Herkes yaşadığı şehre farkında olsun olmasın maddi manevi bir kısım sebeplerle az ya da çok bağlıdır. Bunu da en iyi gurbete gidince anlıyor insan. Ben de, Ramazandan evvel hem ziyaret hem ticaret kabilinden 10 gün kadar şehir dışına çıktım. Dönüş gününü nasıl iple çektiğimi bilemezsiniz.
Samsun belki dünyanın en güzel şehri değil. Çok daha gelişmiş, modern, temiz, bakımlı, zengin, tarihi veya tabiat güzellikleri ile bezeli şehirler var tabi ki. Ancak kim ne derse desin ailen ve dostların hangi şehirde yaşıyor ise en güzel şehir orasıdır bana göre. Yakından tanıyanlar bilir, özel ve zaruri sebeplerle bir ara başka bir şehre yerleşme girişimim oldu. Kendimi sudan çıkmış balık gibi hissettim aylarca ve eşeğini kaybedip, tekrar bulan bir köylünün saflığı ile mutlu ettim kendimi Samsun'a geri dönerek.
İşyerim, Çiftliğin tam ortasında. Arada bir balkonundan, yoldan geçenleri seyrediyorum. Ara ara tanıdık yüzler görmek mutlu ediyor beni. Çok bunalırsam inip turluyorum. Yol boyu selamlaşarak yürümek, tanıdık esnafın bir çayını içmek daha bir rahatlatıyor beni. Bu aidiyet duygusunun hazzını yaşamanın nasıl bir nimet olduğunu gurbetliği yaşayanlar bilir.
Hele hele uykumun kaçtığı geceler daha da anlam kazanıyor Samsunumuz. Başka hangi şehre gidip gecenin 03:00'ın'da yatağından bir arkadaşımı kaldırıp ''hadi gel sahilde bir tur atıp gelelim'' diyebilirim ki? Ya da Atakum'da ki iskeleye o saatte gidip, balık tutanların arasında tanıdık bir simaya rastlayıp, ver şu oltayı, birazda biz atalım konforunu yaşayabilirim ki ?
Bu duygular biliyorum ki sadece bana mahsus değil. Bu şehirde yaşayan ve kökeni neresi olursa olsun aynı duyguları hisseden on binlerce hemşerimin olduğunu biliyorum. Bu şehre çok şey borçluyuz farkında olalım ya da olmayalım. Peki Samsunumuza bahşettiği bunca güzelliğin karşılığını ödeyebiliyor muyuz? Keşke bu şehri hem Dünyada hem Türkiye'de hak ettiği yerlere her anlamda getirebilsek. Ama ilerletmek bir yana her anlamda daha da gerilere götürüyoruz maalesef. Kendi adıma bunun mahcubiyetini omuzlarımda hissediyorum. Ve yine biliyorum ki benim gibi çok insan yaşıyor bu şehirde.
Bazen de her şeyini bu şehre borçlu olup ta, bu şehirden kaçırabildiği ne varsa başka şehirlere kaçıran ''vatan haini'' olmasa da '' şehir hainleri'' gözüme batıyor, üzülüyorum. ''Bu şehrin size verdiğinin hiç değilse yarısını siz de bu şehre verseniz ne olur?'' diyorum.
Birde bu şehre, başka şehirlerden, ataları ya da kendisi, sonradan gelip yerleşen ve burayı aynı benim gibi ''Memleket'' belleyen. Bu şehirden başka yerde dikili ağaç edinme gayesi gütmeyenler var. Bazen de, kendini şehrin sahibi sanan birileri sıkışınca saldırıyor hoyratça ve haksızca ''bu şuralı-bu buralı'' diye bu hemşerilerimize. Ufak hesaplar uğruna, üzücü bir yaklaşım.
Oysa, Samsun'u memleket belleyen ve bunun gereklerini yapan herkes tartışmasız Samsunludur ve birbiri ile hemşeridir bana göre. Samsunumuzu ve Samsunlu hemşerilerimizi sevelim. Bize bizden yakın kim var ki bu dünyada?