Günümüz insanının en önemli meselelerinden biri de, zamanı değerlendirmedir. Ne varki birçok yaşını başını almış insanların, Zamanlarını değerlendirmeden öte, zamanı geçirmek adı altında, gerçek manada kendisine bir fayda sağlamayacak meşguliyetler peydah etmeleridir.
Teknolojinin bize verdiği nimetlerden Radyo, Televizyon’ un hayırlara vesile olacak programlara ve televizyon dizilerine rağmen, insan ruhunu malayani işlere iten ve çeken, birçok gösterim ile hayır yerine, şerleri celb eden görünürde olduğudur.
İletişim araçlarının telefondaki yaygınlığı ile, bu konuların insanımız için her yerde, her mekanda insanla birliktelik arz eden bir bütünlük ortaya çıkarmıştır. Etkileme ve etkilenme ile bu kadar iç içe olan insan, insanlık tarihinde örneği olmamış olan bir sınav ile karşı karşıya kalmıştır.
Arif bir kişinin” Şeytani bir zaman gördüm, Pejmürde bir vaziyette, sırtında bir çuval, içinde çeşit çeşit kalınlıkta iplerle. Sordum ya iblis bu halin nedir. Bu çuval ve içindeki bu her çeşit kalınlıktaki iplerle ne yaparsın dediğimde İblis – ey zaif insan, bunlarla ben inananları bağlarım. Bu kalın ipler ,Hacılar,Hocalar, Müft iler, alimler. Muttakiler.Allah yolunda gidenler için, Daha inceleri ise. Zenginler, mal, mülk sahipleri, Dünya zevk’ü sefasına dalanlar için. İnceldikçe tuzağıma düşmeye her zaman hazır olan insanlar için, Her insanın durumuna göre iplerim vardır. Bunlarla onları bağlar, tuzaklarıma çekerim. Kadınlar ise bu işlerde BAŞ MALZEMDİR der.
Aradan epey bir zaman geçer, yine Arif kişi şeytanı görür. Bu defa şeytan kılık kıyafetini değiştirmiş, Frenk gömlekli, kravatlı, başında fotr şapkalı, en pahalı ayakkabı ve elbiseler içindedir. Ceket yakasındaki mendili ile. Şeytani vasfına rağmen, kendine bir güzellik vermiştir. Sorar- Ya iblis bu hal nedir ? şeklin şemalın değişmiş, sırtındaki çuvalı da terk etmişsin, işlerini nasıl görüyorsun der. İblis- Artık ben de modernize oldum. Artık çuvalla ip taşımama gerek kalmadı, işi merkezden idare ediyorum. Radyo-Televizyon-Bilgisayar ve İnternet ve Cep telefonu ile ağımı kurdum. Bir düğmeye basarak milyonları yoluma çekip, ifsat ediyorum. Bu ifsadımın görüntülerini görmüyormuşsun? Yat deyince yatırıyor. Kalkın deyince kaldırıyorum. Soyunun deyince soyuyor, İçki için deyince içtiriyorum. Zina yapacağız diye sokaklara dökülenlerin, Kurtaj yaptıracağız diye Pankart açanların, Ta meclislerinize kadar uzanan etkilerini görmüyor musun? Kız oğlan, aynı evlerde nikâhsız yatanlarından, bir arada olacağız diye nümayiş yapanları kimin yönlendirdiğini zan ediyorsun. Artık ipler in hepsi benim elimde. Hepsi de bana tabi oldular. Yoldan çıktılar, isyana düştüler, ben de bu başardığım işten dolayı her gün her an, ellerime zil takıp oynuyorum. “ diyerek gözden kaybolur.
Şimdi bizler, acaba yine şeytanı görmek için, gözlerimizi ovuşturup. Gözlüğümüzün camlarını itina ile silip, görmek mi istiyoruz. Görünecek olanın, onun ALLAH’ın emirlerine olan İSYANININ insanlar üzerindeki tecellisidir. O işlerde şeytanı görüp tanıyabilirsek ne ala, yoksa kendimizi cehennem ateşinde yaktıracağımız gibi,etrafımıza da zarar verdigimizdir.