ŞİMDİ NE OLACAK?
Yerel seçimlere bir yıl kala siyasi arenada hareketlilik başlamış durumda. Üç dönemi dolduran Milletvekilleri alıştıkları durumu kaybetmenin zorluğunu bildiklerinden vekil olamayacaklarını bilseler de bir ilçe Belediyesinin Başkanlığı makamının dahi vekillikten geriye kalır yönü olmadığını çok iyi bildiklerinden bu konuda bir hayli çaba sarf ettikleri ortada. Son çıkarılan Büyükşehir Yasası ile Büyükşehir Belediye Başkanlıkları adeta birkaç bakanlığa bedel hale getirildiğinden yaşanan tüm siyasi çatışmaların temelinde o koltuk olduğunu unutmamak gerekir. Hatta bizim geçirdiğimiz soruşturmaların büyük bir kısmının altında yatan temel etken bu olduğu kanaatindeyim. Düşünebiliyor musunuz reklam aldığınız firmaların tamamına yakınını çağırıp verdikleri reklamı baskı veya tehditle verip vermedikleri soruluyor, hatta ifadelerinde bizden yana tavır koyanlara baskı yapılıyor. Böyle bir olay Cumhuriyet tarihinde milli şef döneminde dahi yaşanmamıştır, hele, hele Samsun tarihinde böyle bir olay olması mümkün değil.
Peki bunca uğraş, bunca sıkıntı niye derseniz siyasi istikballerinin önünde bizi engel görenler önümüzü kesmek için ellerinden gelen her şeyi yapmışlar ama Yüce Rabbimin izniyle muvaffak olamamışlardır, belki biz sıkıntı çektik ama hiç önemli değil, önemli olan bizim sıkıntı çekmemizden ziyade toplumun doğruları görmesidir. Biz bu güne kadar doğru bildiklerimizin arkasında dimdik durduk, kimseye boyun eğmedik, kimsenin dümen suyuna girmedik, kim ne derse desin doğru bildiklerimizden asla şaşmadık. Üç kuruşluk dünya menfaati için beş yüz takla atmadık, kim doğru yapmış ise yanında olduk, yanlış yapan en yakınımızda dahi olsa yanında olmadık. Bu tavrımızdan asla taviz vermek gibi bir niyetimiz olmadığını bir kez daha hatırlatmakta yarar görmekteyim. Belden aşağı işi olanlar, çete bozuntularının emrinden çıkmayanlar bizden uzak olsunlar. Onlara yakın duran kim olursa olsun işimiz olmaz onlarla. Şehrimizi yıllarca emen bu tür insanların arkasındaki siyasetçileri sizlere zamanı geldiğinde tüm çıplaklığı ile açıklayacağım.
Konumuza gelince bu günkü konumuz önceki gün Başbakan'ın Karadeniz Bölgesi Milletvekilleri ile yaptığı görüşmede açıkladığı oy oranları ile ilgili olacak. Başbakan'ın yaptırdığı ankette Karadeniz Bölgesinde en çok oy alan Belediye Başkanı Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu iddia ediliyor bu haberi servis eden haber ajansları farklı iddialar ortaya atıyorlar. Bazıları bu haberin aslının öyle olmadığını, Başbakan'ın yaptırdığı ankette Ak Partili Belediyelerden halkın memnuniyetini sorduğunu ve sonucun yüzde yetmiş olduğunu söylüyor. Ancak Büyükşehir Belediye Başkanına yakın haber ajanslarının olayı çok farklı haber yaptığını ve servis ettiğini söylüyorlar. Burada çok net bir durum gözükmüyor ancak şu kadarını söyleyebilirim ki. 2009 seçimlerinde Ak Parti'nin oyu yüzde 45 iken Başkanın oyu yüzde 47 idi, yani iki puanlık bir oyu söz konusu idi şimdi bu anketi görünce benim de aklıma soru işareti geldi.Şayet ankette Başkanın oyu yüzde yetmiş çıktı ise ortada bir sorun var demektir, ya bu millet yapılan zulümden memnun veya anket sorunlu veyahut da söylenildiği gibi haber ajansı haberi kafasına göre yorumlayarak servis etmiş. Vezir Hazretlerini ne kadar çok sevdiğimi bilirsiniz, olaylara bakarken hislerimizi, duygularımızı, kişisel kanaatimizi bir kenara bırakarak bakmak gerekirse bu anket önümüzdeki süreçte ciddi bir kriter olabilecek nitelikte bir anket. Zira Başbakan muhatabının icraatlarından veya kendisine olan yakınlığından ziyade kamuoyundan aldığı oya bakar. Profesyonel siyasetin gereği de budur.
Başbakan'a yakınlığı ile tanınan Milletvekilinin kardeşi her fırsatta ve her ortamda ağabeyinin Büyükşehir adayı olduğunu söylüyor, ağabey her ne kadar benim böyle bir talebim yok diyor ise de 2002 seçimlerinde de talebi yoktu ama listeye girdi, şimdi de aynı şekilde Başbakan tarafından aday olarak gösterileceğini düşündüğünden Devlet Bahçeli gibi aday değilim ama istendim ne yapayım mantığı ile hareket ettiğinden arka plandaki tüm hesaplarının bu işe göre yapıldığı kanaatindeyim. Başbakan adayları tespit ederken ilk yapacağı iş kamuoyu anketi olduğunu havada uçan kuşlar da biliyor, peki bu durumda anketten kim çıkar derseniz fazla söze gerek yok anket sonuçlarını Başbakan açıkladı bile. Burada sadece ilçelerin anketi yok ilçeleri de işin içerisine koyduğumuzda bu oranın yüzde yetmişlerden altmışlara düştüğünü farz edersek bizim vekillerin işi çok zor gözüküyor. Bu tespiti yaparken canımın istediğinin bu olmadığını da özellikle belirtmek gerekir ama gazetecilik canınızın istediğini yazmak değil, gerçekleri yazma sanatı olduğunu unutmamak gerekir.
Peki şimdi ne olacak derseniz bizim Vekiller ne kadar gezerse gezsinler toplum onları benimsemiyor bu ortada. Diyeceksiniz ki Fatmagül'ün suçu ne ama onu da Fatmagül'ü üzenler düşünsün. Vekillerimize tavsiyem gezip dolaşmaya devam etsinler, kahvaltılı gezilerini sürdürsünler ama bu yaptıklarının onlara oy olarak dönmeyeceğini de görmelerinde fayda var. Kültür mantarcılığını teşvik etmek güzel ancak kendileri yaptıklarında ne kadar zarar etmişler, kimlerle ortaklık yapmışlar, kimlerin paraları havaya uçmuş bunu da unutmasınlar. Toplumumuz balık hafızalı olabilir ama unutmayanların da olduğunu hatırlatarak sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla