Şehrimizin öncelikli sorunlarından birinin de otopark sorunu olduğu hepimizin ortak kanaati. Ancak bu sorunun nasıl çözülmesi gerektiği konusunda bugüne kadar ciddi bir çalışma yapılmadığı da hepimizin malumu. Peki bu görev kimin diye soracak olursanız Büyükşehir Belediyesi'nindir cevabını alırsınız.
Peki bir de, şehirde olan biten her şeyden Büyükşehir Belediyesi mi sorumludur derseniz, onun yanıtı da; yasalarla yönetilen ülkemizde yapılan her inşattan alt belediyeler ruhsat verirken, ya her mesken için bir otopark yeri veya bedelini tahsil edip, o binanın yakınında otopark yapılmak üzere Büyükşehir Belediyesi'nin hesabına bloke etmekle mükelleftir şeklinde olur.
Peki bugüne kadar bu uygulama nasıl yürümüş derseniz, bir kısım alt belediye bu parayı hiç tahsil etmeden direkt Büyükşehir Belediyesi'nin hesabına aktarmış, bir kısmını daha sonra aktarmak üzere kendi hesabında tutmuş, daha sonra da ya ödemiş ya damahsuplaşmıştır.
Bundan 7-8 yıl önce yaya kaldırımlarını genişletip araç yollarını daraltma modası başlamıştı, merak ettim Başkanlar bu uygulamayı neden yapıyorlar diye. Aldığım cevap, "Efendim, yurt dışına giden Başkanlar orada gördükleri uygulamayı şehirlerine taşımak istediklerinden böyle bir uygulamaya gitmişler.
İyi çok güzel de aynı Başkanlar yüz metre aralıklarla çok katlı otoparkları görmediler mi? Yolu daraltıp trafik akışını rahatlatmak için önce araçlara otopark yapacaksınız peşinden de isterseniz yolu daraltın, isterseniz kapatın. Yayaların yürümesi için kaldırım ne kadar lüzumlu ise araçların park etmesi için de otopark o kadar lüzumludur. O zaman ne yapmak gerekir diye sorarsanız; popülist politikalar, çekememezlikler, uyumsuzluklar bir yana bırakılarak politika yapan insanlarla, bürokratlar biraraya gelerek çözüm üretmeli.
Örneğin bir yıl önce başlatılıp yarım kalan bir proje vardı. Şehir merkezindeki okulların kampüslere dönüştürülerek yerlerine otopark yapılması. Bu proje, fevkalade güzel bir proje idi. Hatta Milli Eğitim Bakanı ,şehrimize geldiğinde benim de katıldığım toplantıda, bu projeler kendisine sunulduğunda; "Bakın arkadaşlar, bu projeler çok güzel ve şehrin önünü açacak projelerdir. Biz aynı projeyi Ankara'da uygulamaya koymak istiyoruz. Olayı sıkı takip ederseniz çözülür. İşi bürokratlara bırakmayın. Protokollerinizi yapın ve direkt benim yanıma gelin, işinizi halledeyim." demesine rağmen, o projelerle hiç kimse ilgilenmedi ve hepsine ret cevabı geldi.
Şimdi soruyorum sizlere bu mudur sorumlu siyaset adamlığı? Bu mudur bürokrat olmanın gereği? Kimi şehre gelir filanca tekkede kulis atar, öbürü şehirdeki tüm sorunları bitirmiş dünya Müslümanlarının yasını tutmaya bilmem nereye gider. Bir diğeri karnından konuşur ne konuştuğunu anlamak için tercümana ihtiyaç vardır. Bir kısmı yeni vekil olmuş, işi öğrenmeye çalışıyor.
Bürokratlara sıra gelince; güzel konuşma, güzel futbol oynama şovları yapıp ödül alma peşindedirler. Büyük Başkan, leyleği havada görmüş seyahat etmekten vakit bulup bu işlere zaman ayıramıyor. Gariban vatandaş da arabasına park yeri arayadursun asker Mehmet misali...
Asker Mehmet sıcaktan bunalıp kasketini ters cevirmiş. Yürürken komutanı görünce esas duruş selam vermeye kalkınca, başlamış şapkanın ucunu aramaya. Durumu fark eden komutan; "Ara Mehmet ara .. bulursun demiş. Şimdi biz de otopark arıyoruz. Biz de asker Mehmet gibi olur isek, rövanşını seçim zamanı alacağımızı kimse unutmasın.
Hoşça kalınız.