Silivri'nin yolları taştan ya da ister Haberal, ister alma !
Türkiye siyasi gündemini yakından takip edenler ilk olarak onu, dönemin Başbakanı merhum Bülent Ecevit'in acil hasta alarmıyla yatırıldığı Başkent Hastanesi'nin Başhekimi olarak bazen saat başı, bazen de ayakta güçlükle durabilen, konuşmakta zorlanan Başbakan'ın yanı başında hastalığıyla ilgili olarak kameralara açıklama yaparken tanıdı!
Düğmeye basılan bir tasarımın operasyonu, onun da bu dizaynın hastane damarı olduğunu görmemiş, bilmemiştik o zamanlar!...
Hem ne bilirdik, her şey öylesine doğal ve masum seyrinde seyrediyordu ki, bilemezdik, bilmedikte!
Rahmetlinin sağ kolunun hıçkırıklarına, sol kolunun dövünmelerine baktıkça, hakikaten adamcağız ölüyor, ülke başsız kalıyor diye daha da üzüldük!...
Sonrasında sağ kol sağa, sol kol sola yatınca koskoca gövde gerçekten yatağa çakıldı da, seçimlere zor taşındı erkenden ülke!
Ama Türkiye onu, dönemin Başbakanı'nın altına bez bağlatan olduğunu çok sonrasında yani 17 Nisan 2009'da Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanarak Metris Cezaevi'ne konulduğunda tanıdı!
Ve aynı günün gecesinde, kalp rahatsızlığı gerekçesiyle İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'ne kaldırıldı ve orda iki yıl tedavi gördü!
Doktorları tarafından yeni raporlar hazırlanarak ağır hastalığı uzatıldı!
Öyle ki ağır ve ölümcül hastalığından dolayı Mahkeme salonu'na tekerlekli sandalyede geldi!
Kahrolduk!
*
Dün ekranlarda gördük
Nede hayat doluydu
Maşallah iyileşmiş, semizleşmişti!
Gençlere taş çıkartırcasına dinçti, yürüyerek geldi!
Geçmiş olsun!
*
O şimdi, CHP listelerinden mecliste
Yani milletvekili
Hayırlı olsun!
*
Welcome, number one!...
15 Haziran 2011, Ankara