Bir gazeteci olarak "hangi konularda öncelikli olarak yazmak istersin" diye sorsalar.
Spor yazarı olmayı tercih ederdim doğrusu...
Çocukluğumdan beri spora karşı müthiş bir ilgim var.
Bugün Samsunspor'u ve yönetimin geldiği noktayı kısaca bir ele almak istiyorum.
15 gün önce şehrin ileri gelenleri, Vali bey başkanlığında bir toplantı yaptı.
Toplantı sonrası yapılan açıklamalar hem umut verici, hem de Samsunspor'un bundan sonraki yol haritasını belirleyecekti.
Ne yalan söyleyeyim bende umutlanmadım değil...
Valimiz, belediye başkanlarımız, siyasetçiler, sivil toplum kuruluşları, iş adamları hatta bürokratların bile Samsunspor etrafında kenetlendiğini hissettik.
Ta ki kongreye kadar...
100-150 kişinin katıldığı ve sönük geçen kongre sonrası başkanlığa yeniden getirilen Sayın Emin Kar, umutlu konuştu ama içi yine buruktu.
Nasıl olmasın ki?
Ateşten gömlek giymiş bir başkanın kongredeki ilgisizliği gördükten sonra geleceğe umutla bakmasını nasıl bekleyeceğiz.
Söyleyemez, anlatamaz bunları elbette...
Ama biz söylüyoruz...
Başkan mutlu değil...
Spor kulüplerini yönetmek, sokakta çelik çomak oynamaya benzemez.
Ciddi ve sorumluluk gerektiren bir iştir.
Hele bir de başarısız olduğunuz da Allah korusun..
Onurunuz bir anda ayaklar altına alınır.
Düşünün ki şehir adına çok önemli bir sorumluluk alacaksınız. Geceniz gündüzünüze karışacak, çoluk çocuğunuzu aylarca göremeyeceksiniz. Olabilecek bir başarısızlıkta bir de "kaymaklı kadayıf" yiyeceksiniz.
Vallaha da zor, billaha da...
Ben buradan sayın başkanı ve yönetimini aldıkları bu kutsal görevden dolayı gönülden kutluyorum.
İşleri zor, yolları uzun ve meşakkatli.
Hepsi bugünden eli öpülecek adamlar...
Biliyorum ki, gönüllerinde Samsunspor sevdası olmazsa hiçbiri bu göreve talip olmayacak.
Sevgidir onları buralara getiren, sevdadır, Samsunspor sevdasıdır.
Başka ne olabilir ki?