Samsun"da Türk Dünyası ve Samsun Türk Ocağı III
BEŞER: Sayın K. Tuncer Çağlayan, Samsun Türk Ocağı olarak, hedef kitleniz kimlerden oluşmaktadır?
ÇAĞLAYAN: Ondokuz Mayıs Üniversitesi"nde (OMÜ) okuyan yaklaşık 170 180 kadar Türk Cumhuriyetleri"nden gelen öğrencimiz bulunmaktadır. Bu öğrencilerin önemli bir kısmı, bizimle irtibat halindedir. Samsun Türk Ocağı olarak, biz bu öğrencilerimizi, Anadolu"nun Türk gençleriyle buluşturmaktayız. Böylelikle, bu gençlerimize, Türk ortak kimliği ve kültürünü bilinçli bir şekilde yerleştirmeye çalışmaktayız. Türk Ocakları olarak, biz bunu amaçlamaktayız. Bu vesileyle, altını çizerek tekrar belirtiyorum ki; bizim, bu Türk soylu gençlerimizin, öğrencilerimizin, hem maddi ihtiyaçlarını gidermeye yönelik gayretlerimiz hem de manevi ihtiyaçlarını gidermeye yönelik seminerlerimiz oluyor. İkinci hedef kitlemiz ise, Samsun kamuoyu gündemine, Türk Ocakları"nın temel hedefi olan Türk Dünyası"nın Meselelerini taşımaktayız; tüm bunları kamuoyuna yansıtmaktayız.
BEŞER: Hangi düşünceyle?
ÇAĞLAYAN: Çünkü; bizim, Türkiye çevresindeki, Türkiye dışındaki soydaşlarımızın meselelerini, Samsun kamuoyuna taşıyarak, Samsun kamuoyunu bu gibi konularda bilgilendirme ve onların duyarlılığını da bir o kadar yüksek tutma gibi bir çalışma hedefimiz var.
BEŞER: Sonuç itibariyle, sizin hedef kitleniz, diğer derneklere kıyasla, çok daha geniş, değil mi?
ÇAĞLAYAN: Size belki iddialı gibi gelebilir; ama, her nerede bir Türk varsa, o bizim ilgi alanımızdadır. Sorumluluğumuzdadır. Tabii ki; ben şuna inanıyorum: Tarihi süreç içerisine baktığımızda, Türkler devlet oldukları yerlerde hem idaresi altındaki kitlelere derman olmuşlardır; adalet getirmişlerdir hem de İslam diniyle müşerref olduktan hemen sonra, İslam aleminin liderliğini üstlenmişlerdir. Fakat, bu liderliği, hizmet etme anlayışı içerisinde değerlendirmişlerdir. Askeri gücünü, adalet ve hukukun korunması amacıyla kullanmışlardır. Ki; bu hadise, çok önemli ve bunun çok örneği var.
BEŞER: Ne gibi?
ÇAĞLAYAN: Bunun en büyük örnekleri, Selçuklu ve Osmanlı"dır. Keza, İslam adına hizmet etmeyi, milli bir ülkü olarak benimsemişlerdir ve neticesinde sadece Müslüman alemine değil, aynı zamanda gayrimüslim Hıristiyanlara ve diğer unsurlara da dünyanın adalet dengesi olma gibi bir misyonu yerine getirmişlerdir.
BEŞER: Türk Dünyası Meseleleri diye ifade ettiğiniz unsurlar nedir?
ÇAĞLAYAN: Bu meseleler içerisinde zaman zaman Karabağ Meselesi oluyor, zaman zaman Türkiye"nin kendi meseleleri oluyor, Balkan Türklüğü oluyor, zaman zaman PKK Terörü oluyor. Velhasıl, Türklüğün ilerleyişini engelleyen bütün yaklaşımları, biz Türk Dünyası"nın Meseleleri olarak görüyoruz.
BEŞER: PKK konusundaki görüşlerinizi alabilir miyim? PKK içerisinde, başka unsurlar da var mı?
ÇAĞLAYAN: Türkiye Cumhuriyeti Devleti, büyük bir devlettir. Büyük derken, Türkiye"nin Osmanlı sonrasında, Osmanlı"nın dışında kalan topraklarda, ciddi oranda Türk nüfusu vardır. Bu, gerek Balkanlardaki halklarla, özellikle de, dikkat ettiyseniz; son Kosova Bağımsızlık İlanı"nda, Türk Bayrağı da yer almaktaydı. Bunu somut örnek olarak söylüyorum; hakeza, Azerbaycan ve Nahcivan; Orta Asya Türk Toplulukları"yla ve bunun yanı sıra, İslam Dünyası"yla da, Türk hükümeti olarak bizim ilişkilerimiz söz konusudur. Özellikle de, İslam Konferans Örgütü"ndeki genel sekreterin Türk olması, İslam Dünyası"ndaki nüfuzumuzu gösterir. Türkiye, tarihte var olan bir devlet olarak, mesela Amerika"nın olmadığı dönemde, Türk Devleti ve hatta Türk Devletleri söz konusuydu. Diğer bir ifadeyle, biz bir medeniyetin temsilcileriyiz. Dolayısıyla, Avrupa Birliği, Amerika ve hatta Rusya"ya bölgesel gücümüzü göstermemiz durumunda, ciddi şekilde onların plânlarını bozabilecek bir güce de sahibiz. Bunun bir neticesi olarak, Batı tarafından, Türkiye"nin karşısına sürekli olarak, Türkiye"nin ekonomisini ve Türkiye insanının enerjisini boşu boşuna tüketecek bir bela, husumet tezgâhlanmaktadır. PKK da, bunun bir örneğidir. Oysa, Türklük kapsamında, Türkiye"de yaşayan Kürt, Çerkez ve Boşnak gibi etnik unsurların; Osmanlı sonrası, Balkan, Kafkas ve Orta Doğu kökenli unsurların, Türklükle herhangi bir problemi yoktur. Bugüne baktığımızda, Çerkez"in, Gürcü"nün veya Laz"ın ya da diğer unsurların hatta Kürtler"in büyük bir çoğunluğunun bile Türkçeyle ve Türklükle hiçbir problemi yoktur. Ki; bu insanlar, Milli Mücadele sürecinde ve akabinde bu ülkede yaşayan, ana kitle olan Türklerle kültürel bağlamda birleşmişlerdir.
BEŞER: Öyleyse PKK, Batı"nın Türkiye"ye karşı bir entrikası mıdır?
ÇAĞLAYAN: Biz, Atatürk"ün ifadesindeki gibi, "Türkiye Cumhuriyeti"ni kuran halka Türk halkı denir" ekseninde yaklaşıyoruz. PKK Meselesi, uluslararası bir organizasyonun Türkiye"ye karşı uzantısıdır. Bu bağlamda, son yapılan askeri müdahale biraz gecikmiş olsa da, Türkiye"nin bölgede gücünü göstermesi açısından son derece yerinde bir karardır. İstikrarını korumasını ve ekonomik kalkınmasını devam ettirmesi, Türk insanın geleceğe ümitle bakması noktasında, Türkiye"nin ve Türk Dünyası"nın, İslam Dünyası"nın lehine de çok ciddi katkılar sağlayacağı inancına sahibim. Geleceğe ümitle bakıyorum. 2023"te, Avrasya Türk Birliği"nin kurulmuş, lider ülke Türkiye doğrultusunda olacağına; tarihteki misyonumuzu, Türk insanının eksiksiz yerine getireceğine inanıyorum.