Tek yönlü caddelerde araç yolu daraltılıp, yaya kaldırımları elverdiği ölçüde geniş tutulmaya çalışıldı. Bu uygulama neredeyse Samsun'un ana arterlerinin tamamına yakınında hayata geçirildi. Burada amaç tek yönlü caddelerde araç parkına mani olmak, trafiğin akışını sağlayarak hareketliliği devamlı kılmaktı.
Bu düşüncenin olumlu getirisi, uygulamacıları ne kadar memnun etti bilemiyorum. Bana sorarsanız ortada memnuniyet duyulacak bir sonuç yok gibi.
Bakınız İstiklal Caddesi...
Pek az bölümünde kısa süreli parklara izin veren cep'ler var, ama cadde boydan boya tek sıralı araçların parkıyla kaplı. Üstelik kısa süreli parka açık olan cep ler ise resmen işgal altında. Samsun'un en işlek alış veriş merkezi durumundaki İstiklal caddesi maalesef otopark sorununun en şiddetli hissedildiği bir bölge. Ara sokaklara girdiğiniz de ise esnafın yasaklarıyla karşılaşıyorsunuz. Kimse dükkanının önüne araç park ettirmiyor. Kendi özel işaretleriyle park yasağı koymuşlar ve de uyguluyorlar. Bu özel yasakçılar yaya kaldırımlarını da işgal altına almışlar. İkinci iş yeri olarak kullandıkları kaldırımlar sanki mülkiyetleri altında.
Sağa bakıyorsunuz park yasak, sola bakıyorsunuz park yasak. Kaldırımlar işgal altında, park edebileceğiniz ara sokaklar ise esnafın kontrolünde. Çoğu dükkanın önü Çarşamba pazarı gibi üstelik açıkta satılan gıda maddeleri de cabası...
Orası yasak, burası yasak tamam anladık. Şimdi soralım neresi serbest? Eğer umursamayıp ceza yemeği göze alırsanız, aracınızın çekilmesi sizi üzmeyecekse istediğiniz yere park edebilirsiniz mi diyorsunuz?
Samsun'da yaşamak zorlaşıyor mu ne?
Kim akıl etmiş bilmiyorum, estetik bir güzelliği olmayan Sülün'ler ürkütücü ve devasa boyutlarda şehrin orasına, burasına bir heykel azametiyle dikildi. Genelde avcıların gözdesi olan bu kuş türü Gelemen'de yetiştirilip doğaya salındığını biliyoruz. Ancak bu kuş Samsun'un sembolü olamaz zira Samsun'un sembolü belli. Anaç tavuk görünümündeki bu sülün heykelleri! Daha mütevazi boyutlarda ve müsait parklar da sergilense daha şık olmaz mı?