Sırtınıza post bağlayın!

Bazen olur böyle…

Alıştık artık…

Dünkü yazımın başlığı şöyleydi:

“Fındık sopası geliyor”

Ama yazının içeriğinde kimse "fındık sopası"yla ilgili bir şey göremedi…

Üstelik sormadı da…

“Bu fındık sopası ne iş” diye…

“Yazıcı, yine birini fındık sopasıyla haşlayacak anlaşılan” dediler belki…

Evet! Doğru…

Ancak “Fındık sopası geliyor” başlıklı yazının finali uçmuş…

Yani, yazının sonu yerinde yoktu…

Eğer olsaydı, fındık sopasının neden ve kimler için hazırlandığını anlardınız belki…

***

Gazetedeki arkadaşların hatası yok tabi…

Onlar yapar mı?!

Dört gözle bekliyorlar yazılarımı…

Ve herkesten önce nefes nefese onlar okuyor…

***

Hata bendeydi…

Gönderememişim…

İnternet denen meretten…

Üstü gitmiş, dibi kalmış yadigar…

***

Adem Alan"ın son sözleriyle birlikte, dünden biraz anımsatma yapalım…

Ve yazının finalini yeniden verelim…

Buyurun:

***

Sayın Adem Alan, Tarım Reformu Bölge Müdür Yardımcısı iken emekli olmuş, bu konulara vakıf biri…

Diyordu ki Sayın Alan,

“Esas problem Çarşamba ve Bafra ovalarında…

Aslında bunları mahkemeye vermek lazım…

(Buradaki faillerden, olayın sorumlularından söz ediyor)

Çok şeyler dönüyor çünkü…

Sayın Valimiz Hüseyin Aksoy da açıkladı…

“Bu ovalara ve tarıma önem vereceğiz” diye…

Bu çok önemli…

DSİ"nin yaptığı Çarşamba Hasan Uğurlu ve Suat Uğurlu Barajları var…

Hasan Uğurlu Barajı elektrik üretiyor…

Suat Uğurlu Barajı ise Çarşamba Ovasını sulamak için yapıldı…

1986 yılında baraj tamamlandı. Tamamlandı ama…

Devlet ne diye trilyonları bağladı buralara?

Bu alanı sulaması için…

Ama 1986"dan bu yana Kumköy regülatörü yapılmadığı için baraj da sulama yapamıyor…

Güya elektrik üretiyor!..

…!!??

Olay çok vahim…”

***

Son sözleri buydu Sayın Alan"ın…

Bu konuyu enine boyuna konuşmak üzere sözleştik…

Biliyorsunuz "vahim konular"a el atmak boynumuzun borcu…

Her kim ve kimlerin ayağı yorgandan dışarı taşıyorsa…

Şimdiden çeksin!..

Benden söylemesi!...

Fındık sopası geliyor çünkü!..

***

İşte böyle… Meğer biz bu son bölümü yemişiz dün…

Yazının başıyla finali arasında uyum kalmamış…

 ***

Ama ne demiştik…

Olur böyle şeyler…

Yazı önemli değil…

Size bir şey olmasın…

***

Gelelim fındık sopasının gerekliliğine…

Bu güzel ülkemizi öyle bir didikliyorlar ki…

Siyah gözlüklü kara kara adamlar…

Hazineye birer anahtar uydurmuşlar…

Siz uyurken ülkenin içini boşaltıyorlar…

***

“Vatan, millet, sakaryaaaa…” diye bağırın sokaklarda…

Sizin bu güzel duygularınız, onların soygunlarına örtü oluyor…

***

Şairin sözü güzeldi…

O geldi aklıma…

Demişti ki;

“Bir soğan soyulurken yaşarıyor da gözler,

Memleket soyuluyor, aldırmıyor öküzler!..”

***

Haşa!

Siz üstünüze alınmayın!..

Bu söz aldırmayanlara…

Zaten, soyguna aldırmayanlar…

Suça ortak demektir…

***

Hazinenin her yanından birer hortum sokmuşlar…

Güya “Hortumları kestik” diyenler…

Tam aksine…

Hortumların çeşidini…

Rengini, boyutunu, sayısını arttırmışlar…

Var olan hortumlar da el değiştirmiş sadece…

Uygun olanı geçiriyorlar!..

***

Elbette…

Samsun Çevre Yolunun kenarında…

Arsa sahibi olmanın verdiği ayrıcalık tartışılmaz…

***

Ama bu günlerde en temiz iş enerji…

En güzel avanta…

Enerjide…

Elini sıcak sudan soğuk suya sokmadan…

Paralar cukka…

***

Kimler yok ki işin içinde…

Ne bürokratlar…

Ne teknokratlar…

Ne siyasetçiler…

Milletvekilleri…

Belediye başkanları…

***

Liste uzayıp gidiyor böyle…

Bir ara kıllandım, "acaba ben de var mıyım" diye…

***

Bekleyin…

Bugün yarın kokusu çıkar zaten…

Fındık sopalarını boşuna hazırlamadık!..

***

Şimdi…

Tek sorunumuz var…

Fındık ocakları söküldüğü için…

Fındık sopaları iptal…

Ama kızılcıklar hazır!..

Malum şahıslar sırtlarına post bağlasın!..

***

Her ne kadar Başbakan Erdoğan"a kızsak da…

O da gereğini yapacaktır…

***

Hem sen…

Yakalanma bir kere…

Yakalanan hırsıza Başbakan ne yapsın?

***