Bu köşemizde ve sosyal medyada sigara ile ilgili yaptığımız paylaşımlar nedeniyle takdir tebrikleri de, eleştiri de aldık. Tebrikler, konuyu gündeme getirme cesaretimiz ve uyarılarımız nedeniyle, eleştiriler de, toplumun bir kısmının işlediği bir eylemi gündeme getirmemiz nedeniyle olmuştur.
Okuyan, yazan, konuşan biri olarak gördüğümüz yanlışı hatırlatmak elbette vicdani bir sorumluluktur. Yanlış olduğu toplumun tamamı tarafından kabul edilmiş bir eylem konusundan uyarıda bulunmak dinî bir görevdir. "Din, nasihattır" buyuran Peygamberimiz, iyiliği emretmek ve kötülükten men etmek konusunda müslümanların sorumlu olduğunu bildirmiştir.
Sosyal paylaşım sayfamızda da, gazete köşe yazımızda da, sigaranın dini hükmü hakkında bir değerlendirme yapmadım. Paylaşımlarım dini değil kanuni bir hatırlatma olmuştur. Elbette dini konuda da sigara hakkında net bir görüşümüz vardır. Hiç sigara içmeyen biri olarak sigaranın sağlığa, topluma ve imkana zarar verdiğini hatırlatarak, akli selim düşünüldüğünde herkes sigaraya mesafeli olacaktır.
Biz sigarayı gündem yapınca, konu hakkında lehde ve aleyhnde görüş belirtenler olmuştur. Konu tartışmaya açılmış, bu konuda zihni ve kalbi egzersizler başlamıştır. Kanuni hatırlatmamızın dışında, bu vesileyle sağlık açısından da konunun gündeme gelmesi ve egzersiz edilmesini de faydalı bir gelişme olarak görüyorum.
Sosyal medyada sigara konusunda dolaylı olarak, yaşadığı örnekleri belirterek görüşünü ifade edenlerden birisi de, müftülük murakıbı Mustafa Kuşlu kardeşimdir. Kayda değer bulduğum bu paylaşımını ben de köşemde paylaşıyorum.
"Gündem sigara olunca yaşadığım iki hatırayı hiç unutamam.
2001 yılında uzun süreli yurt dışı görevi için Bolu Eğitim Merkezinde (2) ay Hizmet İçi Eğitim Kursuna katılmıştım.
Kursiyerler arasında çok ünlü hocalar da vardı. Ben de bu A takımının bulunduğu sınıfta kursiyer olarak bulunuyordum.
Bir gün ders sonrası verilen teneffüste Kastamonu Eski Eğitim Merkezi Müdürü olan Mehmet Yılmaz Hoca, Mushaflari İnceleme Kurulu Üyesi olan Hasan Yeşillere;
"Hasan Bey size de sigara vereyim mi?" diye sordu.
Kurul Üyesi olan Ünlü Mevlithan Hasan Yeşiller sigara için şu anlamlı sözü söyledi;
"Neyleyim ben ol zevki ki,
Dumanı insanın burnundan gele ".
Diyerek sigara kullanmadığını söyledi.
Bu ilginç olayı ve bu sözü unutamam.
Her iki Üstadıma da Allah hayırlı ömürler versin.
İmam-Hatip Lisesine gitmeden önce Hafızlık ve Arapça çalıştığım kursta teneffüs idik.
İsmi Adil olan alkolik biri sigara ağzında iken alaylı bir şekilde hocamıza (günaydın) dedi.
Hocamız da Adil (Günün aydın) olduğunun farkındayım. Müslümanların selamı olan Selamün Aleyküm diye selam vereceksin " dedi.
İsmi Adil olan zat tekrar hocamıza "Sigara hakkında ne diyeceksin?" Dedi.
Hocamız da cevaben;
"Sigara içilirken besmele çekilmez, sonunda elhamdülillah denilmez ve melekler sigaranın kokusunu hiç sevmezler daha ne diyeyim" deyince Adil Hocamıza; "Hocam başka bir şey demenize gerek kalmadı diyerek elindeki sigarayı yere attı ve bir daha sigara içmeyecegini söyleyerek oradan uzaklaştı.
Vaaz ve nasihatlerde Önemli olan samimiyet ve ihlâstır. Hocamızın abdestsiz derse girdiğini hiç görmedik.
Yine Hocamiz Tv daki haberleri bayan spikerler sunuyor diye haberi radyodan dinlemeyi tercih edecek kadar takva sahibi idi.
Sözlerin ve nasihatlerin tesirli olması için kişinin yaşantısına son derece dikkat etmesinin elzem olduğu kanaatindeyim.
Sigara hakkında söylenen sözlerden en çok hoşuma gidenlerden bir tanesi de;
"Parasını el alır, dumanını yel alır. "
Sözüdür.
Sigaraya verilen paralarla çok daha güzel hayırlı faaliyetlerde bulunabilir..."
Özetle! Sigara; sağlığa, topluma ve imkana zararlıdır. Kullanılması doğru değildir. Toplumun önünde olan insanların kesinlikle kullanmaması gerekir. Diyanet İşleri Başkanlığı sigara içtiği bilinen personeli bir takım görevlendirmelerde dikkate almaktadır. Hac ve Umre vesilesiyle görevlendirilmiş personelin sigara içip-içmediklerini de kendi yöntemiyle takibe aldığı duyumlarını biliyoruz.
Mevzuat açısından, sigara kullanan din görevlilerinin süreç içerisinde sorun yaşayacakları kanaatini taşıyarak, kendilerine hatırlatmalarda bulunmak istiyorum. DİB'daki, 20 yıllık "Murakıp"lık tecrübemle ve işin mevzuat yanını iyi bilen biri olarak bu hatırlatmamı ciddiye almalarını da tavsiye ediyorum.