Doğu Karadeniz illerimizin yaz ayları gelmesiyle birlikte en büyük risk ve afet teklikesi sel ve heyelanlardır.
Son günlerde Trabzon, Artvin ve Rize illerinde meydana gelen sel ve heyelan afetlerini gördükten sonra birazda mesleğimiz olması hasebiyle okurlarımızı bilgilendirmek istedim.
Heyelan ya da toprak kayması, zemini kaya veya yapay dolgu malzemesinden oluşan bir yamacın yerçekimi, eğim, su ve benzeri diğer kuvvetlerin etkisiyle aşağı ve dışa doğru hareketidir.
Kayalardan, döküntü örtüsünden veya topraktan oluşmuş kütlelerin, çekimin etkisi altında yerlerinden koparak yer değiştirmesine heyelan denir.. Doğu Karadeniz Bölgesinde görülen dar anlamda toprak kaymalarının geniş anlamda heyelanların tek nedene bağlı bir afet olayı değildir.
Bölgede toprak kaymalarının bölgenin toprak ve iklim özellikleri ile ilgisi olduğu gibi insanlarla da yani insanların bu bölgeleri kullanımı ile de ilgisi bulunmaktadır. Doğu Karadeniz bölgesini "heyelan bölgesi" haline getiren temel faktörler; sahilden itibaren dağların birden yükselmesi ile eğim değerleri artan toprak ve kaya karışımı zemin kütlelerini, bu eğim üzerinde güçlü akış halinde olan akarsuların derine doğru aşındırmaları, kuzey yamaçlardaki yüksek yağış değerleri ve yağış tipleri ile en önemlisi de bölgenin jeolojik özellikleridir.
Doğu Karadeniz şeridinin jeolojik ve topoğrafik yapısı nedeniyle yüksek derecede heyelan tehlikesi ve riskleriyle karşı karşıyadır.
Eğimlerin fazla olduğu sahalarda heyelan riski artmaktadır. Bazı sahalarda fay yamaçları dik eğimlerin oluşmasına neden olarak heyelanları kolaylaştırırlar. Bölgenin genellikle eğimli olması veya toprak alt katmanlarında geçirimsiz bir tabakanın olması, herhangi bir neden ile ağırlaşan toprağın eğim doğrultusunda kolay hareket etmesini sağlamaktadır.
Toprağı ağırlaştıran nedenlerden en önemlileri su, toprak üzerinde bulunan yanlış bitki örtüsü ve yanlış yapılaşmadır. Türkiye genelinde en fazla yağış alan bölge Doğu Karadeniz olması nedeniyle yüzey akışa geçen su ile toprak taşınımı artarken, suyun toprak tarafından emilmesi ile ağırlaşan toprak taşınımı da artmaktadır.
Bölgede yetiştirilen özellikle fındık ve çaylıklarda üreticilerin aynı alanlara evlerini yapmaları, yollar açmaları toprak kaymalarına davetiye çıkarmaktadır.
Geniş alanlara yayılan fındık ve çay bahçelerinde yapılan binalar ve ulaşım yolları toprak yükünün daha da artmasına neden olmaktadır. Fındık ve Çayın gübrelenen bir bitki olması nedeni ile fındık ve çayın gübrelenerek iyi gelişmesi, bulunduğu alanlarda suyun toprak içine girişini kolaylaştırarak daha fazla tutulmasını sağlamakta ve toprak ağırlığının dolaylı olarak artmasına neden olmaktadır.
Asıl problem bölgenin arazı yapısı, doğal bitki örtüsünün bozulması ve arazilerin yanlış kullanılmasıdır.
Bu doğal koşulları bir risk haline getirerek heyelanların tetiklenmesinde insan unsuru önemli role sahiptir.
İnsanlar; çeşitli inşaat, sanayi yapıları, kanallar ve yollar açarak ya da yol ve maden kazılarından çıkan toprakları denge açısına erişmiş bulunan yamaçlar üzerine atarak heyelan oluşumuna neden olan koşullara bilerek bilmeyerek zemin hazırlar.
Yer altı su kaynaklarının tüketilmesi, bölgedeki ormanların yok edilmesi, inşaat ve sulama çalışmaları, madencilik çalışmaları, yaratılan yapay titreşimler gibi mühendislik çalışmaları yanı sıra farklı olarak yerleşim birimlerinden kaynaklanan su sızıntıları gibi faktörler heyelanı tetikleyen insan kaynaklı etkenlerdir.
Gelecek yazımızda sel ve heyelanlara karşı alınması gereken tedbir ve önlemler ile çözüm yollarını ele alacağız.