Samsun ticaret hayatında son dönemde ciddi bir durgunluk olduğu izlenimi içindeyim. Hatta bu sadece benim izlenimimin ötesinde ticaret erbabı dostlarımın ifade ettiği bir realite. Bu durgunluk nakit para sıkışıklığına bağlı olarak vadeli alacakların tahsil edilememesi ve satış miktarlarının düşmesi olarak izah edilmekte. Bu durum kısa vadede düzelecek gibi de durmuyor. Peki neden ?
Bunun bir çok sebebi var ; Öncelikle şehrimizde son dönemde kapanan veya özelleştirilerek çalışanlarının sayısı ve aldıkları maaş azaltılan bir çok kamu kurumu şehrin ekonomisinde bir daralma yaşanmasına sebep oldu. Bu yetmezmiş gibi açılan alışveriş merkezleri ile sahipleri Samsunda yaşamayan ve belki Samsun'a yılda bir defa bile gelmeyen büyük markalar Samsun ekonomisinden sıcak parayı her gün toplayıp düzenli olarak Samsun dışına çıkarıyor. Dolayısı ile bir çok yerli esnafımız ya bu işyerlerinin asgari ücretli çalışanları yada kendi işyerlerinde varlık yokluk mücadelesi yapan köle patronları haline geldi.
Bunun ötesinde ticaret erbabımız maalesef yaptıkları işin ciddiyetinin farkında değil. Ticaret sadece mal üretip satmak yada sadece alıp- satmak değil. Ticaret Hukuku,Borçlar Hukuku ,Kambiyo Hukuku ,İş Hukuku gibi bazı hukuk dallarında hiç yada yeterli bilgisi olmayan esnaf sayımız çoğunluğu hatta kahhar ekseriyeti teşkil ediyor. Bu eminim ki mali ve muhasebe ile konularda da aynıdır. En basitinden ; Çek nedir ? Senet nedir ? Fatura ve hukuki niteliği nedir ? Bu tür belgelerin düzenlemesinde ve muhasebeleştirilmesinde nelere dikkat etmek lazım? Bunların çeşitleri nedir ? Kıdem tazminatı nedir? İş Kazası ve İş kazalarına karşı alınması gereken tedbirler nelerdir? Gibi, sayısı çoğaltılabilecek temel bazı konularda bilgi sahibi olmadan ticarete atılanların, yıllarca emek verdikleri ticarethanelerinin çok kısa sürede nasıl darmadağın olduğu bir çoğunuzun malumudur. Bunları belki bilmemek olabilir ama bilenlere danışmamak ticarette yapılacak en fahiş hatalardan biridir.
Liberal- kapitalist ekonomik sistemin kabul edildiği ülkemiz ve dünya ülkelerinin bir gerçeği var ; ''ürettiğiniz ve satabildiğiniz kadar varsınız''. Samsun ekonomisi bu anlamda hala mevcut sisteme uyum sağlayabilmiş değildir. Çok ciddi tarımsal hammadde kaynağı olmak üzere çok çeşitli maddi ve beşeri kaynaklara sahip olan şehrimizin ülke ekonomisinde gün geçtikçe azalan payı ne ile izah edilebilir?
Eğer şehrimizde ticaret erbabının birleşerek güçlü sermaye yapısı olan , kalite ve fiyat olarak dünya ile rekabet edecek ürünler ve markalar üretmesini sağlayamazsak , gelecek bizim açımızdan çok parlak görünmemektedir. Markalar ve ürünler dediğimizde klasik mantıkla bakmak doğru değildir. Yani illaki sanayi ürünü üretmek gerekmez. Zaten şehrimizin bulunduğu coğrafya da çok ağır ve kirlenmeye sebep olacak sanayi tesisleri kurmak Bafra ve Çarşamba ovası sebebi ile gelecek nesillere yapılacak en büyük ihanet olacaktır. Uzmanlarımızın mutlaka daha isabetli öngörüleri olacaktır ama ben cahil kafamla değerlendirdiğimde ; kaliteli tarım ve hayvan ürünleri üretmek ve bu ürünleri hiçbir şeyini israf etmeden işleyecek sanayi tesislerinin kurulması bana mantıklı gelmektedir. Ayrıca medikal aletler konusunda ülkemizin önde gelen markalarını barındıran şehrimizde bu sektöre destek vermek , geliştirmek ve büyütmek öncelikli konulardan biri olmalıdır. 19 Mayıs Üniversitesinin bu konularla alakalı olarak yeniden yapılandırılması ve öncelikli alanlar olacak tespit edilecek örnek verdiğim konular gibi konularda kalifiye elemanları, sektörlerle irtibatlı olarak yetiştirmesi gerekir. Bütün bunlar bürokrasi ,iş adamı, üniversite,vatandaş işbirliği ile yapılabilecek işler. Ancak bunların bir araya gelmesi için olmazsa olmaz elini taşın altına koyacak güçlü ve Samsun sevdalısı bir siyasi iradedir.