Gerilemeyle birlikte Osmanlı yaklaşık 200 yılda; ne tanzimatla ne ıslahatla nede meşrutiyetin üst düzey düzenlemeleriyle kurtulamamış çökmüştür. Debdebeye alışmış padişahların aldığı borç altınlar çarçur edilmiş zevki sefaya harcanmış.
Tabii ki el kesesinden yemişler, karşılığını da verecekler. At koşturdukları topraklardan vermeye başlayan Osmanlı acı gerçeklerle karşı karşıyaydı ve dahi vatan toprakları üzerinde imtiyaz haklarını gittikçe genişleten batılı ülkeler ve galata bankerleri memnundular hatta padişahlara daha fazla borç verme yarışına bile girdiler. Osmanlı toprakları üzerinde gavura, gavur demek de artık yasaktı. Ellerini oğuştura oğuştura tatlı kazanç sağlayan galata bankerleri, gayrimüslümler için yapılan yatırım
lar batılılarca emperyalist emellerle işletiliyordu. 1900 lü yıllara gelindiğinde Osmanlı'nın çarşılarında ve arastalarında ne lonca teşkilat adabı, ahlakı, ne de zanaatkarlarının itibarı kalmıştı !
Öyle ki; Türkler ikinci sınıf ahali haline gelmiş. Müslüman Türk köylüsü bir çift sarı öküz için, iki mahalle ötede oturan Rum ve Yahudi tefecilerin eline düşmüştür. Borçlar nedeniyle fethettiği topraklar birer ikişer elinden giden Osmanlı 1914 de çıkan birinci dünya
savaşına ( tarafsızlık teklifi varken) Alman'lardan yüklüce bir para alarak katıldılar. Alman Von Sanders paşanın beceriksiz idaresine rağmen Mustafa Kemal'in dehasıyla Çanakkale'de zafer kazanan Türk' askeri, diğer cephelerde teslim olan Alman'larla birlikte yenik sayıldılar. Ülkeyi savaşa sokan İttihatçı paşalar kaçarken, padişah Vahdettin SEVR antlaşmasını imzalamıştır. SEVR ile 600 yıllık Osmanlı paylaşılmaktadır. Tebası olan ahali Osmanlı'yı arkasından vurmaktadır. Zaten kıt kanaat yaşayan Türk halkı zor durumda ve can derdindedir. Payitaht İstanbul işgal altında
Yunan İzmir'den girmiş ilerliyor,İtalyan Antalya'dan, Fransız'lar, İngiliz'ler Araplar'la birlikte hakeza!..
...Allah'tan Rusya'da devrim oldu da Lenin savaştan çekildi ve antiemperyalist tavır koydu.
Milli mücadele böyle son derece olumsuz şartlar içinde başlatılmış ve başarılmıştır. Yenilgi yüzü görmemiş bir lider olan Atatürk'ün dünya emperyalizmine karşı kazandığı bu mücadele ve bıraktığı devrimler unutulmadı. Yenilgi görmeyen Cumhuriyet Türkiye'si ve devrimler en büyük kazanım olarak yaşamalı, yaşatılmalıdır. Saltanata ve Hilafete karşı yaptığı mücadele ile kurduğu Cumhuriyet yaşayacaktır. 10 Kasımda MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'Ü ANMAK GÖREVİMİZ !..Saygılarımla