SAYIN ARINÇ
Yıl 1994 tayinimi Manisa’ya yaptırdıktan sonra, Sayın Arınç ile tanıştık. O zaman kendi camiasında popüler bir siyasetçi olarak tanınıyor ise de, adı henüz genel siyaset arenasında bilinmiyordu. O yıl belediye başkan seçimleri vardı ve bu değerli kardeşimiz Manisa’dan aday gösterilmişti. Kazanamayınca yıllardır seçimlerine girip kazanamaması kendisinde tam bir yılgınlık oluşturmuştu. Emekli olup bir meslektaşım ile mühendislik, müşavirlik bürosu açtığımda, Refah Partisi İl başkanı ve yönetimi temsil edenlerden birkaç kişi birlikte ofisime gelerek, beni partiye davet ettiler, bilahare giderek kaydımı yaptırdım ve tarafıma tevdi edilen İl Başkan yardımcılığı görevimi sürdürdüm. Yıl 1995 Manisa 20. dönem Millet vekilliği aday listesine beni de aldılar. O yıl % 22 oyla Türkiye’de seçimlerin en büyük partisi olarak çıkmamıza rağmen, Manisa’dan yalnızca 1. sırada bulunan sayın Arınç’ı vekil çıkarabilmiştik. Çok güzel siyasi çalışmalarımız, televizyonlarda konuk olmalarımız falan. Hatta şimdi ağır hasta bulunan ve kendisine acil şifa dileklerimi ve hürmetlerimi sunduğum değerli hocam Ekrem Pakdemir’li ile yerel televizyonda karşılıklı rakipler olarak açık oturum yapmıştık.
Geçtiğimiz hafta medyada sayın dava arkadaşımın üzüntülerine şahit oldum. Konu hakkındaki bazı cümleleri şöyle idi; -“Birilerine karşı olan sevgimi biraz kaybetmiş olabilirim. Heyecanımı kaybettiğimi söyleyebilirim. -“Yola çıktıklarını, yolda bulduklarına değişmemeli” -“Ben Hüseyin’in yanındayım, Yezid'in yanında değilim” -“Ak parti içinden 5. parti çıkmaz dersek, siyasetin doğasına aykırı davranmış oluruz” -“Sorumluluğum altında olan TRT ve A.A bile bana ambargo uyguladı” -“Yeni yetmeler diye tabir ettiğim zıpır bir grup, bunlar Ali Babacan’ı, beni, Hüseyin Çelik’i, Abdullah Gül’ü güçsüz hale getirmek için, trollerden de istifade ederek, sahip olduğu gazetelerden yaylım ateşine tutuyorlar” -“Fetullahcı Terör Örgütü diye bir şey Milli Güvenlik Siyaset Belgesinde yok” -“okul dershane baskınları ile masum insanlar rencide ediliyor.”...
Sayın Bülent Arınç kardeşime benim de buradan bir iki cümle yazmama sanırım, Manisa’da siyasi dönemimizde el ele, ilçe ilçe, köy köy dolaştığımız günler hatırına kızmaz.
Bizler hep birlikte kapı kapı, kahvelerde, köylerde dolaştığımızda, sırf Allah rızasını düşünerek çalışmıştık. Sizin gibi arkadaşları meclise taşıdık, ama bazılarınızın gözlerindeki gözlüğün camı sanırım tozpembe idi. “Ne oldum, rüyamı bu?” diye şaşıranlarınız ayakları yerden kesilen, yer yüzünü göremediğiniz bulutların üzerinde uçtunuz. Mesela siz yalnızca beni, ben Ankara’da müteahhitlik yaparken arayıp, hoş geldiniz diyerek meclise davet ettiğinizde, sayın Gül ve sayın Erdoğan’la bir defa daha tokalaşmıştık. Ama sonrasında sizleri arayan hep bizler oldu isek de, mukabelesini göremeyince, biz de telefonla olan aramalarımızı kısıtladık.
Gelelim serzenişlerinize cevabıma... Sizlerin de yola çıktıklarınızı, yolda bulduklarınızla değiştirdiğinizi ben de bu sütunlardan hatırlatmak istedim. Dönemimizin Hüseyin’i kim Yezid’i kim? Birilerine şimdi kırgınsınız, ama bugüne kadar sizi zirvelerde tutarken bir sorun olmadı da elinizdeki makamlar alınınca mı oldu? Artık bu gibi söylemlere kimse kanmıyor. Sizin döneminiz bitti ve zıpır güruh dediğiniz partinizin seçilmiş ve atanmışları görevdeler ve şimdi siz onlara tabi olacaksınız. Ve artık sizler bundan sonra yolda bulduklarınızla olan anılarla günlerinizi geçireceksiniz.
Cumhuriyetimizin 92. yılını kutlarken, Rabbim’in bu erken seçimlerin de tüm vatana ve dünyaya saadetler getirmesini temenni ederim.