01-03 Nisan 2016 tarihlerinde, Samsun Canik Belediye Başkanlığı tarafından milletlerarası seviyede "Geçmişten Günümüze Şehir ve Kadın Sempozyumu" düzenlenmiştir. İlmî faaliyetlerin, dâimâ insanlığın önünü açtığını, yakından uzağa, günün haberleşme vasıtalarının da yardımıyla, ânında tesirini her mekânda gösterebildiğini ve bununla da büyük faydalar sağladığını her zaman müşâhede etmişizdir.
Mes'elere, mutlaka, insanlığa/cemiyete faydalı olmak açısından bakmak zorundayız ve ilmin aradığı ve tavsiye ettiği hakîkat de budur.
Nerede ilmî faaliyet var ise, orada bulunmamız şarttır. Zîrâ; Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyorlar ki: "Ya öğreten, ya öğrenen, ya dinleyen ya da ilmi seven ol. Fakat beşincisi sakın olma; helâk olursun."
Bu vesîleyle; ben de, "Necip Fâzıl'ın Şiirlerinde Kadın" mevzûlu bir tebliğ ile, bu sempozyuma katılarak, hem bu husustaki görüş ve bilgilerimi nakletmek ve hem de çok kıymetli konuşmacıların -mümkün olduğu nispette- fikirlerinden istifade etmeye gayret gösterdim.
Sempozyum Kurulu Başkanı olarak, Canik Belediye Başkanı Osman Genç'in, böyle faydalı ve verimli ilmî faaliyetlere öncülük etmesi takdire şâyândır. Ayrıca; O'nunla birlikte, bu geniş katılımlı sempozyumun yükünü taşıyan kıymetli kişileri de bilgilere sunmak vazifemizdir.
Bunlar; Genel Koordinatör: Prof. Dr. Osman Köse; Yürütme Kurulu: Prof. Dr. Zafer Gölen, Prof. Dr. Bünyamin Kocaoğlu, Doç. Dr. Türkmen Töreli, Doç. Dr. Dilşen İnce Erdoğan, Doç. Dr. Mucize Ünlü, Yard. Doç. Dr. Nurten Çetin ve Sekreterya: Cihad Lütfullah Gürler'dir.
Şehir ve Kadın Sempozyumu'na yüz ellinin üzerinde ilim adamı katıldı. Zübeyde Hanım, Fatma Aliye Hanım, Nene Hatun, Halime Hatun ve Altun Can Hatun isimlerini taşıyan salonlarda otuzüç oturum yapıldı. Bu salonlara isimlerini veren kıymetli hanımlarımız, sırayla: Zübeyde Hanım; Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi; Fatma Aliye Hanım; Ahmed Cevdet Paşa'nın kızı; Nene Hatun; 93 Harbi'nde, Erzurum'da Aziziye kahramanı; Halime Hatun; Osmanlı Türk Cihân Devleti'nin kurucusu Osman Gaazi'nin annesi ve Altun Can Hatun, Tuğrul Bey'in hanımıdır.
Sempozyuma katılan konuşmacıların hepsinin isimlerini yazmam elbette mümkün değildir. Ancak, fikir verebilmek bakımından bâzı isimleri sunmamda da fayda vardır: Prof. Dr. Tuncer Baykara, Prof. Dr. Hatice Palaz Erdemir, Prof. Dr. Muhittin Eliaçık, Prof. Dr. Cevdet Yılmaz, Doç. Dr. Mucize Ünlü, Doç. Dr. Doğan Yörük, Yard. Doç. Dr. Suat Zeyrek, Yard. Doç. Dr. Mehmet Aydın, Yard. Doç. Dr. Orhan Bingöl, Prof. Dr. Dursun Ali Akbulut, Prof. Dr. Fahri Sakal, Doç. Dr. Leyla Murathan, Prof. Dr. Ulvi Koser, Prof. Dr. Alaattin Aköz, Prof. Dr. Havva Kurt Selçuk, Prof. Dr. Zafer Gölen, Doç Dr. Ramazan Kazan, Doç. Dr. Ahmet İçli, Yard. Doç. Dr. Seher Boykoy, Doç. Dr. Ramazan Kazan, Doç. Dr. Mehmet Emin Üner, Doç. Dr. Meryem Kaçan Erdoğan, Doç. Dr. Dilşen İnce Erdoğan, Doç. Dr. Türkmen Töreli, Doç. Dr. Hasan Aydın, Doç. Dr. Gülzade Abdulova, Prof. Dr. Mehmet Beşirli, Prof. Dr. Bayram Akça, Prof. Dr. İlhan Ekici, Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek, Prof. Dr. Nalan Genç, Prof. Dr. Feriha Akpınarlı, Prof. Dr. Osman Köse, Prof. Dr. Hasan Ali Şahin, Prof. D. Nargiz Aliyeva, Yard. Doç. Dr. Şeyma Kuran, Prof. Dr. Nalan Genç, Prof. Dr. Mustafa Demirci, Prof. Dr. Yavuz Bayram, Yard. Doç. Dr. Seda Özsoy, Yard. Doç. Dr. Fatih Durgun, Doç. Dr. Sebene Nimetsade, Yard. Doç. Dr. Yılmaz Irmak, Yard. Doç. Dr. Nurten Çetin, Dr. Yûnus Emre Tekinsoy...
Sempozyuma yüzellinin üzerinde ilim adamının katılıp tebliğ sunduğunu söylemiştim. Bunların, yarıdan fazlasının 'hanım' oluşu dikkatimi çekti. Bugüne kadar katıldığım sempozyumların hiçbirinde bu kadar hanım konuşmacıya rastlamadım. Bu hususta da, sempozyum tertip heyetini ayrıca tebrik ediyorum. Çünkü; başlıbaşına müstakil bir 'mesele' hâlinde ele alınan 'kadına bakış', maalesef, dînî, p(i)sikolojik, iktisâdî, içtimâî ve kültürel cepheleriyle ele alınıp, 'hukukî zemin'de, kendisine istenilen yeri temin edememişti. Bunda, bu başarının da ilk adımının atıldığını müşâhede ettim.
Tabiî ki, bunu; sâdece 'kadın mes'elesi' olarak değil de, umûmî 'insan mes'elesi' olarak ele alıp, 'eğitim sistemini' buna göre tesis etmedikçe; ve işlenen 'suçun mukabilini' de, ' cezâ olarak tatbik etmedikçe' yâni işlenen 'suça, denk cezâ' hükmü getirilmedikçe, herkes sâdece konuştuğuyla kalacak ve böylece de, âdeta havanda su dövülecektir.
Bu mevzû, 'Kadına Değer Vermek ve Kadın Cinâyetleri" (Bknz: Denge Gazetesi, 14 Aralık 2015, Sf. 9) ve 'Kadın Cinâyetlerinin Arka P(i)lânı,1-2'(Bknz: Denge Gazetesi, 08-09 Mart 2016, Sf.11) başlıklı makalelerimde, bu cepheleriyle ele alınmış ve 'hukukî zemin'de, 'adâlet'in teminiyle, hâdiselerin önlenmesine çâre aranmaya çalışılmıştır.
Bir başka önemli husus da, sempozyuma sunulan tebliğlerin kitap hâline getirilme sözünün verilmesidir. "Söz uçar" -hattâ insan göçer- fakat "yazı" kalır." Bu sebeple; millî mes'elemiz ve millî dâvâmız bu olmalıdır. Zâten; Peygamber Efendimiz de: "İlmi, yazıya bağlayınız" buyurmaktadır.
Bu hususta da güzel bir netîceye ulaşılmıştır ki, bu da, geçen yıl yapılan "Canik Belediyesi Geçmişten Günümüze Şehir ve Çocuk Sempozyumu" tebliğlerinin birinci cildini 707 ve İkinci cildini de 685 sayfa olmak üzere toplam da 1392 sayfalık kitap hâline getirilerek bütün katılımcılara dağıtılmasıdır.
İlme değer vermek budur!..Kalıcı eser bırakmak budur!..Asıl hizmet budur!..Yol, kanalizasyon, köprü, park..yapmayan belediye mi var?
İnanıyorum ki; Canik Belediyesi'nin büyük hedefleri gözleyerek, büyük emek ve gayretlerle tertip ettiği bu başarılı sempozyum, istenilen 'fayda'yı fazlasıyla temin etmiştir.
Şunu da ifade etmeliyim ki, mevcut şartlar içersinde, bundan daha mükemmelini de başarmak mümkün olamazdı.
Bu sebeple; başta Canik Belediye Başkanı Osman Genç olmak üzere tertip heyetini ve bütün emeği geçenleri tebrik ediyor ve alkışlıyorum.
Sözü, konunun önemine binâen, Samsun'un,Türkiye'nin ve dünyâ fikir câmiasının kıymetli ilim adamı merhûm Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil'in bir sözüyle bağlıyorum.
"Gençlerle Başbaşa" adlı eserinde diyor ki:
"Kadınlara hürmet et. Düşün ki, kadınlık, insanlığın anasıdır."