Yazımın ilk başlığı budur ve çok önemlidir.
ÇOK SES ve TEK YÜREKTEYDİK....
12 Mart gecesi Samsun Gar'dan Çok Ses ve Tek Yürek Olmak için Ankara'ya hareket ettik. 5-6 saatlik yolculuktan sonra, başkentte ki Gar'a indik. Ankara, Gar'da 81 ilden gelenlerle birlikte önce GAR'da toplandık. Saatler ilerledikçe 16 sağlık yapısının her ilden gelen sağlık çalışanı kendi pankartının arkasında birikmeye başladılar. Bende doğal olarak Samsunlularla birlikte, aynı yerde beklemeye başladım. Samsun'dan gelen Samsun Tabipler Odası üyeleri, SES üyeleri, Dev-Sağlık-İş'in üyeleri, Tıp Öğrenci Kolundaki öğrenciler ve gazeteci olarak ben vardım. Ankara'da dediğim gibi herkesler kendi yapıları arkasında toplandılar. Ancak ben iyot gibi açıkta kaldım. Bende nasılsa bir yer bulurum ve onları izleyerek yürürüm dedim. Ve dediğim gibi de oldu. Bir Samsun Tabipler Odasının pankartının yanında, bir Samsun SES örgütünün pankartı arkasında ve Dev-Sağlık İş sendikası üyelerinin yanında yürüdüm ve olup bitenleri izledim. Bu arada en yadırgadığım, bence kesinlikle olması gerekenlerden birisi yoktu. Samsun Tabipler Odasının pankartının arkasında. Samsun Tabipler Odası Başkanı Yard. Doç.Dr. Mithat Günaydın'ı göremedim. Eğer ÇOK SES ve TEK YÜREK mitingine geldiyse mutlaka başkanı olduğu Samsun Tabipler Odası pankartının arkasında yürür diye düşündüm. Ama miting bitene kadar başkan Dr.Mithat Günaydın'ı , pankartın arkasında göremedim. Eğer ben görmediğim halde Samsun Tabipler Odası başkanı eylemlilikteyse başkanı kutluyorum. Böylesine önemli bir sağlık mitinginde mazereti olmadan bulunmayan tüm sağlıkçıları aslında ben bir gazeteci olarak bir insan olarak kınıyorum. Eğer gelmediyse Samsun Tabipler Odası başkanını da kınıyorum. Şimdi asıl konuma dönebilirim. Yukarıda da ifade ettiğim gibi Ankara'da, saatler 11.00'i geçmeye başladığında Gar mevkiinden insanlar sel oldular Sıhhiye'ye doğru akmaya başladılar. Bir ara Gar'ı geçince alt geçitteki yoldan yüzlerce insan, ellerinde dövizleri ve GAZİ TIP FAKÜLTESİ öğrenci ve çalışanları yazılı pankartlarla kortejde yürüyen insanları yakalamaya çalışıyorlardı. O kadar süratli koşturuyorlardı. O andaki alkışlar ve sloganlar adeta Ankara'da yeri yerinden oynattı. Doktor ne demek? Performansla çalışan tüccarmı demek?, Tayyip sonun mübarek olsun, AKP sağlığa zararlıdır ve Gün gelecek, devran dönecek AKP halka hesap verecek sloganları sık sık atıldı. Sloganlara katılan herkes o kadar güçlü atıyorlarki , önceden sanki derslerini almışlar ezber edip gelmişler. Ama ne denirse denilsin herkes yüreğinden geldiği, ciğerlerinin yettiği kadar, avazlarının çıktığı kadar, bağırarak sloganlarını attılar. Herkes gerçekten de ÇOK SES ve TEK YÜREK oldular. Siz okurlarıma izlenimlerimi anlatmaya da çalışacağım. Dev-Sağlık-İş'e bağlı bir kaç işçiyle konuşmaya çalıştım. Kocaeli'nde AKP Gençlik Kolları Başkanı olduğunu ifade eden Erkan Gülen'e mitinge neden geldiğini? Sordum ve aldığım yanıt şöyle: Sağlıkta taşeronu bitirmek için Ankara'ya, ÇOK SES ve TEK YÜREK olmaya geldim. Başbakan malesef bizi kazığa oturttu. Ama 12 Haziranı var bunun bizde başbakanı sandığa oturturuz bir daha çıkartmayız dedi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi taşeron firma personeli Ersin Adalı'da sürece ilişkin şunları söyledi. Bizim üniversitede, yasaların verdiği hiç bir karar uygulamaya konulmuyor. Bizlerde buraya bunların anlatılması için geldik. İşten sendikalı oldukları için atılan işçi arkadaşlarımıza destek olmak için geldik. Bugün onlar atıldılar yarın bizim neden mitinge gittiniz diye işten atılmayacağımız ne malum? dedi. 16 Sağlık yapısının bir araya gelerek düzenledikleri ÇOK SES, TEK YÜREK mitinginde, Sıhhiye meydanı tam beyazlara büründü. Doktorlar, hemşireler, ebeler, teknisyenler, teknikerler, öğretim görevlileri, eczacılar, dişhekimleri saymakla bitip tükenmeyecek kadar çoktular. Samsun'dan birlikte gittiğimiz Dev-Sağlık İş bölge temsilcisi Yüksel Arslan'a sordum süreci: Süreç şimdiye kadar yani bu anı görene kadar hep aleymizde işleyeceğini düşünüyordum. Bu süreçte hem bireysel hemde sendikamız olarak yargıya olan güvenimizden başka bir şeyimiz yoktu. Ama bugün gördük ki yargıdan sonra umutlarımız daha da bir yeşerdi. Bu kadar ÇOK SES ve TEK YÜREK bizim yanımızda olduktan sırtımız yere gelmeyecektir. Bütün ülke bu kareleri tek tek gördü. Sağlıkta taşeronlaşmayı önümüze getirenlerde gördüler ve şimdi de onların uykusu kaçmaya başladı. Daha da kaçacaktır. Bu kadar ÇOK SES ve TEK YÜREK karşısında durmak isteyenlerin aklına şaşarız dedi. CHP Samsun Milletvekili aday adayı Dr. Cem Şahan'da sürece ilişkin şunları söyledi: ÇOK SES TEK YÜREK, ülkede öyle bir ses getirdi ki sağlık erki sanıyorum yeterli yanıtı aldı. Kocaman bir sağlık ordusu her gün iki milyon cana dokunuyoruz. Onlar yani duvarın ardındakiler, ağalar, paşalar, beyler, bakanlar, sadece ve sadece uzaktan bakanlar, onlar bilemezler sağlıkçıların nasıl çalıştıklarını. Zaten çok idik daha da çok olacağız. Korksunlar bizden kaçacak yer arayacaklar ama bulamayacaklar. Halkımız, sağlıkçılarımız ve diğer iş kollarımız onları gördükleri yerlerde yerle bir edecekler. Biz sağlıkçılar olarak sağlıksızlaştırılmaya, piyasalaştırılmaya, ticarileştirilmeye yani özelleştirmelere izin vermeyeceğiz dedi.
CHP Samsun Milletvekili aday adayı Dr. Murat Erkan'da sürece ilişkin şunları söyledi:
Gar önündeki kalabalık kitle her şeyi çok net anlatıyor. Sağlıkçıların nasıl insanı bir kaşık suda boğacaklarına tanık oldular. Daha çok tanık olacakları güçlerimizi de ilerleyen günlerde görecekler. En sonunda da 13 Haziran sabahında görecekler. Tıp haftasındayız, sağlık emekçilerinin emeğine, sağlık hakkının gaspına, sağlık kurumlarımızın işgaline karşı çıkan sağlıkçıların itirazıdır bu kalabalık ÇOK SES ve TEK YÜREK topluluk dedi. Sağlık ordusunun mücadelesine sağlık hzimeti alacak olan ve almaya da devam edecek olan birisi olarak desteklerim sonsuz olacak.... Saygılarımla...