Son on yıldan beri şehrimizin en önemli sorunlarının başında olan Samsunspor meselesi yüzünden biz de üç aydan fazla bir süre, Medrese-i Yusufiyye’de kalmak zorunda kaldık. Olayın başında Vezir Hazretlerine bu işe bulaşmayalım olduğu gibi sıkıntı, Samsunspor kulübüne para verecek olan kişi ne ahreti için verir ne de iyilik olsun diye verir, menfaati olmaz ise kimse bu kulübe yardım etmez, gel bu işi Galip Öztürk’e verelim o bu işi yürütsün demiştim. Ama bizim Vezir Hazretlerinin Kulüp Başkanlığı yaptığı dönemden o günün parasıyla üç buçuk trilyon liralık borca imzası olduğundan illa da bu işi siz yürütün meclise gelen evraklardan kulübe yardım alın diye bastırınca bizde mecburen kulübe destek olduk.
Olduk da ne oldu derseniz soluğu cezaevinde aldık. Neden aldık derseniz; Büyükşehir Belediye Meclislerine gelen evrakların tamamına yakını alt Belediyelerde çözülemeyen sorunlu imar planlarıdır ve bu planlardaki sorunları çözmek için Büyükşehir Belediye Meclisinden geçirmek zorundasınız. Bu planların ağırlıklı kısmını da kat artışları, yoğunluk artışları ve kütle ilaveleri oluşturur. Bunları talep eden vatandaşlar da bu plan tadilatlarından ciddi anlamda ekonomik kazanım elde ederler. Biz o vatandaşlara siz Samsunspor kulübüne yardım ederseniz biz de size yardımcı oluruz diyorduk ki, bu normalde yasal açıdan olmaması gereken bir konudur ama böyle olmasına rağmen biz Samsunspor kulübüne destek olmak adına bu riski almıştık.
Biz riski almıştık ama bizim dışımızdaki siyasetçisinden bürokratına, adli yargı mensubundan Bakanlık yetkililerine varıncaya dek hiç kimse bize destek olmadığı gibi ellerinden gelen her türlü sıkıntıyı çıkarmaktaydılar. İşin garibi bizim, gidin kulübe yardım edin dediğimiz insanlar kulübe gidip yardım edecekleri zaman kulübün borçları yüzünden paraları kulübün hesabına değil o günkü kulüp yöneticilerinin hesabına yatırmaktaydılar. O yöneticiler daha sonra o paralara temlik koyup alıp ceplerine atmış olmaları da işin en ağır tarafıydı. Neticede işin çilesini merhum Kayıkçıbaşı ile ben çektik. Sefer Bey de daha sonra yanımıza geldi ama o onun hatasıydı, istenilen evrakları zamanında vermiş olsaydı hiç yanımıza gelmeyecekti. Bizlerin Samsunspor kulübünün bir lirasına dokunmadan direk kulüp yöneticilerine gönderdiğimizi bilen vatandaşlarımız konu daha sonra mahkemelik olunca yanımızda durup doğruları olduğu gibi söylediler de aklandık, yoksa işimiz zordu. Allah onlardan razı olsun.
O gün toplanan o paraların hesabını bizden soranlar, o paraların nereye gittiklerini bilmelerine rağmen bizim üzerimize geldiler bunun nedeni ise; asıl suçluları aklayıp, bizi cezalandırmaktı. İşin en vahim tarafı da Vezir Hazretleri bize sahip çıkmak bir yana ona kim bizimle ilgili soru sorduysa hepsine gidin onlara sorun demesidir. İşin başında biz kardeşiz siz gidin bu işi çözün sorun olursa ben buradayım, gerekirse bu kulüp için beraber yatarız diyen adam daha sonra bize selam dahi vermedi. Ben içerdeyken kararımı vermiştim, çıkınca onu terk edecektim benimle birlikte merhum Kayıkçıbaşı da aynı şekilde kararını vermişti. Ama daha sonra araya giren, altına işeyen adamla Akın Efendi ve eşi onu ikna edince vazgeçti. Vazgeçti de ne oldu dört yıl daha o koltukta oturduktan sonra kovulmaktan beter oldu ve Vezir Hazretleri onu anında sokağa koydu. O Vezir ki elindeki tüm mektupları kullandı şimdi sıra ona geldi koltuktan düşünce bakalım ona kim selam verecek. Geçenlerde bir arkadaş ziyaretime geldi dedi ki Vezir koltuktan düşünce ilk önce onu yanındakiler terk edip dünya varmış biz ne çektik bu adamdan diyecekler dedi ve doğru da dedi.
Samsunspor kulübünün bu saatten sonra ayakta durması için yapacağı tek şey geçmişten günümüze yani iki bin yılından bu güne dek paraları ne olmuş? Hangi yönetim kulübü on dokuz milyon dolar içetmiş? Hangi yönetim kulübe toplanan paraları kulüp Başkanının dairelerini satın alarak paraları içermiş? Hangi yönetim döneminde bir kilo balık beş bin liraya, bir ekmek bin altı yüz liraya yenmiş? Hangi yönetici kendi döneminde Spor Bakanının gönderdiği paralarla kendi işlerini yoluna koymuş? Bunları çözmeden bu kulüp asla düzelmez, herkes bilecek ki kimsenin yaptığı yanında kar kalmıyor. Şehrin Valisi işini gücünü bırakıp geçmişte Samsunsporu yönetenlerin pisliğini temizlemeye uğraşıyor. Vali bey düzgün insan onun bu yaptığını ayakta alkışlıyorum ama asla çözüm değil. Önce kulübün son yirmi yıllık hesapları masaya yatırılıp kimin ne yaptığı ortaya çıkacak ondan sonra yönetici aranacak. Peki, bunu kim nasıl yapacak derseniz bunu normal yönetimlerin yapması mümkün değil, kulüp kayyuma gidecek, kayyum da son yirmi yılın hesaplarını inceleyecek ve her şey ortaya çıkacak. Aksi halde merhum Erbakan Hoca’nın dediği gibi palyatif tedbirlerle bu kulüp ayağa kalkamaz, benden söylemesi. Kalın sağlıcakla