BİR: Kesinlikle önümüze bakarak yürümeli kaldırımlardaki yerinden oynamış altı yağmur suyuyla dolmuş onarılmayı bekleyen karo taşları bizi şaşırtabilir, bastığınız anda ayağınız suya gömülüp üzeriniz kirleneceğinden kaldırım taşlarını önce altı boş mu, dolu mu diye uzun uzun kontrol etmeli, ancak emin olduktan sonra üzerine basmalıyız!...
İKİ: Yine kaldırımlardan yürürken, belli bir standardı olmadığı için yer yer binaların balkonlarından sallanan ıslak çamaşır sularının üzerinize damlaması ve iğreti bir şekilde duran çiçek saksılarının başınıza düşecek olması ihtimalini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız!...
ÜÇ: Bir çoğunun kapağı o yada bu şekilde olmayan, olsa da eskimiş,delinmiş olan, yer yer üstü açık, etrafına çöp yığılı, çoğunlukla boyaları dökülerek paslanmış çöp koyteynerlerinin mümkünse uzağından geçmeli, geçerken de burnumuzu tıpkı çöp toplama araçlarının deposundan sızarak adeta ince bir çizgi gibi yol boyu dökülen pis suların kokularına muhatap olmamak için yaptığımız gibi elimizin baş ve işaret parmağıyla kapatmalıyız!...
DÖRT: Ayakkabılarının temiz ve boyalı olması konusunda titiz davrananlar için kati surette üzerinde ayakkabı tamircisi ile ayakkabı boyacısı olan sokak yada caddeleri tercih etmeliyiz!...
BEŞ: Yağmurlu havalarda gerekli olmadıkça evlerimizden yada işyerlerimizden dışarı çıkıp yürümemeli, eğer illa da dışarı çıkıp yürümemiz gerekiyor ise, sokak ve caddelerde adım başı oluşan ve uzun sürede onarılmayan çukurlarda biriken yağmur sularının arabaların batıp çıkmasıyla üzerimize sıçramamasına azami gayret sarfetmeliyiz!...
ALTI: Yasak olmasına rağmen yayaların hakkı olan kaldırımları ticari mal ve metalarıyla gasp eden işyeri dükkan sahiplerine son derece mütevazi bir şekilde dükkanlarının önünden yol bulup geçebilirsek mutlaka hayırlı işler demeli, çözülmesi gerektiği halde bu sorunla bir türlü baş edemeyerek artık işi görmezlikten gelmeye vuran belediye yönetimlerine sorunun çözümüne yönelik gösterdikleri duyarlılıklarından ötürü her gördüğümüz yerde minnet duyguları içinde teşekkür etmeyi ve dahi yolları kilitleyen seyyarı, kaldırımları işgal eden ticarethanelerin önlerinden ellerini arkalarında ıslık çalarak geçen görevlilerle karşılaştığımız zaman da tebessüm ederek öğleden önce ise günaydın öğleden sonra ise tünaydın demeyi unutmamalıyız!..
YEDİ: Bir kısmı işgal altındaki kaldırımların yarısında, diğer kısmı da caddelere taşarak yürümek zorunda kalacağından, hani belki şehir içi sürat limitlerine uymayan araç sürücülerine rastlayabileceğimizi aklımızdan çıkarmamalıyız!...
SEKİZ: En önemlisi bir vesile ile Samsun"da yaşamaya başlayacaksanız önce işe, ustasından uzun atlama,hızlı yürüme ve zıplama dersleri almalısınız!..
Belediyelerimizde çeşitli isimlerle açılan ve faaliyet gösteren meslek edindirme kurslarına bu derslerin de ilave edilmesini talep etsek nasıl olur acaba? Faydalı olur mu dersiniz?
Bence neden olmasın