Türkiye'nin bir şiddetle mücadele programı olsa nasıl olurdu? Hafta sonu siber ordu haberlerini okurken aklımıza geldi. Türkiye'nin bir güvenlik zafiyeti var ve bunun için konuyla ilgisi olan tüm kamu kuruluşları, ticari markalar ve STK'lar bir araya gelebiliyor. Türkiye'nin şiddet problemi var ve bunu çözmek için bir şiddetle mücadele programı olsa kimler bir araya gelmeliydi? diye bir beyin jimnastiği yapalım dedik: Programı oluşturmak için birinci adımımız şiddet nedir? sorusuna bir cevap vermek olmalıdır: şiddet, güç ve baskı uygulayarak insanların bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan bireysel veya toplu hareketlerin tümüdür. Şimdi mücadele programının neye karşı kurulması gerektiğini bu tanıma dayanarak oluşturmaya başlayabiliriz. Tanımdan sonraki ikinci adımımız şiddetin tipolojisine bakmak olmalı. Şematik olarak ortaya koymak algılama kolaylığı yarattığından şiddet tiplerini:
Buraya kadar, Dünya Sağlık Örgütünün yayınlamış olduğu Şiddet Raporundan yararlandık. Bu noktadan sonra raporda, incelemeye dahil olan ülkelerin bulundukları kıtalara göre şiddet tiplerinde nasıl farklılıklar bulunduğu irdeleniyor. Mesela kıta ülkeleri kıyaslamasında en belirgin fark Afrika kıtasında cinayet vakalarının, intihar vakalarına göre 4 misli yüksek olduğu, ancak Batı Pasifik ülkeleri, Batı Avrupa ve Güney Doğu Asya ülkelerinde ise intihar vakalarının cinayet vakalarına göre 2, 3 katı yüksek olduğu dikkat çekmekte. Bu bilgiden sonra, şiddetle mücadele programları oluştururken, ülkelerin şiddet niteliğine göre farklılıklar taşıması gerektiği gayet net anlaşılmaktadır.
(Umut Vakfı)
KÖFTEDE 1 NUMARA
Karadeniz'de kendine has floraya sahip yaylalarda yetiştirilen danalardan elde edilen etlerden yapılan Akçaabat köftesinin, ithal hayvanların etinden yapılamadığını biliyorsunuzdur umarım. Bilmiyor muydunuz? Bakın bu olmadı işte.. Samsun'da 1993 yılından bu yana Akçaabat köfte üreten Akçaabatlı işletmecisi Arzu Vuralkaya, adını Trabzon'un Akçaabat ilçesinden alan önemli damak tatlarından biri haline gelen Akçaabat köftesini diğer köfte türlerinden ayıran en önemli özellik olarak "kullanılan etin doğal ortamda ve kendine has floraya sahip bölgede yetiştirilmiş danalardan elde edilmesi." olarak değerlendiriyor.
Arzu Vuralkaya ile konuşruk, Akçaabat köftesinin lezzetinin, etin özellikle kekiğin bol olduğu doğal ortamlarda otlayarak beslenen hayvanlardan elde edilmesinden kaynaklandığını, ithal edilen hayvanların etlerinin dünya standartlarında olabileceğini, ancak yöre halkının alışkın olduğu damak tadına hitap etmeyeceğini söyledi bize.
İçerisinde fazla katkı maddesi barındırmayan Akçaabat köftesinin, kullanılan etin lezzetiyle ön plana çıktığını dile getirdi Arzu Vuralkaya. Sonra da "Yapılışı itibariyle içerisinde çok sayıda baharat ve katkı maddesi içermeyen Akçaabat köftesinde et çok önemli. Dışarıdan ilimize gelen insanlar ilk defa bu köfteyi tadacaklarsa bir ayrıcalığı olması gerekiyor. Bunun için yörede hayvancılığın desteklenmesi gerekiyor. Bizler ustalık olarak buzdolabını açtığımız zaman bölgede yetişen etle diğer yerlerden gelen eti anlarız. Bugün itibariyle Samsun'da yetişen hayvanların etleri bize yetiyor" diyor.
MERAK
Ayşe sohbet için kocasını telefonla aramış, "Kusura bakma sevgilim.."demiş kocası, "Bugün o kadar yoğunum ki.. Yetiştirmem gereken işler var.. Daha sonra konuşsak..
"Tamam bir tanem bir iyi bir de kötü haberim vardı da.."
"İnan hiç vaktim yok.. O zaman sadece iyi haberi söyle.."
"Merak ediyorduk ya.. Arabanın hava yastıkları çalışıyormuş.."
Aytek çiziyor
NEDEN?
Neden erkeklerin yüzde 10'u cennete gider?
- Yüzde 100'ü gitseydi orası cehennem olurdu...
Günün Fotoğrafı
BUNU UNUTMAYIN!
Mutluluğa iş, para ya da aşkla ulaşılmaz.
Mutluluk sizinle kendiniz arasındaki bir meseledir.
BOĞULDUM
Temel ölmüş. Öteki dünyada görevliler listeye bakmış ve Temel'e: - "Ya, senin adın listede yok sen bugün ölmeyecektin yanlışlıkla ölmüşsün. Seni tekrar dünyaya göndereceğiz. Ama kurallara gore insan olarak gönderilemezsin. Ancak istediğin bir hayvan olarak dünyaya gönderileceksin. Ne olmak istersin?" Temel biraz düşündükten sonra: - "Yunus balığı olayım", demiş. Ve anında yunus balığı olarak dünyaya ışınlanmış. Aradan 3 dakika geçmeden Temel tekrar öteki dünyaya dönmüş. Görevli sormuş: - "Ne oldu ya? Biz seni şimdi gönderdik niye geldin?" Temel masum bir şekilde cevaplamış: - "Yüzme bilmiyordum, boğuldum!"
HADİ BAKEMM
yavrıım yavrıım
okullara gidiver
okullardan geliver
yılmayıver bıkmayıver
çalışıver okuyuver
İŞE YARADI!
Orta yaşlı karı koca tarihi yerlerde dolaşırlarken bir dilek kuyusunun yanına gelmişler. Kadın çantasından bozuk para çıkarmış, kuyuya eğilip parayı atmış ve bir dilekte bulunmuş. Arkasından kocası da çıkarmış bozuk parasını, iyice eğilmiş kuyuya tam parayı bırakacakken dengesi bozulmuş, kuyuya düşmüş ve boğulmuş..
Birkaç dakikalık şaşkınlıktan sonra Aman Tanrım! demiş kadın, İnanamıyorum, işe yaradı!..
EN SON NEREDE GÖRÜLDÜLER
Cemal Yılmaz Demir (AK Parti Milletvekili) Partisinin Samsun İl Binasında basın toplantısı yaparken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın annesi Tenzile Erdoğan'ın ölüm haberini aldıktan sonra cenaze için Samsun'dan ayrılırken..
Hüseyin Değerli (CHP Eski İl Başkanı): Akademi Tıp Merkezi ile Mediva hastanesi arasında koşuşturuken..
Çağatay Kılıç (AK Parti Milletvekili): Romanya'da düzenlenecek NATO Parlamenterler Asamblesi'ne katılmak üzere eski Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ile birlikte Tenzile Erdoğan'ın cenaze törenini ardından Romanya'ya hareket ederken..
Av.Ersoy Üstay: (CHP İl Başkanı): Elinde yönetim Kurulu Listesi ile CHP Genel Merkezi'nde MYK toplantısı'ndan çıkacak sonucu beklerken..
Tanıdınımız mı?
EMİR MARKET&RESTORANT
KATKILARIYLA
Bugünkü son fotoğrafımız yine Samsun'dan. Bu fotoğraftaki yerin neresi olduğunu sizden istiyoruz. İstediğimiz yalnızca bu. Ve siz bizi Saat 18:00'e kadar arıyorsunuz. Cevaplarınızı sevkiyldrm@yahoo.com; info@dengegazetesi.com.tr ya da 420 04 28 nolu telefona bildiriyorsunuz. Dünkü Fotoğrafımız Ladik/Akdağ idi. Doğru cevabı veren okurumuz Orhan Saraç oldu. Emir Balıkçılık kartı bizde. Afiyet olsun.
Yeni heyecanlarda buluşmak üzere.
KALEM SİZDE
Sevdiğini mertçe seven kişi, pervane gibi özler ateşi. Sevip de yanmaktan korkanın, 'masal anlatmaktır' bütün işi". (Ö. Hayyam- Teşekkürler Çağlayan Deniz)
****
Değerli eşim Almanya doğumlu olduğu için, Almanya mevzularına normalden fazla ilgili olabilirim... Ancak, Almanya'yla hiç ilgisi olmasa bile, ortalama zekâya sahip her Türk vatandaşı şu soruyu sorabilir herhalde: Bu Almanlar bizim belediyelere niye para veriyor kardeşim? (Yılmaz Özdil- Teşekkürler Şahin Konuş)
****
Almanya'da yayın yapan ZDF televizyonundaki bir yarışma programında; Tüm Dünya Marşlarını ezbere bildiğini iddia eden İSVİÇRELİ GENÇ, jüri tarafından seçilen 5 ülkenin milli marşını sırayla ezbere okudu.. Okuduğu son ülke TÜRKİYE idi ve milli marşımızı okumadan önce gencin ağzından şu tarihi sözler döküldü; "TÜM SALON AYAĞA KALSIN, TÜRK MİLLİ MARŞI OTURARAK DİNLENMEZ.." BUNUN ÜZERİNE SALONDAKİ TÜM ALMANLAR AYAĞA KALKTI VE BU GENÇ ADAM İSTİKLAL MARŞIMIZI HERKESE BU ŞEKİLDE DİNLETTİRDİ.. GERÇEKTEN BU GENCİ TEBRİK EDİYORUZ VE DEVLET NİŞANI İLE ONURLANDIRILMASINI YETKİLİLERDEN RİCA EDİYORUZ..
(Teşekkürler Ayhan Gonca)
****
Mehmet İNCE'nin Objektifi
Verdiğin Değerin Karşılığını Görmüyorsan, Gördüğün Değeri Ver ki; HERKES YERİNİ BİLSİN.
(Teşekkürler Birol Benuğur)