Ramazan’da oruç tutacak şeker hastalarına uyarılarda bulunan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği’nden Uzm. Dr. Esra Tutal, “Oruçluyken kan şekeri ölçümü yapmanın orucu bozduğuna dair yanlış bilgi sahibi olunabiliyor. Aksine bir diyabet hastasının orucunu güvenle tutabilmesi için şeker ölçümü yapması çok önemlidir. Ramazan’da beslenme, egzersiz önerileri ve düzenli kan şekeri takibi ile oruç tutmak çok daha emniyetlidir” dedi. Şeker hastalarının oruç tutmasının bazı riskler oluşturabileceğini söyleyen Uzm. Dr. Tutal, “Şeker hastalarının oruç tutması şeker düşmesi, şeker yükselmesi, vücudun aşırı susuz kalması ve toplardamarlarda pıhtılaşma gibi çeşitli riskler oluşturur. Ancak bütün şeker hastalarında bu riskler aynı düzeyde değildir. Günde birden fazla insülin kullanan hastalar, böbrek yetmezliği kalp yetmezliği gibi ek hastalığı olanlar, sık sık şeker düşüşü yaşayanlar, yakın zamanda yüksek şeker komasına girmiş olan hastalar, yaşlılar, gebeler ve tip 1 diyabetli hastalar yüksek risklidir. Bu yüzden Ramazan’da kullanılan ilaçların dozları ve saatlerinin düzenlenmesi, beslenmeye bu dönemde daha bir özen gösterilmesi gerekiyor” diye konuştu.
Uzm. Dr. Tutal, şeker hastalarının Ramazan ayında beslenmede nelere dikkat etmesi gerektiğiyle ilgili şu önerilerde bulundu:
- İftarda tek seferde çok büyük porsiyonlu yemek yemeyin. Bu şekilde hem kilo kontrolü daha kolay olur hem de iftar sonrası kan şekerinde aşırı bir yükselmeye yol açılmamış olur.
- İşlenmiş şeker tüketimini azaltmak da kan şekerindeki yükselmeleri önler.
- İftar ve sahur arasında çok sık bir şeyler atıştırmayın.
- Yemeği özellikle de iftar yemeğini yavaş yemek çok önemli, çünkü beynimizin doyma sinyallerini alması 30 dakikada olur, hızlı yemek yemek fazla yemek yemeye neden olur.
- Mutlaka sahura kalkılmalı, sahursuz oruç tutmak şeker hastalarında gün içinde şeker düşmesine neden olabilir.
- Kızartma tüketiminden kaçınmak gerekir.
- İftar ve sahur arasında yeterli su tüketimi de çok önemlidir. Şekerli içecekler, şerbetler, kola, hazır ya da evde yapılmış meyve sularından kaçınılması gerekir. Çay ve kahvenin de sahurda yoğun tüketilmesi, vücudun su kaybetmesine neden olacağı için az tüketmekte fayda vardır.
“Fiziksel aktivite ihmal edilmemeli”
Ramazan’da egzersizin de tamamen bırakılmamasına dikkat çeken Uzm. Dr. Tutal, “Yoğun ağır egzersizden kaçınılmalı ama hafif tempolu yürüyüş gibi fiziksel aktivitelere devam edilmeli. Oruçlu iken kan şekeri ölçümü yapmanın orucu bozduğuna dair yanlış bilgi sahibi olunabiliyor. Aksine bir diyabet hastasının orucunu güvenle tutabilmesi için şeker ölçümü yapması çok önemlidir. Şeker ölçümü ile hem yüksek şekerin hem de şeker düşmesinin önüne geçilebilir. Şekerin ne sıklıkta ölçüleceği şekerin tipine (Tip 1 diyabet, Tip 2 diyabet) kullanılan ilaçlara göre belirlenmesi gerekir” dedi.
“Kan şekeri ölçümü yapılmalı”
Düşük riskli grupta bulunan hastaların günde bir veya iki defa ölçüm yapmalarının yeterli olacağını kaydeden Uzm. Dr. Tutal, “Yüksek riskli hastalara (insülin veya sülfonilüre grubu şeker düşürücü ilaç kullananlar) yedi noktalı şeker ölçümü yapmalarını öneriyoruz. Bunlar sahurda sahur öncesi, sabah kalkınca, gün ortasında, öğleden sonra, iftar öncesi, iftardan iki saat sonra ve kendini iyi hissetmediği her vakit ölçüm yapmalı. Ramazan’da beslenme ve egzersiz önerileri ve düzenli kan şekeri takibi ile oruç tutmak çok daha emniyetlidir” ifadelerini kullandı.