Sevgili okurlar,
Bugüne kadar yazmış olduğum makalelerde insanlığı, kardeşliği, barışı ve eşitliği yazmaya/anlatmaya çalıştım.
Çünkü bize eserlerini miras bırakanların oğlu olarak görüyorum kendimi. Onlar sanatçılarımızdır! Sanatı ve sevgiyi bizler için deşifreleyenlerdir.
Sanat çok ciddi bir iştir. Ne bir banka soygunu yapan bir piyanist ne de kız kardeşlerimize, kadınlarımıza tecavüz eden bir şaire rastlamışızdır.
Piyanist nota kadar, şairse şiir kadar masumdur. Çünkü sanat bir çocuk gibi/kadar masum ve tatlıdır. Sevginin ve sevmenin kendisidir bir de.
Sevgi gibi pozitif ve büyük bir bahtiyarlık duygusunun tarifi olmaz, olamaz! Hissedilir ve gösterilir sadece! Ve ihtirasla tekrar ediyorum ki bunun kesinlikle tam bir anlatımı yoktur!
Varsa da çıkarırcıların işidir bu!
Anlatılmayan ve tarifi olmayan "sevgi" kelimesini sorulaştıranlar ve basitleştirenler,memleketinde ve insanında huzursuzluk doğurmak ve psikolojik savaş yaymak isteyenlerdir!
Yani çıkarı olup memleketi ele geçirmek isteyenlerdir. Bu haneye ve alın terine tecavüzdür oysa! Fakat sevgi Varna'dan "Oğlum Mehmet! Karşı yaka bizim memleket" şeklinde umutlu bir kalple seslenenlerindir!
Doğru ve dürüst olunmalı ki 'al gülüm ver gülüm' gibi hak hesapları adil ve eşit olsun! "İnsanlığın Sanatı,sevgiyle yaşamaktır" diyebilirim.
Sevmek aydınlıktır! Aydınlıksa umutlu ve huzurlu bir ülkenin hatta dünyanın temelini ihanetsiz kurmaktır! Sevmek insanlıktır!
Ve şairin dizelerinde vurguladığı gibi "...Çok ciddi bir iştir yaşamak. Yaşamak, sevmek kadar ciddi bir iştir..."
Belki de bu yüzden sanatla uğraşmak, sanatkar/sanatçı olmak zor! Çünkü sanat karşılıksız sevmek, insanlığa inanmaktır!
Barış ve Sevgi dileklerimle