Ousmane Sembéne,1923'de Senegal'de doğmuş,2007'de hayatını kaybetmiş.Yazar, şair,senarist ve yönetmen."Tanrı'nın Dünya Bitleri","Siyahi Liman İşçisi"kitaplarını yazmış, birçok film yönetmiş.Ancak ona asıl ün katan ve özel biri yapan,Sembéne'nin 1997 yılında İngiliz Kraliyet Ailesi Özel Onur Ödülüne layık görüldüğünde yaptığı konuşmadır.
Anlatılanlara göre 74 yaşındaki yazar törene katılır, kürsüden Kraliçe II.Elizabeth'in önünde,dünyayı şok eden bir konuşmayı özellikle kendi dilinde yapar ve ödülü almadan salonu terk eder;
Sembéne'nin konuşması şu şekildedir;
"Konuşmama İngiliz dilinde devam etmeyeceğim.Sizin topraklarınızdayım ve sizin sahip olduğunuz sistem içinde,sizin tarafınızdan payelendiriliyorum.Asıl konuşmam kendi öz dilimde olacaktır.
İngilizler geldiğinde ellerinde İncil,bizim ellerimizde topraklarımız vardı.Bize gözlerimizi kapatarak dua etmesini öğrettiler.Gözümüzü açtığımızda ise;bizim elimizde İncil, onların ellerinde
topraklarımız vardı...
İngilizlerin dinini,dilini öğrendik.Uzak dünyadan gelen yeni dil ve din bizi hep çalışmak zorunda kalan itaatkâr köleler yaptı.Özgürlük için her karşı geldiğimizde,bizi birbirimizle savaşmak için ikna ettiler ve silah verdiler.İngilizler gelmeden önce topraklarımızda sadece kavga vardı.İngilizlerin kutsal dini bizim kavgacılığımızı kullandı, evlatlarımızı savaşçı yaptı.Hem de sadece kendi kardeşleriyle savaşan, dünyayı İngiliz dilinden ve İncil'den ibaret sanan vahşi savaşçılar.
Bilmediğimiz içeceklerle bizleri hasta ve zayıf yaptılar.Atalarımızı zincirleyerek büyük şehirlerine köle olarak götürdüler.
O büyük binaları,caddeleri, tünelleri ve kiliseleri insan etinin üzerine inşa ettiler...
Kendilerini temizlemek içinse sanatçılarına,fikir adamlarına "sadece kendilerini kapsayan insan tarifleri"yaptırdılar.Her çeşit yiyeceklerin büyüdüğü topraklarımıza ilaçlar döktüler.
Toprağın altındaki yanıcı siyah cehennem kanı için bizleri öldürdüler.Büyük acılar ve ölümcül işkenceler ördüler.
Gemiden kıyılarımıza hep ikiye bölünmüş tekneler yanaştı.İlk gelenler zulüm ettiler,arkadan gelen arkadaşları zulmü durdurma vaadiyle bizleri ele geçirdiler.Bugün gelenler de aynı sistemle hala işgale devam etmektedir.
Yeni ilaçları,biyolojik silahları ve hastalıkları deneyen gönüllü doktorlarınızı istemiyoruz.Emperyalist sisteminizde geri dönüşüm ekonomisiyle aslında sömürü olan yiyecek yardımlarınızı istemiyoruz.
Birbirimizi anlamamızı zorlaştıran şarkılarınızı,masallarımızı unutturan fakir dilinizi reddediyoruz.Çağdaş dünya daveti içindeki,bizi zorla şekillendiren yüzeysel sanat kurumlarınıza karşı çıkıyoruz.Özgürlüğümüzü ilan ediyoruz.
Afrikalı insanlar olarak doğduğumuzu ve Afrikalı ölmek için de bütün Avrupa'yı topraklarımızdan kovuyoruz.Birbirimizi öldürelim diye öğrettiğiniz ırkçılığı,
felsefe adına önümüze sürdüğünüz Batı'nın sığ kafalı laflarını,Hukuk adına yaptığınız şovenistlikleri,sanat diye dayattığınız bütün estetik öğretilerinizi Afrika topraklarından silene kadar Afrika sizinle savaşacaktır.Kabul etmeseniz de bir Afrikalı en az dünyanın herhangi bir yerinde ki bir batılı kadar onurludur.
İNSAN ONURLU DOĞAR, KRALİÇELERİN VERECEĞİ ONURA İHTİYACI YOKTUR!"
Bir tarih dersi özeti diyebiliriz bu konuşmaya.Bize barbar diyen Batı'nın barbarlığın kitabını yazdığını görebiliyoruz tarihten,sadece Afrika'da değil, Hindistan'da ve birçok topraklarda, buna bizim topraklarımızda oynanan onca oyun da dahil.Tarihi iyi bilmek gerek.Ama onlar Afrikalıları ilaçlarla hasta ettikleri gibi ,bizleri de aynı yöntemlerle daha da fenası TV ve sosyal medya ile uyutup, uyuşturup, farklı farklı oyunlara devam ediyorlar.
Sömürgeci olmamış,hiç bir milletin diline, dinine,onuruna zeval vermemiş bir millet olarak hem geçmişimize hem de geleceğimize çok geçmeden sahip olmalıyız.
SEMBENE'NİN DİLİNDEN TÜM AFRİKA'NIN İSYANI
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.