Uzun yıllar sporla uğraşmama karşın fanatik düzeyinde bir bağlılığım yoktu futbol takımlarına, yada futbol heyecanına karşı. Sporcu serbest giriş kartımın olması nedeniyle şehir stadyumunda oynan maçlara ücretsiz girebilirdim fakat bir sezonda 3-5 maçı geçmezdi bu kart kullanımım. Genelde TRT ekranlarında her hafta bir maç verilirdi, özel kanallar çıkınca bunlar arasında gitti geldi, maç yayın ihaleleri ve en sonunda şifreli kanallarda son buldu futbol maçı izleme heyecanı.
Ülke takımlarından bir tanesi, Avrupa'da yapılan maçta üç farkla yenilmiş ve Türkiye'de ikinci maça çıkacak. Maç yayınını radyo yapmakta, oysa televizyonlarda maç yayınları yapılırken bunun radyoda olmasına bir anlam veremiyorduk. Sokakta pilli radyo ile mahallenin gençleri bu maçı dinlemekteyiz. Maçın skoru 3-0 lehimize döndüğünde sokaktaki sevincin tarifi imkansızlaşmıştı. Bu esnada maçın televizyondan verildiği haberinin gelmesi üzere en yakındaki eve koşmuştuk. Maç bitiğinde ise yaşadığımız sevinç ve gurur unutulmazdı. O evde maç izleyen karşıt görüşlü insanlarda, aralarında sorun olanlarda mevcuttu. Tüm bunlar unutulmuş, taraftarı olunmayan takımın Avrupa'daki başarısı için herkes kenetlenmişti. O eğlencelerde, ellerinde kendi takımlarının bayrakları yada formaları ile gelen seyircileri, milli bir gururu kutlayarak farkında olmadan birlik görüntüsü vermekte idi.
Keşan'da görev yapmaktayım, her Avrupa maçından sonra alınan galibiyetin ilçe merkezindeki kutlama eğlencelerini seyretmek üzere o takımın derneğinin olduğu yere giderdim. Uefa kupası alındığı akşam sabaha kadar halk o cadde üzerinde, ülkenin değişik yerlerinde ise binlerce insan bu zaferi kutlamıştı.
Tatbikat alanındayız, ordu tarafından gelen heyet denetleme yaparken, dünya kupasında Türkiye'nin oynayacağı bir karşılaşma için heyet denetlemeye ara verdi, gazino olarak kullandığımız çadırda karşılaşma izlenmek üzere tertip alınmıştı.
Her galibiyet ülke çapında müthiş bir heyecanın nedeni olurdu. Tüm taraftarlar Türkiye'yi Avrupa'da temsil eden takımın maç saatini heyecanla bekler, maç sonucu alınacak bir galibiyet ile, Türk'ü, Kürt'ü, Alevisi - Sunnisi sokaklara dökülürdü. Sevincin, dini, imanı, ırkı, mezhebi olmaz. Bir hedefte halkı birleştirmek amacımızsa eğer, bu ayrıntılarada dikkat etmemiz gerekmektedir.
Kosova Prizren'de Türkiye'de şampiyonluğu son maçta belli olan takımın taraftarları araçlı konvoy yapmış, ellerinde o takımın ve Türkiye'nin bayraklarını sallayarak sokaklarda tur attılar saatlerce. Kosova, Osmanlının bir vilayeti idi, o bölgede asimile edilmelerine rağmen insanların anayurt ile ilgili bir olayda nasıl sevindiğini gördükten sonra, ülkemizdeki insanların birbiriyle ilgili olan bağını en güzel bu hamur şekillendirecektir.
Son yıllarda şifreli kanallarda oynanan maçlar nedeniyle, genelde maç saatleri bile sorulmaz olmuş, bazense maçlar bitikten sonra oynan karşılaşma hakkında bilgi ediniliyordu. Ülke içinde birlik ve beraberliğin tesisi için ne kadar enstrüman varsa hepsinin devreye girmesi gerekmektedir. Adı geçen şifreli kanalı her ailenin alması mümkün olmadığına göre, sosyal devletin yapacak olduğu tek şey kalıyor oda sistemi kendisi kurarak halka hizmet sunacaktır.
Ülke içinde bir ruh oluşturulacaksa buda insanları bir noktada toplayabilecek faaliyetlerle kendini göstermelidir. Ülke içindeki birlik, oluşumlar yada ideolojiler üzerinden sağlamaya çalışılırsa, ayrışmanın önünü açmaktan başka bir şey yapılmaz. Mesela ülke gençliği hep dinci olacak denirse bu birleştirici değil ayrıştırıcı bir yaklaşımdan ileri gitmeyen bir olgu olarak varlığını koruyacaktır. Senin belirlemiş olduğun çizginin dışında kalanları nereye koyacaksın. Bu çizginin dışında kalacak olanların çok rahat sana karşı kullanılabileceğini unutmaman gerekmektedir.
Şifreli Yayın
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.