çevre kirliliği masaya yatırıldı. Samsun'un Türkiye'de iki büyük ırmağın hayat verdiği iki büyük ovayla tüm Karadeniz ve Orta Anadolu'ya gıda ambarı olabilecek potansiyele sahip olduğuna vurgu yapan Polat, Ne yazık ki bir çok şehirden kovulmuş terk edilmiş, teknolojinin kalıntısı petrol ürünlerinin çöpü ile çalışan mobil santral Samsun içme suyu kaynağının ve Çarşamba ovasının merkezine yangından mal kaçırırcasına yerleştirilmiştir. Şehrin tepkisiyle üretmeden para kazanmaya başlayan bu kurum, enerji ihtiyacımızın artmasıyla kandırılan insanımız alıştırıldıktan sonra çalışmaya başlamış, böylece 50 kilometrekarelik bir alan bacadan çıkacak asit yağmurları tehlikesiyle baş başa kalmıştır" dedi.
MOBİL SANTRAL ARITMA TESİSLERİNE ÇOK YAKIN
Mobil Santralin Samsun'a içme suyu temin eden Çakmak Barajı ve arıtma tesislerine çok yakın mesafede olduğunu hatırlatan Polat, Kirlenmiş kaynak suyunu içen insanlar bu kirlilikten etkilenirler. Asit yağmuruna maruz kalan çiftlik hayvanları ve insanlarda solunum sistemi hastalıkları ve solunum güçlüğü gibi belirtiler şekillenir. Bu değişiminden iç organlar, sindirim sistemi, akciğer ve üreme sistemi etkilenir. Bu kimyasallar ete, süte, yumurtaya ve bala nüfuz ederek insan tüketiminde sakıncalı bir hal alır" diye konuştu.
SAMSUN HAVA KİRLİLİĞİNDE FARK ATTI
Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerinde, 2008 Kasım ayı hava kalitesi oranları raporunda, kısa vadeli sınır değeri ve seviye uyarı eşiğinin Samsun'da aşıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Polat, kükürtdioksit ortalama oranlarında Samsun 208 mikrogram/metreküp ile birinci, 84 mikrogram/metreküp ile Kars ikinci, 81 mikrogram/metreküp ile de Bitlis'in üçüncü olduğunu ifade ederek Türkiye genelinde diğer illere büyük fark atan, kritik oranları bulan ve çok ender olarak çok üst seviyenin üzerine çıkan iller arasında yerini alan rakamlar Samsun'u, hava kirliliğinde Türkiye birincisi yaptı" şeklinde konuştu.
TERMİK SANTRALLER ÇEVRE KATLİAMINA SEBEP OLABİLİR
Kükürtdioksit bileşiminde kükürt bulunduran yakıtların yanmasıyla açığa çıkan keskin kokulu bir gaz olduğuna dikkat çeken Polat, şunları söyledi; Bu, zehirleme özelliği olan gazı çıkaran maddelerin başında kötü kaliteli katı yakıtlar gelmektedir. Bunlar, linyit, asfaltit, fuel-oil ve gazyağı gibi maddelerdir. Yanma ile meydana gelen kükürt dioksit miktarı, yanmanın kalitesine ve yakıtın içinde bulunan katkı maddelerine bağlıdır. Yağışlarla yıkanarak suyla birleşen kükürt dioksit gazı sülfürik asit olarak zehirleyici etkisiyle suya veya toprağa karışır. Bu sayede zehir etkisine sahip olan kükürt dioksit besinlerimize ulaşmış olur. Çok yüksek konsantrasyonlardaki kükürt dioksit; hırıltılı solunum, göğüs sıkışması, astımlı olmayan kişilerde kesik nefes alma gibi belirtilere sebep olabilir. Yeni kurulması planlanan termik santrallerin faaliyete geçmesi halinde, yüksek kirlilik doyum oranı nedeniyle insan ve çevre katliamı olacaktır."
KİMYASAL GÜBRELER BİLİNÇSİZ KULLANILIYOR
Yeşilırmağın Samsun sınırları içinde kalan bölümünde tarımsal arazilerde kullanılan kimyasal gübrelerin bilinçsiz kullanımı ile kirlilik oranının çok ciddi miktarda arttığını kaydeden Polat, gerek sulama kanallarına karışması ile gerekse de taban suyu yüksekliği nedeniyle özellikle yağışlı havalarda doğrudan veya dolaylı olarak alıcı ortamlara karışması, bu ortamlardaki azot ve fosfor miktarının artmasına sebep olmaktadır" diye konuştu.
Adem ERDOĞAN