ŞEYTANIN HİLELERİ (1)

Dursen Özalemdar

Günümüzdeki olaylara yorum getirebilmek, İYİ’yi KÖTÜ’yü ayırt edebilmek için ALLAH (C.C) nin bize bildirdiği ölçüleri bilmemizin lüzumudur. Asıl hedefi AHİRET ve EBEDİ CENNET HAYATI olan insan, kısa bir müddet için KONAKLADIĞI dünya ki hayatında bu kuralı esas alarak yaşamak mecburiyetindir. --İnsan başıboş değildir. Yaratılışı ve dünya hayatına gelişi ile mükellefiyeti başlamış, Allah tarafından kendisine bahşedilen hayat denen zaman sayacı kendine göre ileriye işlerken, kader’in saati geri geri saymaya başlamıştır. Tebliğ olmadan imtihanın olmadığı Allah (cc) nın adaleti, gönderdiği Peygamberler  ve Kitaplar ile görülürken, Son Peygamber  Hz.Muhammed  (SAV)  ve  Kitabı Kur’an-ı Kerim le hükümler ortaya konmuş, bu Şeriat imtihanın esasları olmuştur.

Yaşanılan dünya üzerinde, İnsan, Melek, Cin ve Şeytan dörtlüsünün ikameti ve görevleri tek, tek sayılırken mevcudiyetleri, kabiliyetleri, güç ve iradeleri de tasnif olunmuştur. Toprak tan yaratılan insan, Nurdan yaratılan Melek, Ateşten yaratılan Cin ve Şeytan taifelerinin, 7 milyar insan baz alındığında 10 katı , 70 milyar  CİN’IN, 700 Milyar  ŞEYTAN ’in, 7 Trilyon MELEK’İN  bulunduğu ortam içinde yaşadığımız gerçeği ilim erbabınca bildirilmiştir. Bu hesaba göre bir insana 100 şeytanın MUSALLAT olduğu, onu İFSAT etmek için, yapmadığı hilenin kalmadığıdır.

İnsan’ın en önemli konularından birinin de, yaratıcısını bildikten sonra, kendine düşman olan ŞEYTAN’ın taktik ve hareket tarzını bilmesidir. Bu konuda bize en net bilgileri veren, İbn-i Abbas (r.a) HZ. den naklen, Muaz b. Cebel rivayet ediyor.

Bir gün Resurullah (sav) ile beraberdik. Ensardan birinin evinde toplanmıştık. Tam bir cemaat olmuş sohbete dalmıştık. Bir ara dışarıdan bir ses geldi. –Ev sahibi, içeridekiler, eve girmem için bana izin verirmisiniz ? Benim sizden bir dileğim var. Bunun üzerine her kes Resurullah (sav) efendimizin yüzüne bakmaya başladı. Orda ve her zaman büyük oydu. İzin ondan çıkacaktı. Resurullah (sav) efendimiz duruma vakıf oldu ve, Bu sesin sahibi kimdir bilir misiniz buyurdu. Biz hep birden “ en iyi bilen Allah (c.c.) ve Resulüdür” dedik. Bunun üzerine Resurullah (sav)Efendimiz, O lâin iblistir, Şeytandır, Allah (cc) nın laneti üzerine olsun, Buyurunca Hz. Ömer,-Ya Resurullah bana izin ver onu öldüreyim dedi. Resurullah (SAV) izin vermedi. –ona belli bir vakte kadar mühlet verilmiştir. Öldürmeyi aklından çıkar, dedikten sonra şöyle buyurdu. Kapıyı ona açın, gelsin, O buraya gelmek için Allah (cc) den emir almıştır. Diyeceklerini anlamaya çalışın, size anlatacaklarını iyice dinleyiniz. Bundan sonrasını Ravi’den dinleyelim; Kapıyı ona açtılar, İçeri girdi ve bize göründü. Bir de baktık ki, şekli şu:

Bir ihtiyar, şaşı, aynı zamanda köse. Çenesinde altı veya yedi kıl sallanıyor. At kılı gibi. Gözleri yukarı doğru açılmış, Kafası büyük bir fil kafası gibi. Dudakları da bir manda dudağına benziyordu. Sonra şöyle bir selam verdi. – Selam size Ey cemaat-ı müslimin –onun bu selamına Resurullah (sav) şu mukabelede bulundu. –Selam Allah’ındır ya lâin. Sonra şöyle buyurdu. –Bir iş için geldiğini duydum, nedir o iş. –Şeytan şöyle anlattı. –Benim buraya gelişim kendi arzumla olmadı. Mecburen geldim. Resurullah (sav) efendimiz sordu, -Nedir o mecburiyetin.-Şeytan, İzzet sahibi Rabbin katından bana bir melek geldi ve dedi ki. Allah-ü Teâlâ sana emir veriyor. Muhammed’e gideceksin, Ama düşük ve zelil bir halde. Tevazu ile ve Âdemoğullarını nasıl kandırdığını anlatacaksın.

(Devamı  2 de)

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.