SEÇİM GELİNCE

Mehmet Ali Coşkuner

Seçim gelince, boyunun ölçüsüne bakan bakmayan, haddini bilen bilmeye, hesap yapan yapmayan ben de varım diye milletvekili aday adayı olarak ortaya çıkıyor. 

Bazıları var ki acınacak halde, ama kimse de onlara; “senin ne işin var aday adaylığı ile git işine gücüne, git evine otur.” demiyor. 

Hatta gaz verenler etrafını sarmış, veriyorlar gazı, yapıyorlar ayarı, adamlar ne yapsın, daha aday olmadan milletvekili olduk sanıyorlar. 

Havaya da girince de gün geçtikçe alışıyor, kendini milletvekili olarak doğmuş sanıyorlar. 

Öyleleri var ki; ağlanacak halleri var. Adam ne yapsın, tek zaafı gaza gelmesi..

“Senden daha iyisini mi bulacaklar, 
Sen düşünme parti düşünsün, 
Seni yapmayacaklarda kimi yapacaklar,
Sen kaybetmezsin, sensiz parti kaybeder,
Sayın milletvekilim, bu iş bitti,
Sen bizim vekilimizsin,
Gönüllerin vekilisin…”

Sözlerini duydukça ayakları yerden kesiliyor. 

Eğer bir de ego varsa yandı keten helvası.

Kaç seçim geçirdim hatırlamıyorum.

Kaç milletvekili ile siyasette bulundum, sayısını bilmiyorum.

Kaç kişiye kendine güldürme dedim, hepsi de duvara toslayınca aklıları başlarına geri geldi.

Ama siyaset öyle bir şey ki bizim gibi temelden adım adım, sindire sindire yapanlar, bir gün gelince durmasını biliyor.

 Ama emeksiz birilerinin desteği ile tadını alanlar vazgeçemiyor. 

Çünkü emeksiz olan hiçbir şeyin değeri olmuyor. Değeri olmayan şeyinde kıymeti bilinmiyor.

Onun için siyaset mezarlığında öyle isimler var ki, hepsi millet içine çıkamadan gitti.

Partilerde öyle isimler var ki; yıllarca partilerinde mücadele etmiş, hiçbir görevden kaçmamış, partisinin kapısını kimsenin çalmadığı, önünden kimsenin geçmediği zor günlerde partisinin emektarı, maddi manevi destekçisi olmuşlar. 

Bir de parti ile alakası olmayan, seçimden seçime parti kapısını bilen, beklediğini bulamayınca, bir sonraki seçime kadar partiye uğramadığı gibi, adını bile anmayan isimler var. Bu isimler bugün bir çok partide var ve çıkmış aday adayı olmuşlar.

Bu aday adaylarına prim veren hangi partili olursa olsun, önce kendi partisine, sonra Samsun a ve memleketine ihanet eder.

Bu arada yasal olarak siyaset yapma şansı olmayan devlet içinde görev yapan kendini devletine adamış, sonrasında siyasetçi olarak görev almak isteyen aday adaylarına kimsenin bir sözü yoktur. 

Her zaman her partinin listesinde böyle devlet adamları vardır ve olmalıdır. Onlar devletin işleyişini bilen devlet tecrübesi olan devlette yetişmiş özel insanlardır. 

Mensubu oldukları parti iktidar olduğunda deneyimleri ile siyasiler ve devlet arasında dengeyi sağlayacaklardır.

Anlatmak istediğim partiler vefalı olmalıdır. Aday adaylarının parti sicillerine iyi bakmalı, aday belirlemede önem verilmelidir.

Bugün Samsun da partilerinden aday adayı olmuş isimlere bakarak değerlendirme yaparsak;

İyi Parti den Ömer Süslü, Demokrat Parti'den Erdem Demirdağ, desek, çok değerli 2 isim olarak karşımıza çıkar. 

Ömer Süslü gerek İyi Parti nin kurucu İl Başkanı olarak gerekse genel başkanı Meral Akşener e siyasi hayatında verdiği desteği ile, sonrasında partisinin aday tanıtımına giderken geçirdiği kaza sonucu, İyi Parti'nin gazisidir. 

Erdem Demirdağ başlı başına siyasi vefa örneğidir. Yıllarca varlığını Demokrat Parti de sürdürmüş, adeta Demokrat Parti ile bütünleşmiş bir isimdir. 

Babadan gelen kır at geleneğini bugünlere kadar taşımış, Samsun'u Ankara da taşıyacak bütün partilerin aday adayları içinde etkili isimdir.

Diğer partilerin aday adayları ile genel durumlarını önümüzdeki günlerde paylaşacağım.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.