SEÇİMİN ARDINDAN

Sami Kesmen

Elli Milyon üzerinde vatandaşımızın oylarını kullandığı 24 Haziran seçimleri geride kaldı artık. Şimdi çalışma, kaynaşma ve birleşme zamanı. Elbette, seçimler ayrışma ve kavgalaşma zamanı değildi. Ama, ülkemiz seçim geleneğinde öteden beri zaman zaman kavga, zaman zaman gerginlik, zaman zaman atışmalar, zaman zaman çekişmeler zaman zaman da tatlı ironilerle seçimlerin propaganda dönümleri yürütülmüştür. 24 Haziran seçimleri bu anlamda gerginliğin en az olduğu bir süreç olarak yürütüldü dersek yanlış söylemiş olmayız. Hem yönetimin sistemin değiştirilmesinin oylandığı, hem Cumhurbaşakanının seçildiği, hem de 600 milletvekilinin tercihinin yapıldığı bir seçimde kayda değer bir sorun sokağa ve vatandaşın huzuruna yansımamıştır. Bireysel ve lokal kavgaların böylesi önemli ve büyük bir seçimde sorun olarak görülmemesi gerekmektedir. Milletimize yakışan bir seçim süreci yürütülmüş, seçimin hemen sonrasında kavgaların bittiği ve seçmenin verdiği mesajların alındığı en üst ağızlardan ifade edilmiştir.

Şimdi sıra mahalli seçimlere gelmiştir. Her ne kadar hukuki olarak bu süreç başlamamışsa da siyaseten başlamıştır. Her seçimin bir sonraki günü yeni seçim sürecinin de ilk günüdür. Siyasette başarı da ancak böyle elde edilir. Başarılı olan siyasi lider ve partilere bakıldığında bu durumun ne kadar gerçekçi olduğu görülecektir. Parti liderleri, kendi seçim sonuçlarıyla ilgili olarak, partilerinin bu konudaki sorumlularından değerlendirmeler alacaklar, bunları komisyonlarında masaya yatıracaklar ve belli bir kanaatin oluşmasını sağlayacaklardır. Oy düşmesi ve artmasının nedenleri üzerinde duracaklar, bunun ne kadarının; seçmenden, politikalardan, teşkilatlardan, belediye başkanlarından, milletvekillerinden, milletvekili listelerinden ve genel merkez tavırlarından kaynaklandığı hususunda bir sonuç ve karar oluşturacaklardır. Söz konusu bu değerlendirme sonuçları üzerinden de mahalli seçimlerle ilgili politikaları, adayları ve tavırları belirleyeceklerdir. Değerlendirme konusu hususlar ne kadar isabetli olmuşsa, mahalli seçimler için oluşturulacak politika ve aday tespitleri de o kadar isabetli olacaktır. Her parti açısından bu gerçek aynıdır. Siyasetin doğası ve karakteri bunu gerektirmektedir.

Samsun her zaman ülke gündeminin belirleyeni ve ülke haritasının karşılığı olmuştur. İlimiz; siyasette, ticarette, idarede ve toplumsal ilişkilerde Türkiye’nin aynasıdır. Bu seçim sonuçları da yine, ülkemizin genel ortalamasını yansıtmaktadır. Samsunda çoğunluğu, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve İç Anadolu karışımı bir halk vardır. Etnik yapısı itibariyle de Türkiye ortalamasını ifade etmektedir. Laz, Çerkez, Kürt, Mübadil, Gürcü, Arnavut etnik yapısına sahip vatandaşların bir arada yaşadıkları bir şehirdir. Hem etnik yapısı, hem tarihi dokusu, hem de farklı illerden gelerek samsuna yerleşmiş vatandaşlarımızın varlığı; ilimizde bir zengin oluşturmuş, ortalama bir kültür meydana getirmiştir. Böylece de samsun halkı bir çok meseleyi aşmış, doğru tercihler yaparak da verilmesi gereken mesajı ilgililere ve yetkililere her zaman sandıkta isabetle göstermiştir.

Şimdi ! Sorumluluk pozisyonunda bulunan herkes suçlu arama yerine kendisini sorguya çekmelidir. En kolay yol olan, faturayı başkasına kesme ve ödetme çalışmaları yapılmamalıdır. Başarı da ortak sahiplenilmeli, bedel ödenecekse de doğru adresler bulunmalıdır. Kurban vererek, sorumluluktan kurtulma kolaycılığına gidilmemelidir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.