Samsun, belki de çoğumuzun yıllardır farkında olmadığı kadar büyük bir potansiyele sahip. Karadeniz’in parlayan yıldızı olmaya aday bu şehir, hem doğal zenginlikleriyle hem de kültürel mirasıyla tam anlamıyla keşfedilmeyi bekliyor. Ne yazık ki, uzun yıllar boyunca çoğu insan için “Samsun” denince akla sadece futbol ve sanayi gelirken, aslında bu şehirde çok daha fazlası var. Ancak, bu potansiyele ulaşabilmek için henüz daha yapmamız gereken çok şey var.
Samsun’un pazarlanacak en önemli özelliklerinden biri, hem denizle hem de doğayla iç içe olması Şehirde hem yaz tatili yapabilir, hem de doğa yürüyüşlerine çıkarak ruhunuzu dinlendirebilirsiniz. Her mevsimde farklı bir güzellik sunan Samsun, aslında Karadeniz’in en huzurlu yüzlerinden biri. Ama tüm bu güzellikler, henüz hak ettiği şekilde tanıtılmıyor. Birçok yerli turist, Samsun’un bu yönlerini keşfetmeye dahi fırsat bulamıyor.
Bunun yanı sıra, Samsun’un tarihi dokusu da büyüleyici. Kurtuluş Savaşı’nın simgesi olan Bandırma Vapuru, her yıl binlerce turisti kendine çekiyor. Ancak Samsun sadece Bandırma Vapuru’ndan ibaret değil. Şehirdeki müzeler, antik kalıntılar ve köylerdeki geleneksel yaşam, turizmin sadece deniz, kum ve güneşten ibaret olmadığını gösteriyor. Samsun’un derinliklerine inildiğinde, aslında çok daha fazlasının keşfedileceğini hissediyorsunuz.
Ancak Samsun’un bu zenginlikleri ne yazık ki yeterince erişilebilir ve cazip değil. Şehre gelen yerli ve yabancı turistlerin, geceleme sayısını arttırmak için tesisleşme çok önemli bir konu Şehirde gezilebilecek alanlar da benzer şekilde eksik. Şehirde daha fazla turistik anlamda gezilecek alan ve sosyal mekan ihtiyacı var. Bir düşünün 4 günlüğüne misafiriniz gelse, nereleri gezdirirsiniz?
Samsun, potansiyelinin ne kadar farkında? Bu sorunun cevabı maalesef hala çok net değil. İç turizme baktığınızda, Samsun’un pek çok yerli turist için “çok uzak” veya “çok sıradan” olduğu düşünülüyor. Ancak, buraya gelenlerin söylediği şeyler çok farklı. Samsun, öyle bir yer ki, geldiğinizde burada rahatça soluklanabiliyor, kendinizi bir tatil köyünde değil, huzurlu bir kasabada hissediyorsunuz. Bu sükunet, yerli turist için müthiş bir fırsat ama yabancı turistlere bunu nasıl anlatacağız?
Dijital pazarlamanın gücünden daha fazla faydalanmalı, Samsun’un benzersiz doğasını, tarihini, sahilini ve kültürel zenginliklerini tanıtan içerikler üretmeliyiz. Sosyal medya sayesinde, Samsun’u sadece Karadeniz bölgesine değil, daha geniş kitlelere tanıtmamız mümkün. Ama burada en büyük sorun, şehri tanıtacak profesyonel bir stratejinin olmaması. Yerel yönetimler, oteller, turizm acenteleri ve hatta halk, bu tanıtım çabalarına daha fazla dahil olmalı. Büyükşehir Belediyesi’nin tüm önerilere ve projelere açık olduğunu biliyorum. Hatta bazı güzel projeleri de var.
Samsun’un yabancı turistlere tanıtılması noktasında da yapılması gerekenler var. Özellikle Karadeniz’e kıyısı olan Rusya, Ukrayna ve Gürcistan gibi ülkelerle yapılacak tanıtımlar, şehri sadece Türkiye değil, komşu ülkeler için de cazip bir destinasyon haline getirebilir. Fakat bu noktada Samsun’a dair satılacak turizm ürünlerinin, etkinliklerin ve destinasyonların çeşitlendirilmesi gerektiği de unutulmamalı. Zira şehre gelen turistler için sunulacak daha fazla seçenek, daha fazla turist demek olacak.
Sağlıcakla.