ŞEHRİMİZDE SUÇ İŞLEME ORANI NEDEN YÜKSEK?
Gerek ülke geneli gerekse Karadeniz Bölgesi ile orantılandığı zaman şehrimizde suç işleme oranı Güneydoğu hariç hayli yüksek bir potansiyele sahip olduğunu gözlemliyoruz. Şehrimize tayin olan güvenlik görevlisi arkadaşların, maalesef üzülerek şehrimize geldiklerini bizatihi kendilerinden öğrenince insan üzülüyor. Hatta geçtiğimiz hafta sohbet etme fırsatı bulduğum üç beş güvenlik görevlisi arkadaşın hepsi ortak fikirde ve bu şehirdeki suç işleme oranının yüksekliğinden yakınmaktalar, buradan da doğuya tayin olan arkadaşları oradan arayıp, iyi ki buraya tayin olduk. Orasının ne kadar zor bir şehir olduğunu buraya gelince anladık diyorlarmış. Geçenlerde ifade vermek üzere Savcılığa çağrıldım. Dönerken Cezaevi aracında 4 gençle birlikte döndük. Yolda gençlerin doğum tarihlerini sordum. Biri 1986,birisi 1985,biri 1993,sonuncu ve en büyüğü ise 1974 doğumlu idi. Gençler aslında mayaları temiz pırlanta gibi çocuklar, fakat sahipsiz olmaları, işsiz kalmaları ve kötü çevreye takılmaları sonucu suç işlemeyi adet haline getirmişler. Daha doğrusu bir kısmı dışarıda eğitimsizlikten, ilgisizlikten ve sevgisizlikten isyan eder hale gelip, adeta suç makinesine dönmüş sırf isyanından bir kısmı tövbe etmiş bırakmış ama eskiden işlediği suçların bedelini ödüyor veya terk edemediği çevresinin teşviki ve zorlaması sonucu yaptığı işten vazgeçemediğinden toplumdan kopmuş, cezaevi hayatı adeta hayatının bir parçası olmuş. Yapılan istatistiklerde cezaevinde yatanların ortalama % 40 ı kader mahkûmu denecek durumda. Bir de ülkemizde mahkemelere açılan her yüz davadan 42 tanesinin suçlananın lehine bittiğini biliyor muydunuz? Yaklaşık on yıl Üniversite Özel Öğrenci Yurdu işlettim. Problemli öğrencilerin tamamı ailevi sorunları olan çocuklardı. Aile yapısı sağlam olan öğrencilerin en ufak sorunu olmuyordu, olsa da kendi dünyasında hallediyordu. Hiç unutmadığım bir anını sizlerle paylaşmak istiyorum. Sanırım 56 yıl önce köyümüzde annesi ile babası ayrılmış, daha sonra babam vefat etmiş, annesi de evlenmiş. Genç bir çocuğu tedavi edilmesi için bana gönderdiler. Çocuk şifozreni hastası idi. Doktora götürdüm. Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine yatırdım. Her hafta ziyaretine gittiğimden doktoru ile de sık sık görüşüyordum. Doktorun cevabı çok enteresandı. Bak Adnan Bey her insan % 25 şizofrendir. Bu yaradılış gereğidir. Ancak insanın çocukluk ve gençlik yaşlarında sevgiden uzak, baskıya maruz, stresli ve problemli bir hayat yaşarsa bu oran % 40 a çıkar ve kronik şizofren olur. İşte senin hastanda böyle bir hasta dedi. Daha sonra bu tür hastalarla ilgili beynimde bir araştırma yaptım. Doktor Beyin dedikleri çok doğru olduğun anladım. Şehrimizdeki suç oranının yüksek olmasının nedeni boşanmalardaki artış, ekonomik darlık, ailelerin çocukları ile yeterince ilgilenmemesi ve en önemlisi manevi değerlerden uzaklaşmamızdır. Gençlerin yaradılış fıtratları suç işlemeye meyilli bir fıtrat değil, ama saydığım nedenlerle pırıl pırıl gençlerimizde toplumumuzda sıkıntı çekiyor. Bu gençler hiçbir şeyimiz olmasa bile gençlerimiz olduğunu unutmayalım.
NOT: Bu arada, taburcu olmamdan 25 gün geçmiş olmasına rağmen, yürütülen Soruşturma ile ilgili Hastane Çıkış Raporum Mehmet Aydın Devlet Hastanesinden her nedense bir türlü Adli Tıpa ulaşamamaktadır. Bu da süreci olumsuz etkilemekle birlikte benim de fena halde canımı sıkmakta. Arkadaşların yoğun olduğunu biliyorum, fakat bir raporu ellerinden çıkartacak kadar basit bir işlemi bu yoğunluğun engelleyeceğini sanmıyorum. İlgililerin bu konu üzerinde hassasiyetle duracağından emin olduğumuzu söyleyerek sözlerime son veriyorum.