Kur’an-I Kerimde selam verme ve adabı ile ilgili olarak yöntem belirtilmiş, Peygamberimiz de selam vermenin adabı ile ilgili olarak vahye daayalı bir protik oluşturmuştur. Nisa suresi 86.ayette Yüce Allah; “Bir selam ile selamlandığınız zaman sizde ondan daha güzeli ile selam verin, yahut aynı ile karşılık verin. Şüphesiz Allah her şeyin hesabını arayandır” buyurmuştur. Nur Suresi 61. Ayette de; “Evlere girdiğiniz zaman, Allah tarafından mübarek ve pek güzel bir yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize) selam verin. İşte Allah, düşünüp anlayasınız diye size ayetlerini böyle açıklar” buyurulmaktadır.
Peygamberimiz (s.a.v.); “Ey İnsanlar ! Aranızda selamlaşmayı yayınız, açlara yemek yediriniz, aakrabaları ziyaret ediniz, herkes uykuda iken namaz kılınız ki, selametle Cennete gidesiniz” buyurmuştur. Peygamberimize, “Hangi haslet daha hayırlıdır ?” diye sorulunca; “Yemek yedirir ve tanıdığın tanımadığın herkese selam verirsin” buyurmuştur. Buharide belirtilen bir hadis-I şerifte Peygamberimiz; “Sizler iman etmedikçe Cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de tam olarak iman etmiş olamazsınız.. Siz onu yaptığınız zamanbirbirinizi seveceğiniz bir şeyi göstereyim mi ? Aranızda selamlaşmayı yayınız” buyurmuştur.
Selam; karşılaşılan kimseye değer verildiği anlamına gelir ve bir çeşit aidiyet ifadeesi, güven parolasıdır. İnsan diğer insane selam vermekle, o insanın da kendisi gibi bir insan olduğunu ve kendisinden ona zarar gelmeyeceğini bildirmişolur. Selamı alan da ona aynıyla veya daha iyisiyle selam vermesi karşılıklı güvenin ifadesini ortaya koyar.Bu durum bir muhabbet ve sohbetin oluşup, gelişmesini sağlar. Toplumdaki insanlar bir arada yaşarken, sevgi ve dayanışma onları harcı olur. Ancak sevgi sayesinde birbirleriyle kucaklaşabilirler, bunu sağlayan da selamdır. “Kim selam vermeden önce konuşmaya başlarsa ona cevap verme” anlayışı, Peygamberimizin “Selamdan önce kelam yoktur” mesajının bir sonuucudur.
Tokalaşma da; selamın perçinleşmiş ve güvenin teyit edilmiş halidir. Tokalaşmanın Peygamberimiz döneminde uygulaması da son derece yaygın olarak yaşanmıştır. “İki müslüman karşılaşırlar ve tokalaşırlarsa birbirlerinden ayrılmadan günahları silinir” buyuran Peygamberimiz, tokalaşmak suretiyle kişinin ötekini kendisine tercih ettiği kabulunü ilan etmiş olur.
Kucaklaşmak, selam alırken ayağa kalkmak, uygun bir ortamda birbirlerine sarılmak muktlak yapılması gereken veya mutlak yasaklanan davranışlar değildir. Bu tür uygulamalar daha çok örfi olarak değer kazanır ve uygulama şeklini de örf belirler.Mahrem olmayanların birbiriyle kucaklaşması ve Allaha gösterilmesi gereken hürmet ve saygının kullara gösterilmesi yasaktır.
Selam her şartta verilmesi ve alınması gereken bir eylemdir. Zararlı olduğu tecrübe ile bilinen kimselere karşı mesafe belirlenmesinde selam önemli bir kriterdir. Kötülüğü bilinen kimselere dahi selam verilmesinin gereğini yüce Allah bildirmiş anacak onlarla olan ilişkinin sınırları da selamla belirlenmiştir. Selam hem aideyet ve güvenin parolası, hem de lüzumsuz ilişkilerin ve gelecek zararlardan korunmanın sigortasıdır.