Şimdi de Hantavirus korkusu

Son birkaç yıldır ilkbahar ve yaz aylarında insanların korkulu günler yaşamasına neden olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi'nden sonra şimdi de Hantavirus endişesi yaşanmaya başlandı

Dünyada yılda 300 Bin insanın Hantavirus'ün neden olduğu hastalığa yakalandığının tahmin edildiğini belirten Memorial Hastanesi Klinik Laboratuvarlar Koordinatörü Doç. Dr. Kenan Keskin, yüzde 20 oranında ölüme neden olan Hantavirus'e son günlerde Türkiye'de de rastlandığını söyledi.

KEMİRGENLERDE BULUNUYOR
Hantavirus, Kırım Kongo Kanamalı ateşi hastalığına sebep olan Nairovirus ile aynı aileden bir virüs olduğunu belirten Keskin, hastalığa neden olan virüsün kemirgenlerden geçtiğini ifade etti.

SOLUNUM YOLUYLA BULAŞIYOR
Kemirgenlerin idrar gibi salgı ve çıkartıları ile veya havaya karışmış küçük parçacıkların solunması yoluyla virüsün insana bulaştığını belirten Keskin, bunun yanı sıra tozların solunması ile de hastalığın ortaya çıktığını söyledi. Hastalığa yönelik risk faktörlerinden söz eden Keskin, “Hantavirus'e maruz kalma riski, farelerin yaşadığı, kapalı alanlarda yaşayanlar, çalışanlar ve buralarda vakit geçirenlerde en yüksek olmaktadır. İnsanlar arasında hastalığın görülme sıklığı ırk veya etnik kökene göre farklılık göstermemekte, buna karşılık 20-50 yaş arası erkeklerde daha sık rastlanmaktadır. Yaş ve cinsiyet konusundaki bu farklılık, hastalığa yakalanma eğilimiyle değil, tamamen maruz kalma sıklığı ile ilişkilidir. Riskli ortamlarda bulunanların daha çok aktif çalışma yaşında olan erkekler olduğu göz önünde bulundurulduğunda hastalığın neden 20-50 yaş arası erkeklerde daha sık görüldüğü anlaşılmaktadır” diye konuştu.

AŞISI BULUNMUYOR
Hastalığın kullanılan bir aşısı olmadığını kaydeden Keskin, “Özellikle farelerin yoğun olarak bulunduğu, iyi havalandırılamayan, yeterince güneş ışığı almayan mekanlarda çalışan veya yaşamını sürdüren; liman işçileri, gemi işçileri, depo ve antrpolarda çalışan işçiler, çiftçiler ve askerler bu hastalık için yüksek risk grubunu oluşturmaktadır. Yine deney hayvanlarının bakıldığı ortamlarda çalışanlar ve hayvan deneyleri ile meşgul olan bilim adamları da bu hastalık için risk grubuna dahil olan kişilerdir. Risk grubunda yer alan kimselerin bu konuda daha çok dikkat etmeleri gerekmektedir. Bahsettiğimiz ortamların temizliği, havalandırılması, fareler ve diğer kemirgenlerle mücadele edilmesi, onlarla temastan kaçınılması önemli koruyucu tedbirler arasında sayılabilir” şeklinde konuştu.

EN TEHLİKELİ MEVSİM İLKBAHAR
Hastalığın daha çok ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde insanlara bulaştığını ifade eden Keskin, kedi ve köpek gibi hayvanlarında bu virüsü taşıdığının tespit edildiğini söyledi. Erken tanının hayat kurtardığını vurgulayan Keskin, şunları söyledi; “Hastalığın tedavisinde kullanılacak kesin etkili bir yöntem veya ilaç bulunmamaktadır. Virüslere karşı kullanılan bazı ilaçların kısmi yararı olabileceği söylenmektedir. Bu ilaçlardan ribavirin'in, özellikle erken dönemde tanı konulmuş hastalarda uygulanmasının, hastalığın seyrini olumlu olarak etkilediği ve hayatta kalma şansını yükselttiği iddia edilmektedir. Bunun dışında esas olarak destek tedavisi önemlidir. Destek tedavisinden maksat, hasta kişinin hastalığı atlatana kadar yaşamını sürdürebilmesini sağlayacak her türlü girişim kastedilmektedir.”





SAĞLIK Haberleri