Günlerdir görsel ve yazılı basında Amerikanın seçimleri ile ilgili haberler devam ediyor. İkinci kez seçime girmişiz hissine kapıldık, ekranda hangi parti ,hangi bölgeden ne kadar oy aldı, harita üzerinden ve yorumcuların açıklamaları ile takip ettik.
Seçim beklenilen dışında sonuçlandı ki,aslında ne seçimleri, nede kazanan kişi direkt olarak umurumuzda değildi. Bu seçimden bir önceki seçim aslında umurumuzda idi, orada öne çıkan kişiliğin ezilen bir ırktan olması ve söylemlerde ki dini bizi ilgilendiriyordu.
Öyle ya, Amerikanın başına Müslüman asıllı bir lider geçecek ki, son yıllarda öne çıkan İslam karşıtlığına belki de dur diyecekti. Yada dünya üzerinde sadece savaşlar ve terörizmle anılan bir din yerini daha ılımlı ve halklarının hiç yoktan huzur içinde yaşayacağı bir topluma dönüştürülecek diye hayal etmiştik.
Yeni lider ilk yurt dışı gezisini Mısır'a yapmıştı. Sevinmişti kurtarıcısı olmadığı için denize düşüp, yılana sarılan topluluk. Müslüman bir toplum üzerinden diğer İslam toplumlarına mesaj verilmişti. Süper güç yanımızda yorumları başladı.
Sonuçlarına baktığımızda değişen hiçbir şey olmadığını gördük, Mısır bir darbe yaşamış, halk bastırılmış, emperyalizme hizmet eden bir yönetim ile ödülünü almıştı Mısır halkı.
Dünyaya hükmeden güç bize bir umudu aşılamıştı belkide,yada öylemi gösterilmişti ?
Hiç kimse orada ki seçimlerde Müslümanların bir etkisi olmadığını düşünmedi, oylar Müslüman toplumdan da gitmemişti. O zaman bu beklenti ne idi yada ne yapılmak istendi orada?
Dikkat ettiniz mi ? Yeni başkan ile orta doğuda neler değişti ? Önce nelerin değişmediğine bakalım. Bu bölgede kan, göz yaşı ve belirsizlik değişmedi, kaos ve karmaşa konusunda değişiklik olmadı. Halklar ve İslam toplumu arasında bölünme, ayrışma ile uçurumlar oluşturuldu.
Değişen bir şeyler vardı, ülkesinde atom bombası üretildi, üretilecek diye yaygara koparılan, her an vuruldu ,vurulacak diye beklenen veya gösterilen İran ile araları düzeldi. Şiilik ön plana çıkartıldı.
Yeni bir terör örgütü meydana getirildi, Sünniyiz diye bağırmaya başladılar, akla hayale gelmeyecek şiddete başvurdular. Şiileri öldürmeye , Irak ordusunu kovalamaya başladılar, Suriye'nin büyük bir bölümünü eline geçirdiler.
Daha sonra final safhasına geçildi, kendi ürettikleri düşman ile mücadele adı altında bölgeyi şekillendirmeye başladılar. Şiilik yayılmaya bölgeyi tehdit etmeye başlamıştı.
İslam adına tek olumlu hareket görebildiniz mi? Göremezsiniz, Müslüman asıllı bir kişinin süper gücün başına geçmesinde ki maksat kurbağa hikayesinin tezahürüdür. İslam toplumu birden kaynar suya koymamış, ılık suda ısıtmaya başlamıştılar ve başarılı oldular.
Düşünsenize tüm bu olaylar, bir Hristiyan lider tarafından yapılsaydı söylemler nasıl olacaktı bu bölgede ki toplumların arasında.
Amerika'daki seçimlerde kimin kazandığı çokta önemli değildir, sonuçta o ülkenin ve hizmet ettiği zihniyetin dediği olacaktır. Yeni gelen onlara yine hizmet edecektir. Hangi toplumu koruyor görünü yorsalar anlayın ki, o toplumun kanını emeceklerdir.
Ekranlarda insanların beynini yıkamayın boş verin, kendi meselelerimize dönelim, tüm yorumlarınızı birkaç ay sonra değiştireceksiniz. Çocuksu bir hayal alemi görüntüsü var, o başkan olursa şunu yapacak, bunu söyleyecek, buraya destek verecek, bunlar mutlaka olacakta, olacak olanların onlara faydası var ise olacak sen o bölümde sadece figüran olup, onlar gittikten sonra geride bıraktıklarını düzeltmeye çalışırken yine onlara bağımlı bir devlet olarak kalacaksın.