Bunların başında eşlerin aileleri ile uyumlu bir iletişim kurmak gelirken “gelin ve kaynana” ilişkisi en çok sorun yaşanan nokta oluyor. Evliliğin çiftlerin aileleri ile de evlenmesi anlamına geldiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Uzman Psikolog Selin Karabulut, “gelin-kaynana” meselesinin erkeğin 0-6 yaş arasında aldığı eğitime bağlı olduğunu söyleyerek “Bu dönemde sorumluluk almayı öğrenemeyen çocuk anneye bağımlı oluyor. Anneye bağımlı çocuk da annesini ne olursa olsun ‘melek’ olarak görüyor” dedi.
Evlilik konusunda geleneksel bir yapıya sahip olan Türkiye’de neredeyse her evlilikte “gelin-kaynana” sorunları yaşanıyor. Gelin-kaynana ilişkisinde, kaynananın gelinden beklentileri olduğunu söyleyen Karabulut, “Burada bazen kötü niyet olmasa da temelde kaynananın da bir zamanlar ‘gelin’ olması gerçeği yatıyor” dedi. Sorunun kaynağında kişilik yapısının ve tutumun da önemli bir faktör olduğunu belirten Karabulut, “Bütün kaynanalar mı böyle? Hayır… Bir şekilde otoriter ve kontrolcü yapıya sahipse, söylenen ‘kötü’ kaynana tipine girme ihtimali yüksek oluyor” dedi.
Sorun 0-6 yaş arasındaki iletişimde başlıyor
Yapılan bilimsel araştırmalara göre; annelerin, erkek çocuklarına 0-6 yaşlarında alması gereken sorumlulukları vermek yerine üstlenmesinin anneye “bağımlı” erkeklerin ortaya çıkmasına neden olduğunu anlatan Karabulut, “Evliliğin sorumlulukları ve erkek çocuğun anneye bağımlı olması gelin-kaynana ilişkisini belirliyor” dedi.
Bağımlı erkek için anne her zaman melek
Bir erkeğin, annesi ve eşi arasında problem varsa bu duruma müdahale etmesi gerektiğini dile getiren Karabulut, “Ancak özellikle sorun anneden kaynaklanıyorsa ve o erkek anneye ‘bağımlı’ ise maalesef sorunu göremiyor ve eşine ‘Benim annem bir melek, sen abartıyorsun’ diye çıkışabiliyor” diye konuştu. “Kısacası ‘bağımlı’ erkek annesine halen 5 yaşındaki gözüyle bakıyor” diyen Karabulut “Erkekler büyümeli. Büyümeyenlerin eşleri, anneleriyle sorun yaşar” şeklinde konuştu.
Pasif babayı rol model alan erkek “Annemdir, yapar” diyor
Anneler oğullarına karşı daha baskın ve otoriter olunca, babalar pasifleşiyorsa ya da baba zaten pasif bir role sahipse, erkek çocuk sağlıklı bir baba modeli görmüyor. Böyle yetişen bir erkeğin ileride annesi eşini rahatsız ettiğinde “Annemdir, yapar” düşüncesiyle hareket ettiğini ve sessiz kalmayı tercih ettiğini anlatan Karabulut, “Çünkü babası da zamanında sessiz kalmıştır ve dolayısıyla otoriter olarak görünen anne figürü olmuştur” diye konuştu.
Damat köprü olmalı
Anne ve eşinin arasındaki ilişkiye yön verecek esas kişinin damat olduğunu belirten Karabulut, “Çünkü ilişkide her iki tarafı da tanıyan biri olarak erkek eş, köprü vazifesi görüyor” dedi. Karabulut, eşin bu görevi layığıyla yerine getirmesi için “Erkek eş, hesap yaparak dengeyi kurmalı, tercih yapmak yerine çözüm bulmalı” diye konuştu
“Gelin-kaynana” sorunu için çözüm önerileri
Gelinler:
• Henüz flört, söz veya nişan döneminde aile içine çok fazla girmeyin. Aile ile tanışmanın dışında ilişkinizi sadece erkek arkadaşınızla yaşayın.
• Rahatsız olduğunuz bir durumu saygılı bir şekilde ifade edin. Susmak hiçbir zaman çözüm değildir.
• Kaynananızla yaşadığınız bir sorunu eşinize şikayet etmek yerine kaynananızla paylaşın.
• Önyargılardan uzak durun, bu zamana kadar kaynanalar için söylenmiş tüm sözlere perde çekerek kalbinizin sesini dinleyin.
Damatlar:
• Annenize şunu hissettirin; “Kendi hayatınla ilgili kararları sen verebilirsin ancak biz hayatımızla ilgili yardıma ihtiyaç duyduğumuzda sana geliriz.”
• Annenizin de eşinizin de yerinin ayrı olduğunu göz ardı etmeyin. Kritik durumlarda ikisi arasında tercih yapmayın. Her iki tarafı düşünerek durumu çözün.
• “Annem üzülür” kaygılarından uzak durun. Anneniz için her şeyden önce sizin mutluluğunuz gelir.
Kaynanalar:
• İlk evlilik olayı gerçekleştiğinde çiftlere birbirine ve ailelerine alışmaları için zaman tanıyın.
• Oğlunuzun eşini “gelin” olarak görmeyin.
• Çocuklarınıza fırsat verin, onlar size ve anneliğinize ihtiyaçları olduğunda zaten geleceklerdir.
• Önyargılardan uzak durun, kalbinizin sesini dinleyin.