Semt Pazarlarında Kalan Sebze ve Meyve İsrafı

Mehmet Ali Coşkuner

Semt pazarları, birçok insanın taze ve uygun fiyatlı meyve ve sebze alabileceği, sosyal etkileşimin yoğun olduğu alanlardır. Ancak günün sonunda, satılmayan ve bozulmaya yüz tutmuş ürünler genellikle çöpe atılmakta veya düşük fiyatlara satılmaktadır. Son yıllarda ise özellikle dar gelirli vatandaşlar, pazar tezgahlarında kalan meyve ve sebzeleri toplayarak hem gıda israfına karşı farkındalık oluşturmakta hem de ekonomik zorluklarını aşmaya çalışmaktadırlar.

Dünya genelinde her yıl milyonlarca ton gıda israf edilmekte, buna karşın milyonlarca insan açlıkla mücadele etmektedir. Türkiye de bu küresel sorunun bir parçası olarak hem gıda israfı hem de yoksulluk sorunuyla karşı karşıya kalmıştır. Ekonomik sıkıntılarla boğuşan haneler, özellikle enflasyon ve artan yaşam maliyetleri nedeniyle temel gıdalara erişimde zorlanmaktadır. Bu noktada, semt pazarlarının gün sonunda kalan ürünlerini toplayan vatandaşlar, bir yandan israfı önlemekte bir yandan da bütçelerini dengelemektedirler.

Dar gelirli bireyler, çoğu zaman semt pazarlarına sabah saatlerinde değil, kapanış saatine yakın gelirler. Pazar esnafının atmaya kıyamadığı veya satma şansı kalmamış ürünleri toplarken, bu vatandaşlar görünmez bir ekonomik mücadele vermektedirler. Bazıları, ürünlerin kullanılabilir kısımlarını değerlendirirken, bazıları da tamamen bozulmamış meyve ve sebzeleri bulma umuduyla gelirler.

Bu duruma dair toplumun algısı iki yönlüdür. Bir yandan bu bireylerin ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için dayanışma kültürünün bir parçası olarak görülen bu durum, diğer yandan ise sosyal adaletsizlik ve ekonomik eşitsizliklerin bir göstergesi olarak kabul edilir. Gıda israfına karşı mücadele eden sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler, bu vatandaşların daha insani koşullarda ve daha düzenli bir şekilde gıdaya erişim sağlayabilmeleri için çeşitli projeler başlatmışlardır. Ancak, sistematik ve sürdürülebilir çözümler henüz yeterince yaygın değildir.

Bu durumu çözmek için geliştirilen bazı girişimler, semt pazarlarında kalan ürünlerin değerlendirilmesi üzerine odaklanmaktadır. Örneğin, bazı yerel belediyeler ve sivil toplum kuruluşları, esnafın gün sonunda bağışlamayı tercih ettiği ürünleri toplayarak ihtiyaç sahiplerine ulaştıran gıda bankaları kurmaktadır. Bu sayede, hem ürünlerin israfı önlenmekte hem de dar gelirli vatandaşlar daha onurlu bir şekilde ihtiyaçlarını karşılayabilmektedir.

Ayrıca, dijitalleşmenin etkisiyle, gıda paylaşım ağları da yaygınlaşmaktadır. Sosyal medya platformları ve mobil uygulamalar aracılığıyla insanlar, fazla gıdalarını ihtiyacı olanlarla paylaşmakta ve bu dayanışma kültürü daha geniş kitlelere yayılmaktadır.

Semt pazarlarında kalan meyve ve sebzeleri toplayan dar gelirli vatandaşlar, gıda israfı ve ekonomik zorluklara karşı verdikleri mücadele ile önemli bir toplumsal meseleye dikkat çekmektedirler. Hem ekonomik krizlerin hem de gıda israfının arttığı bir dönemde, bu vatandaşların yaşadığı sorunlar, toplumsal dayanışma ve sürdürülebilir çözümlerle aşılabilir. Gıda paylaşım ağlarının yaygınlaşması ve bu konuda daha bilinçli adımlar atılması, sadece bireysel sorunları değil, aynı zamanda toplumsal eşitsizlikleri de azaltabilir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.