Basın ve yayın organlarından, göz altına alınan şüphelilerin verdikleri bilgileri öğreniyoruz. Şüpheli olanlar, bu girişimin tam göbeğinde olanlar, zanlılar, sanıklar var. Yargı büyük bir hassasiyetle sorgulamalarını yapıyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun KODALAK’ın, suça karışanlarla aldatılanları, fiilen suç işleyenlerle işlemeyenleri birbirinden ayıracak ciddi bir sorgulama yaptıklarını belirtti. Sayın savcının hakkaniyet ve vicdan sahibi, değerlerine bağlı bir adalet mensubu olduğunu biliyoruz ve bu girişimi bütün yönleriyle ortaya çıkaracağına inanıyoruz.
Adalet mekanizmalarından, suçluları tespit edip, gereken cezayı takdir etmelerini beklemiyoruz sadece. Bu, onların zaten rutin görevleridir. Toplum olarak, güvenlik ve adalet mensuplarından bu girişimin perde arkasını çözmelerini de istiyoruz. Girişimin, görünen kısmının değerlendirilmesi çok zor bir süreç değildir. Şüphelilerin cezalandırılmalarına dönük bir sorgulama ve yargılama millet vicdanının rahatlamasına yetmeyecektir. Millet ve devlet olarak, girişimin üst aklını, gerçek mimarlarını, azmettirenleri bilmek istiyoruz. Her birimizin bir tahmini, bir değerlendirmesi mutlaka vardır. Ama, bunun adını hukukçuların tespitlerine göre siyasiler koyacaktır. Ülkemizin bundan sonraki selameti de, bu girişimin üst aklının ve gerçek mimarlarının bulunması ve bilinmesiyle sağlanacaktır.
Sanık beyanlarının tamamı, girişimin PDY olarak tanımlanan, Feto terör örgütü tarafından yapıldığını göstermektedir. Adalet mensuplarının suçu en küçük ayrıntısına kadar değerlendirip, gerekli cezaları takdir edeceklerinden hiç kimsenin şüphesi yoktur. Gözaltına alınan şüpheliler, konunun aydınlatılmasına yetecek bilgileri verecektir mutlaka. Toplumun endişesi, bu yapının tamamen sökülüp atılmasıyla ilgilidir. Sayın Cumhurbaşkanımız, bu yapının devlet içinden temizleneceği garantisini defalarca vermiştir. Bu yapıdan bir şekilde, mali, idari, siyasi ve itibari olarak beslenen bukalemunların, fiili olarak suça karışmayanları yine toplumun içinde olacak, günün etkili gücü etrafında odaklanacaktır. İşte, bu durum; sağduyulu hiçbir vatandaşımız tarafından kabul görmemekte ve bundan endişe duyulmaktadır.
Dokuz gecedir sabah namazına kadar Cumhuriyet meydanındayız ailece. Bir çok aile böyle. Bu girişime büyük bir duyarlılıkla karşı koyan her düşüncede insan var meydanlarda. Her birinden duyduğum ve yazmamızı istedikleri düşünceleri, ortalıkta dolaşan bukalemunların, yine kendilerine ön saflarda yer bulacakları endişeleridir.
Etkili, yetkili ve ilgili olanların; toplumun bu endişelerini dikkate almaları hayati bir zorunluluktur. Geçmiş yıllarda, idari, mali, siyasi ve itibari çıkar için; bu yapının elini öpen, önünde takla atan, onların referansını alarak mesafe kat edenlerin mutlaka gözden geçirilmesi gerekmektedir. Toplumun endişesi de, bu tip bukalemun yapıdaki insanların yine aynı hesapları için belirleyici gücün ön safında yer alacağıdır. Bu hain terör örgütü yargılanırken, bu yapıyı kullanıp, ülkemizi bölmek isteyen dış güçlerin yanında, yine bu zalim yapının önünde takla atarak devleti sömüren içyapı da deşifre edilmelidir. Sanık ve tanık beyanları ile, 17/25 Aralık’tan önce semiren, sömüren ve kemirenlere dikkatli olarak bakılmalıdır.
Hak etmeden gülenlerin, ağlaması haktır. Semirgen, kemirgen ve sömürgenlere geçit verilmemelidir. Gözyaşı üzerine mutluluk kuranların, gözyaşları sahtedir.