ŞAŞKIN ÖRDEK, KIÇTAN DALARMIŞ
Şeyhim Ali Duran, yaklaşık otuz yıldır birlikte olduğum ender dostlarımdan birisidir. Kendisi de hayatın her türlü meşakkatini çekmiş gençlik yılları Medrese-i Yusufiyye'de geçmiş, yaklaşık oniki yıl Hürriyet'ten mahrum kalmış bir insan. Ali ağabeyin söyledikleri benim için çok değerli sözlerdir. Zira o Malayani nedir bilmez, kimsenin dedi kodusunu yapmaz, manevi iklimin olmadığı ortamlardan hoşlanmaz, kimsenin kötülüğünü istemez, herkesi Yaradan'dan ötürü sevmeye çalışan bu devirde eşine ender rastlanacak insanlardan birisidir. Ali ağabey küçük yaşta babasını kaybetmiş, hem de o kadar acı bir kayıp olmuş ki yanında çalışan yarışçısı onu öldürmüş. Ama neden öldürmüş derseniz düşmanlarına, Ali ağabeyin babasını sattığı için ona ihanet etmiş. Yani Ali ağabey; aile boyu ihaneti, varlığı, yokluğu, ceza evini görmüş geçirmiş bir dost. Ali ağabey, küçük yaşta babasız kaldığından dedesiyle büyümüş. Hayatı dedesinden öğrenmiş. Hayatının her bölümünde dedesinin izleri vardır. Bu günkü yazı başlığımız da Ali ağabeyin merhum dedesinin, çok sık kullandığı bir sözdür. Terme, Çarşamba bölgesinde çok sık kullanılan bu söz, Atasözü olmamakla birlikte bölgede darbı mesel haline gelmiş bir söz. Ali ağabeyin dedesinden bu sözü duyunca, ne demek istediğini anlamamış, aradan yıllar geçtikten sonra köyde bir gölün etrafında dolaşırken, ördeğin birinin göle kıçından daldığını görünce, dedesinin ne demek istediğini anlamıştım.
Peki biz neden bu başlığı seçtik derseniz, son günlerde siyasette yaşanan bazı gelişmeleri görünce, aklıma Ali ağabeyin merhum dedesinin bu sözü geldi. Son günlerde bazı siyasetçilerin yaptıklarını görünce, aynen Ali ağabeyin Dedesinin dediğinin, insanlar üzerinde de gerçekleştiğini gördüğümden, bu yazıma bu sözle başlamak istedim. AK Parti kurulduğu günden itibaren teşkilatçılık anlamında kendisine, merhum Erbakan Hoca'nın teşkilat anlayışını şiar edinmiş bir parti. Ancak bazen zorlamalar sonunda aykırı davranışlar olabiliyor. Bu aykırılıklardan birisi de 2012 yılında yaşanan il kongresinde, Genel Merkezin adayının karşısına çıkan Kayınçomu görevden almamalarıdır. Bunun en büyük etkeni benim çok sevdiğim aşkından yanıp tutuştuğum, hatta toplumun büyük çoğunluğunun da benim gibi çok sevdiği !....... Eski Bakan'ın bu Konudaki tavrıdır. Ancak bu güne gelindiğinde durum farklıdır. Süleyman Soylu Genel Merkez'in çıkaracağı adayın karşısında aday olacakları, kongreye dahi sokmayacak kadar cesur bir siyasetçi olduğunu bildiğimden aykırı fikirlere veya çift listelere çok fazla itibar edilmeyeceği kanaatindeyim.
Hal böyle olunca önümüzdeki süreçte neler olacak derseniz, bazı şaşkın siyasetçiler, kendi akılsızlıkları yüzünden kaybettikleri makam ve mevkileri tekrar geri alabilmek için her türlü manevrayı yapacaklar ama aynen Şeyhimin Dedesinin dediği gibi, suya KIÇTAN dalmanın dışında bir işe yarayacağını sanmıyorum. Yok, Yeni Türkiye'ymiş, yok Yeni Samsun'muş bunlar daha önce de dediğim gibi, ot(s)uruktan tayyare selam söylen o yare. Tersanelerin dışında kayda değer gelişmeler olduğuna inanmıyorum. Ekibin içerisinde sevdiğim insanlar olsa da hakikati konuşmak gerekirse, bu arkadaşlarımız abesle iştigal ettiklerini unutmasınlar. Kayınçoma benden daha çok, bu şehirde kızan kimse olmasın. Ancak adamın ekibinde çok düzgün ve kaliteli insanlar var. İşe yaramayan sadece Kayınçoma yağcılık edenlerin olduğunu da kabul etmek zorundayız. Ancak ticarette ve sosyal hayatta ağırlığı olan, işe yarayan, para harcamaktan çekinmeyen insanların çoğunlukta olduğunu da unutmamak lazım. Örneğin severiz veya sevmeyiz ama Burhan Erçal kaliteli bir adamdır. Ercan Albayrak'a kızanlar olsa da ona farklı gözle bakanlar olsa da, ticarette başarılı ve ağırlığı olan, benim de sevdiğim bir arkadaştır (Bilader). Hakeza Alaattin Bayrak, Muharrem Göksel, kaliteli arkadaşlardır. Bu arkadaşların yanında, işi sadece ve sadece Kayınçoma yağcılık yapmak olan, çaycılıktan müteahhitliğe terfi etmiş olanlar veya Kamu Kurumlarında iş takipçiliği yapanlar da var. Ancak bunların sayısı azınlıktadır. Bir de, kaliteli görünüp de ötede beride mangalda kül bırakmayan, ama Kayınçomun yanına geldiğinde süt dökmüş kediye dönen, CHP'lilerle ortaklık yapanlar var ki, onlarla ilgili geçmişte yazdığımdan şimdi yazma gereği duymuyorum. İlerleyen zamanlarda tekrar yazacağım. Siyasette kaybedip de şimdi ŞAŞKIN ördekler gibi siyasete kıçtan dalan arkadaşlara tavsiyem, boşuna heveslenmesinler Atı alan çoktan Üsküdar'ı geçmiş, boş işlerle uğraşmasınlar, yalandan sakallarını uzatıp, dürüst adam rollerine girenlere asla inanmasınlar. Onların iç yüzünü, yaptıklarını ben çok iyi biliyorum. Bu günlük bu kadar yeter, yarın başka bir konuda görüşmek üzere Kalın sağlıcakla.