SEVGİLİLER GÜNÜ

Sami Kesmen

Takvimlere baktığımızda, bugünün(14 Şubat) “Sevgililer Günü” olduğu yazmaktadır. Ne demek "Sevgililer Günü" ? Nereden çıkmış ve kültürümüzde yer bulmaya çalışıyor ve kimler böyle bir geleneğin oluşmasına katkıda bulunuyor ? Bunun İslami bir hassasiyet olduğunu söyleyemeyiz, çünkü İslama göre insanlar diğer insanların hepsini her zaman sevmek durumundadır. Peygamberimiz; Cennete girmenin iman şartına, iman sahibi olmanın da insanların birbirlerini sevme şartına bağlı olduğunu bildirmiştir zaten.

 Sevgili diye tarif edilen kimdir ki ? Eşiniz ise, buna sevgili denmez, o sizin eşiniz, hayat arkadaşınız ve gecenizi gündüzünüzü, sıkıntınızı sevincinizi paylaştığınız hayat ortağınızdır. Eşinize sevgili deseniz bile onunla senede bir gün sevgili olunmaz. Hayat arkadaşınızla muhabbet dolu bir yaşam yürütmelisiniz. Sevgililer gününden maksat her hangi bir karşı cinse duygularınızın ifadesi ise, bu da senede bir günle izah edilemez. Hayat arkadaşı olarak seçeceğiniz karşı cinsi senede bir gün sevecek ve bu nedenle hatırlayacaksanız öyle bir evlilik ancak senede bir gün buluşma ile yürüyebilecek bir evlilik olur ki, elli yılda elli defa bir araya gelmiş olursunuz. Bu da dinimizin sunduğu anlayışa uygun düşmez.

 Sevgililer günü aslında kendini aşamamış, muhabbet duygularını oluşturamamış, hayatı cinsellikten ibaret zanneden, insani ilişkileri kısırlaşmış toplumların karşı cinslere duyduğu yüzeysel bakışın ifadesidir ve sahtelikten öteye de geçmeyen takiyyeci bir anlayıştır. Müslümanların senede bir günlük muhabbetlere ihtiyaçları yoktur. İslam hayat nizamıdır ki kurumsal yapıları vardır. Sevgililer günü değil, eşler arası muhabbet ve meveddet vardır. Hayatın her karesini ve her anını paylaşma vardır. Kederde tasada, sevinçte ve duyguda birlik vardır. Bu değerleri olan insanlara senede bir günlük zaman tahsis etmek saygısızlıktır. Yükselen değerlerini örnek almaya çalıştığımız ve peşlerinden koştuğumuz batı toplumunun senede bir gün sevgililer günü ihdas etmeleri alkışlanabilir, zira o anlayışta aile kurumu söz konusu değildir. Evlilik müessesi çürümüştür. Bu durumda olan bir toplumun hiç değilse senede bir gün sevgililer, anneler, babalar günü adı altında birbirlerini hatırlamaları uygun karşılanabilir ama Müslümanın bu sele kapılması kendisini üç yüz altmış beş defa küçültmesi anlamına gelecektir.

Senede bir defa hatırlanacak sevgili ile hayat arkadaşı olunmaz. Sizi senede bir defa hatırlayan kişiden ne ana ne baba, ne koca ne de kadın olunmaz. Sevdiğiniz eşinizin, henüz evlenmemişseniz muhabbet duyduğunuz karşı cinsinizin her gününü ve her dakikasını muhabbete dönüştürünüz ki tadına doyulmayacak dünya ve ahiret mutluluğu tatmış olasınız. Sadece sevgililer gününde eşini  yada muhabbet duyduğu karşı cinsini hatırlayıp “İlan-ı Aşk” edenlerin; ne evlilikleri, ne de sevgililikleri uzun soluklu olamaz. Bu nedenledir ki “Sevgililer Gününü” kutlamaya başladığımız yıllardan beri evlilikler de buharlaşmaya, küçük ve basit gerekçelerle çökmeye, gençler birbirlerinden kendilerinin gerçek yüzlerini saklamaya, evliler de birbirlerini aldatmaya başlamıştır. Hayatımızı inanç değerlerimize göre şekillendirmemiz; mutlu ve huzurlu olmamız için en önemli sermayemizdir. Bırakalım taklitçiliği, dönelim özümüze, bakalım birbirimize verdiğimiz sözümüze. Böyle yaparsak ne üzülürüz, ne süzülürüz ne de hayatımızın akışı içinde birkaç defa sevgili değiştirmiş oluruz. Değerlerimizden ve geleneklerimizden beslenelim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.