SİNSİ VİRÜSLER...

Sami Kesmen

Sinsi insanlar sizi koruyormuş gibi davranır ama bir taraftan da  kuyunuzu kazarlar. Kelimelere değil tavırlara bakmak gerekir. İki yüzlü olan münafıklardan uzak durmak lâzım gelir. Keşke iki yüzlü olanların bir yüzleri dürüst olsa, birden fazla yüzü olanların binden fazla hesapları vardır. Koronavirüs; yüzsüzlerle, fazla yüzlüleri gün yüzüne çıkarmaktadır. Riyakârlık yok, enaniyet yok, ilâhlık taslamak yok, şımarıklık yok, menfaat kavgası yok, çıkar savaşı yok. Tek yüz var, o da artık fıtratın yüzü.  Öyleyse; Koronavirüs toplumsal fayda da sağlamış oldu. Milyonlarca eğitimcinin, binlerce din adamının, yüzlerce hukukçunun, sayısız tıpçının, onlarca idarecinin; sözle başaramadığı toplumsal düzeni, gözle görülmeyen Koronavirüs hizaya getirdi. Bu  süreçten ibretlik bir sonuç çıkarmak gerekir. Herkes payına düşeni almalı, konuyu tefekkür etmelidir.
     Kendisi görünmeyen ama etki ve sonuçları en geç on dört gün sonra ortaya çıkan Koronavirüs'e karşı dünya ayağa kalktı ve herkes kendi çapında bu virüsten korunma ve kurtulma çareleri aramaya başladılar. Önerilen tedbirlerin neredeyse hepsinin, doğuştan insan fıtratının gereği olarak yerine getirilmesi gereken rutin işlemlerden olduğu görülmektedir. Tersinden baktığımızda, eğer fıtrata uygun bireysel ve toplumsal bir yaşam söz konusu oysaydı, Koronavirüs yaşam alanı bulamayacaktı demek de mümkündür. Koronavirüs'ten hangi şartlarda ve ortamda ürediği, çoğaldığı öe ilk defa insanla temasının nerede ve ne zaman oolduğu net olarak bilinmemektedir.
      Her ne kadar bu virüsün 2-3 ay önce ilk defa Çin'de görüldüğü ve insanlarla savaşa başladığı söylense de, o tarihten önce böyle bir varlığın olmadığını söyleyen bilim adamı da germedik. Belki bu virüs insanlık tarihi ile eşdeğer bir yaşam sürecine sahiptir ve de insanlarla kardeşçe bugüne kadar yaşamıştır. Ne zaman ki, insanlar fıtrat dışında bir yaşama yönelince bu varlığın yaşam alanına veya etki alanına girmişlerdir. Belki felsefi bir izaha benziyor ifadelerimiz ama bir ilahiyatçı olarak elbette ortaya çıkan olağanüstü bu duruma hikmetleri açısından bir değerlendirme yapmak gerekmektedir. Okuyan, konuşan ve yazan biri olarak ben de burada sorumluluk sahibi olduğumu düşünmekteyim.
    Bu küresel sorun hakkında; siyasiler, idareciler, eğitimciler, tıpçılar, kanaat önderleri, programcılar ve yazarlar kendi sorumlulukları kapsamında gerekenleri yapmaktadırlar. Belki virüsün üretilmesinde ve sahaya sürülmesinde dünya siyasetiyle ilgili dengesel savaşlar vardır. Belki de  dünya egemenlerinin ticari hesapları söz konusudur. Hangi nedene bağlı olursa olsun, bu durum sağlıkçıların görevine engel değildir. Nasıl gelişmişse gelişsin ilâhyatçıların süreçle ilgili değerlendirme yapmasına da engel oluşturmaz. Bir ilahiyatçı olarak diyorum ki, bu küresel sorunun mutlaka görünmeyen hikmetleri üzerinde değerlendirmeler yapılmalıdır. Sokaktaki herkesin bir şekilde bu konu hakkında yanlış doğru izahlar getirdiğine zaten şahit olmaktayız.
     Diyoruz ki  ! Bu virüsten korkulmamalıdır. Alınan tedbirler aslında ihmâl edilen konulardır. Bunlara mutlaka riayet edilmelidir. Kendisi mikroskopla görülebilen, sonuçları en geç on dört sonra ortaya çıkan bu virüsten daha tehlikeli olan "Sinsi Virüsler'e dikkat edilmelidir. Sinsi Virüslerin yanlışları, Koronavirüslerin etki alanını genişletmekte ve bu mikroba yaşam alanı sunmaktadır. Sinsi Virüs; özüyle sözü bir olmayan iki yüzlü insanlardır. Çıkar ve manfaatleri için onlarca yüzlere sahip, binlerce takla atan bu tipler karşılaştığımız bu virüsten çok daha tehlikeli ve bu virüsün de oluşma nedenleridir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.