Yaklaşık iki aydan beri Sayıştay denetçileri, Büyükşehir Belediyesi ve ona bağlı kuruluşları denetlemekte, bazı görevliler hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na bildirilmek üzere fezlekeler hazırlanmakta ve bu doğrultuda bazı görevliler de, Cumhuriyet Savcılığı'nca tutuklanmak üzere mahkemeye sevk edilmekte v.s. bir soruşturmadır gidiyor.
Ancak tüm bunlar hakkıında dikkatimi çekense, bu uygulamalarla sürekli olarak sivrisineklerin öldürülmeye çalışıldığıdır. Yani bataklığın kurutulması yönünde hiçbir çalışmanın yapılmamasıdır.
Öyle bir tezgah kurulmuş ki; şirkette, geçici işçi statüsünde çalışan gariban insanlar ifade veriyor. Haliyle de müfettişler veya yargı mensupları , o ifade doğrultusunda işlem yapmak zorunda kalıyor.
İfadeyi veren geçici işçi statüsündeki işçiler, idarenin talimatları doğrultusunda ifade vermek zorunda kalıyor. Müfettişler de, aldıkları ifadelere göre işlem yapıyor. Belki de hiç suçu olmayan insanlar, suçlu; asıl suçlular ise, suçsuz duruma geliyor.
Örneğin, Anakent İmar İnşaat Ltd. Şti. nin Genel Müdür Yardımcısı Orhan Yalçınkaya"nın mal varlığı, yaşantısı, geçmişi ve bugünü iyi araştırılsa, bazı gerçeklerin daha rahat ortaya çıkmış olacağı kanaatindeyim.
Ayrıca belediye yönetimleri, aynı padişahlık sistemine benzer bir şekilde olduğundan her şey, Başkan"ın iki dudağı arasından çıkacaklara göre idare ediliyor. Şayet bir çalışanın işini bitirmek isterse, çağırır yanına Teftiş Kurulu Başkanı'nı, "Git şu adamın işini bitir" der. O da erkekse bitirmesin!..
Yine, suçlu olduğu halde kollamak istediği bir adam için de ,"Filancanın bazı sıkıntıları varmış, ilgileniver. Gereğini yap" der. Belediye müfettişi de gereğini yapar.
Örneğin, bundan yaklaşık iki yıl önce, o günkü Satınalma Müdürü hakkında meclis üyeleri teftiş istediğinde Kral hazretleri, Teftiş Kurulu Başkanı'nı çağırıp, Satınalma Müdürlüğü hakkında teftiş yapılması talimatını vermişti.
İşinin gereğini yerine getiren Teftiş Kurulu Başkanı, Satınalma Müdürü hakkında hazırladığı raporda SatınalmaMüdürü'nün, belediyeyi 155.000 YTL zarara uğrattığını yazınca, "Biz sana araştırma yap dedik, adamın işini bitir demedik" diyen Kral hazretlerinden iyi bir fırça yer.
Kral hazretleri, Satınalma Müdürü'nü bizim zorlamamızla ancak, başka bir birim müdürlüğüne kaydırır ve onun dışında başka bir işlem yapmaz. Elindeki bal kaymağı kaybettiğini gören şube müdürü, soluğu başka bir belediyede alır.
Bugünlerde Sayıştay müfettişlerince yapılan denetimde, idarenin organizasyonları göz ardı edilmemeli. Nasıl olsa falancanın adı çıktı bir kere onu kurban verip diğerlerini kurtaralım zihniyeti, yanlış bir zihniyettir. Vebal altında kalmamak gerek.
Burada tüm talimatların Kral hazretlerinin iki dudağı arasından çıktığını kimse göz ardı etmesin. Yok genel sekretermiş, yok genel müdürmüş, hepsi Kral hazretlerinin yanında hikaye. En ince ayrıntısına kadar o talimat vermeden kuş uçmaz o belediyede. Ben bir evrağa onun istemediği yönde oy verdim, ertesi gün sabah saat 08.00'de görevime son verildi.
Gerçi Allah razı olsun diyorum... Kötü komşu, insanı mal sahibi yaparmış. Kral ve avanesi (Basındakiler) sayesinde gazete sahibi oldum, kendilerine şükranlarımı sunuyorum!
İyi tatiller.