SEN KİMSİN FOSEPTİK ÇUKURU

Adnan Bahadır

Asıl konumuza başlamadan önce AK Parti İl Başkanlığı borsasında dün yaşananları sizlerle paylaşmak istiyorum. Malumunuz önceki gece şehrimize gelen il koordinatörü Cumhur Ünal geldiği akşam İl Yönetim Kurulu, İl Gençlik Kolları ve Kadın Kolları"nın temayül yoklamasını yapmıştı. Dün sabah Sevgi Kafe"de yapılan kahvaltının ardından ilçe başkanları, belediye başkanları, İl Genel Meclisi, Belediye Meclis üyelerinin temayül yoklamasını yaptı, öğleden sonra ise sivil toplum örgütlerinin de temayül yoklamasını yaptı. Böylece temayül yoklaması bitmiş oldu.

            Temayül yoklaması gizli yapıldı ancak çıkan sonuç üç aşağı, beş yukarı belli. Nereden biliyorsun derseniz bu tür oylamalarda aday olanların tamamı oy kullananları takip ettirip, sonucu öğrenmek isterler. Aday olanların hepsinin yakın adamlarından aldığım bilgi Osman Çetinkaya"nın birinci çıktığı yönünde, hem de çok ezici farkla önde olduğunu söylediler. İl Başkanlığına vekalet eden arkadaşımızın da beyanı bu doğrultuda imiş. Peki diğer isimleri çıkanlar kimler derseniz Kadir Yıldız ile Mustafa Acar. Atakum İlçe Teşkilatı"nın yürütme kurulu Hüseyin Dereli"nin adını yazmış. Bu ne demektir derseniz Hüseyin Dereli  ekibine  kendi adını yazdırdı. Buradaki amaç Genel Merkez"e Hüseyin Dereli adının da gitmiş olmasıdır.

            Yukarıdaki isimler dışında perde arkasından kimseye duyurmaksızın Genel Merkez"de çalışmalar yapanlar da var, ancak bu isimleri açıklamak istemiyorum, zira bu arkadaşlar yok böyle bir şey dedikleri zaman boşta kalmamak için yazmıyorum, ancak çok iyi biliyorum ki birkaç arkadaşımız Genel Merkez nezdinde çalışmalara başlamış durumdalar. Bu arkadaşlar bir yandan burada birilerine destek veriyor gözüküp, arka planda kendi adlarına çalışmalar yapmakta olduklarını bildiğimizi unutmasınlar. Önümüzdeki yazıda bu arkadaşlarla ilgili sizlere geniş bilgi aktaracağımı sanıyorum.

            Gelelim asıl konumuza bu şehirde parti yöneticilerinin yapmış oldukları yanlışları benden daha fazla yazan olmadığı kanaatindeyim. Bu konuda ellinin üzerinde mahkemem var ve bundan da rahatsız değilim. Zira politika yapan insanların yanlış yapma lüksleri yoktur, şayet yaparlarsa bunu acımasızca eleştirmek bizlerin en doğal hakkıdır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus kurumları yargılamaktan ziyade yanlışı yapanları eleştirmektir. Bir İmam veya Papaz yanlış yaptı diye mensubu bulundukları dine küfretmek ne kadar yanlış ise parti teşkilatına mensup kişilerin yaptıkları hataları mensubu bulundukları partiye mal etmekte o kadar yanlıştır.

            Dün bir arkadaşım aradı bir köşe yazarının AK Parti ile ilgili yazmış olduğu köşe yazısını okuyup, okumadığımı sordu, bahsettiği köşe yazarı kendi görüşü, duruşu, kişiliği olmayan biri olduğundan yazılarını da kayda değer bulup, okumadığımı söyledim. Ancak arkadaşın okumamı istemesi üzerine okudum. Adamın ağzı adeta bir foseptik çukuru gibi Ak Parti"ye küfretmiş. Partiye inanıp oy vereninden tutun da görev yapanlarına varıncaya dek tamamını ele alarak kimisinin inancıyla, kimisinin ibadetiyle, kimisinin giyim kuşamıyla, kimisinin görüşüyle dalga geçtiği yetmemiş, hakaret etmiş.

            Bu arkadaşa sormak istediğim sadece tek bir soru var madem bu kadar dürüst, bu kadar ilkeli, bu kadar delikanlı olduğunu iddia ediyor bu şehirdeki çetelerle ilgili müspet veya menfi tek bir yazı yazsın onu alnından öpeceğim. Başımızdan onca olay geçti ve bu şehirde çetelerle ilgili onca operasyonlar yapıldı gerek kendisi gerekse yazı yazdığı gazete tek kelam yazabildi mi? Bırakın yazı yazmayı adamlarla yaptıkları telefon görüşmelerini yayınladığımızda şaşırıp kalacaksınız. Bu işler öyle uzaktan gazel okumakla olmuyor, adamlık partilerin tüzel kişiliği ile uğraşmak değil, parti içerisindeki yamyamlarla mücadele etmektir.

            Geçtiğimiz pazartesi yayınladığımız iddianamede bir parti ilçe başkanı da var, ama bana göre o partinin bu konuda kabahati yok, kabahat o adamı ilçe başkanı yapan iradededir. Eleştiri yaparken kendimizi düşünüp, bedel ödememek için partilerin hükmi şahsiyetlerine veya dünya görüşlerine hakaret etmek adamlık olmadığı gibi, gazetecilik hiç değil. Hangi dünya görüşünde olursak olalım başkalarının dünya görüşüne, fikrine, inancına saygılı olmak zorundayız. Hırsızlıkla mücadele etmek için o işi yapanı ortaya çıkarıp, topluma sunmak gerekir, toptan bir partiyi ele alıp, içerisindeki insanları suçlamak basit kişilik ve korkaklıktır. Bu dediklerim sadece Ak Parti için değil, CHP, MHP ve diğer tüm siyasi partilerimiz için geçerlidir. İlkeli olmak konuşmakla veya yazı yazmakla olmuyor, tam aksine icraat yapmakla oluyor. İçerisindeki kin ve nefreti kusmak isteyen arkadaşlara duyurulur. Kalın sağlıcakla

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.