2 Haziran 2012 tarihinde Eskişehir'de Gezi olaylarına destek için yapılan gösteriler esnasında,dağılan gruplardan bir genç arka sokaklarda eli sopalı kişilerce darp edilerek öldürülüyor.,Ölen Ali İsmail Korkmaz'ın mahkemesi toplumsal bir olay olması çeşitli örgütler ve basının yoğun ilgisi nedeniyle son bir kaç gündür ülke gündemini işgal etmektedir. Bu yargılama için,Chp'li vekiller Hüseyin Aygün, Sezgin Tanrıkulu, Veli Ağbaba, Süheyl Batum, Musa Çam ve Tufan Köse'de duruşmasıyı izlemek için Kayseri'ye gitmiştir.
19 Haziran 2012 , Hakkari Dağlıca bölgesi, karakol personelinin bir bölümü uykuda, diğerleri emniyeti sağlamak üzeri gecenin sessizliğini dinlerken, bir roket binaya isabet ederek karmaşanın başlangıcı oluyor. Emniyet nedeniyle kapatılan aydınlatmalar,patlamalar,silah sesleri ve karanlıkta kanlı bir mücadele başlıyor. Teröristlerin düzenlediği karakol baskınında şehit olan 8 askerden biri olan Umut Bulut için kenar mahallede kirada oturdukları evin önünde cenaze töreni düzenleniyor. Şehidin arkadaşları orta boy bir karton kutuyu açarak iki çıta ile destekledikleri pankarta ayakkabı boyası ile ''Mezbahanenin Umudu '' yazarak, yanlarından geçtikleri zabıtaya '' belediyeniz malzeme vermedi'' diye tepki gösterip '' Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez'' sloganıyla cenazenin olduğu alana geçtiler. Onları gören bir kaç kişide aynı sloganı tekrarladı.
6 Temmuz 2012 ,gece saat 02.00,yoğun yağmur sonucu Canik İlçesinde kavşak çalışması için mühendislik harikası olan planlamanın sonucu üstü kapatılan ırmağın taşması ile oluşan sel suları 300 m ilerideki Şehit Umut'un ailesinin zemin katta oturduğu eve dolmaya başlar. Şehidin dokuz aylık bebeği son anda dedesi tarafından kurtarılır.
Devlet otuz yılı aşkın süredir mücadele ettiği terör olaylarını bitirmek adına başlattığı barış sürecinde tepkilere maruz kalarak yanlızlaştırılır. Vatan satılmıştır, şehitlerin kanı yerde kalmıştır, ülke bölünecektir vs.unutulmaması gereken yarın iktidar kim olursa terör belası onun elinde kalacaktır. Sorun bir partinin çok dışında devletin ve milletin sorunudur. Sorun bir nesil sonrasının omuzlarına bu kanın bırakılmasıdır.
Gezi eylemlerine destek adı altında yapılan gösterilerde öldürülen gencin davasına basın ve bir siyasi partinin gösterdiği ilgiyi, ülkesi için Hakkari'de şehit olan bir askerin cenaze töreninde görmeyi isterdik. Görüntü olarak mahkemede hak aramak için ilgi gösterilmiş olsada temelinde yatan siyasi bir düşüncedir.Biz yanınızdayız,bu olayın takipcisiyiz izlenimi vererek, ölen gencin üzerinden puan kazanmaya çalışılmaktadır.
Şehit cenazelerinde, yetim kalan çocuklar, bitirilememiş bir ev inşaatı, faturaları ödenemediği için kesilen elektrik ,su ,gerçek acıyı içinde yaşayan ailelerin görüntülerine alışmışken, Anadolu'nun her hangi bir yerinde şehit cenazesinde boy gösteren vekil olayına nedense alıştırılamadık.Bunun yerine ya milliyetci bir partinin tabanından bir grubu orada gördük, yada Umud'un cenazesinde olduğu gibi sade bir kalabalığı.
Toplumsal bir olayda vefat eden gencin mahkemesini takip etmek mutlaka gereklidir, ama bundan yararlanmaya çalışmak parti adına çok olumlu bir görüntü değildir. Sonra birileri şehit cenazesinde neden aynı hassasiyeti göstermediniz diye karşınıza çıkabilir, orada söyleyecek olduğunuz ''her zaman yanlarındayız sözleri '' pek inandırıcı olmayacaktır.Ülkenin sorunu olan terörün bitmesi yönünde eylem boyutunda faaliyet gösteren bir vekil topluluğu görmeyi beklerken, toprak veriyoruz,şehitlerin kanı yerde kalıyor diyerek çatışmacı bir zihniyette hareket etmek ve bu politika ile siyaset yapmak ise gençlerin kullanıldığını hissettirmektedir.
Ülke gündemini belirleyecek düzeyde destek verilen bir cenaze kadar ,şehit cenazelerine aynı hassasiyette yaklaşılsa idi,belkide bu üzücü tabloyu bunca yıl yaşamayacaktık.