SEÇİM
1 Kasım 2015 tarihinde yapılacak seçimlere az zaman kaldı. Günümüzde basın ve yayın haberleri çok taze olmakta insanlar siyaseti yakından izlemekte, kendisine en yakın olan siyasi düşünenin ülkenin yönetimini ele almasını istenmektedir.
Bazı seçmene kime oy vereceği sorulduğunda, partisinin genel başkanının adını söyler, oy verdiği partinin vekillerinin ismini bilmeyenler az değildir.
Türkiye haritasında seçmen dağılımı bakımından incelendiğinde partilerin bazı bölgelerde ve şehirlerde yeterince oy alamadıkları, buda seçim sonuçlarını etkilediği görülmektedir. İstanbul, Ankara, İzmir, Türkiye nüfusunun yüzde otuz ikisini teşkil etmekte buralardan istediği sonucu alamayan partiler iktidardan uzak kalmaktadır.
Ülkenin siyasi, sosyal, kültürel yapısı incelendiğinde nüfusumuzun yüzde altmış beşe yakını milliyetçi, muhafazakâr merkezde olmakta, 1950 yılından bu zamana kadar genelde iktidarlar bu alandan çıkmıştır. Bu alanın ihtiyaçlarını ve duygularını anlayan siyasiler referanslarını doğru ilettikleri için iktidara gelmişlerdir.
Oylar kitlesel, kültürel ve seçilecek kişinin de tanınan olması, partinin genel başkanını partisi olarak düşünür oyunu ona göre değerlendirir.
Bunu göz önünde tutan partiler, halkın değişik kesiminde bulunan seçmene ekonomik ve sosyal politikaları öne çıkarmak suretiyle seçmenin tercihlerini ben daha fazlasını vereceğim demek suretiyle oya dönüştürecek gayreti içinde olduğu görülmüştür.
Partiler neden hükümet kurulmadığını seçimden sonra kurulacak hükümette inatlaşma yapmadan, halkın çıkarlarının kendi siyasi geleceklerinin önünde olmasını açıklamaları önem taşır.
Samsun bölgenin ve Türkiye’nin önemli büyükşehirlerinden havadan, karadan, denizden ulaşımı ve ılıman iklime sahip, nehirleri, ovaları ve potansiyeli gelecek için önemli şehir.
İlimizden Ankara’ya gidecek vekillerin meclis kürsüsünde konuştuğunda, Samsun’u taşıyabilecek, donanımlı, boş zamanında seçmenin yanında olabilecek vekile ihtiyacımız var.