Gündemde siyasetteki yoğun gelişmeler varken hikâye yazmaya vakit bulamıyoruz. Okurlarımızın alışageldiği Tarihi Amisos kenti hikâyelerine kaldığımız yerden devam edeceğim ama şu siyasetteki hareketli günler bir geçsin ondan sonra.
Ülke gündemini meşgul eden bu yoğun siyasi gelişmelerden bizim uzak kalma şansımız yok, o nedenle bugün bu noktaya nasıl gelindi, neden ısrarla belediye başkanlarının istifaları isteniyor, bu konuda ölçü nedir, bunları konuşmaya çalışacağız. Aslında bu konuda gerekli açıklamaları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptı ama biz biraz daha detaylı ve anlaşılır bir biçimde bu konuyu ele almaya çalışacağız. İnsanların doğup, büyüyüp, öldükleri gibi siyasi hareketlerin de doğup, büyüme ve ölme dönemleri vardır. Bu dönemler her siyasi partinin liderine ve ülkeye verdikleri hizmetlere göre değişir. AK Parti iktidarı on beş yıllık bir iktidar. On beş yıl aralıksız iktidarda kalmak öyle zannedildiği gibi çok kolay bir şey değildir. Bugüne kadar ülkemizde Demokrat Parti’nin dışında bu başarıyı hiçbir siyasi parti yakalayamadı. Merhum Menderes ihtilal yapılarak koltuğundan indirilmeseydi belki O da bir dönem daha iktidarda kaldıktan sonra muhalefete düşecekti.
AK Parti kurulduğu günden itibaren 7 Haziran seçimlerine dek sürekli oylarını artırmasının en önemli nedeni yaptığı hizmetler, sosyal politikaları ve liderinin halkın gönlüne taht kurmasıydı. Ancak her iktidarın ve her liderin yıprandığı gibi AK Parti iktidarı ve Recep Tayyip Erdoğan da bu yıpranmadan paylarını aldılar. Halk Tayyip Erdoğan’ı seviyor, bunda en ufak bir problem yok. Ancak gerek ekonomideki sıkıntılar gerek yerel yönetimlerin yanlışları gerekse toplumun yüksek beklentileri AK Parti’nin ciddi anlamda oy kaybetmesine neden olduğu kanaatindeyim. 16 Nisan Referandumu’nda evet oyunun yüzde 51 çıkması da bu dediğimin delilidir. Normalde AK Parti ile MHP’nin toplan oyları yüzde 62 iken on bir puanlık düşüşün nedeni de budur. Tayyip Erdoğan siyaseti çok iyi bilen, sahada sürekli anketler yaptırarak hedef belirleyen bir siyasetçidir. AK Parti’nin bugün itibarı ile oy oranının yüzde kırk civarında olduğunu bizden çok daha iyi biliyor. Bu oranın da 2019 yılında yapılacak seçimlerde AK Partiyi 7 Haziran seçimlerine benzer bir sıkıntı ile karşı karşıya bırakacağını öngörüyor. Bu nedenledir ki Tayyip Bey “Biz gerekli değişikliği yapmaz isek toplum zamanı geldiğinde yapacak” ifadesini üzerine basa basa söylüyor.
Yapılması gereken nedir derseniz, bu işin profesyonel üstadı Tayyip Bey hepimizden çok daha iyi bu işin çözümünün ne olduğunu bildiğinden öncelikli olarak teşkilatlardan ve belediyelerden işe başladı ki bu çok doğru bir yaklaşım. Yerel seçimleri kazanan genel seçimleri de kazanır; yerel seçimleri kaybeden genel seçimleri de kaybeder. Bu, siyasetin vazgeçilme kuralıdır. İstanbul, Ankara, Bursa ülkemizin nüfus yoğunluğunun en çok olduğu şehirlerimizdir. Bu üç şehrin toplam nüfusu ülkemiz nüfusunun dörtte birine denk gelmektedir. Ankara ve İstanbul’da 16 Nisan Referandumu’nda hayır oylarının evet oylarının önünde olması yerel yöneticilerin başarısızlığı olarak kabul edilerek onların görevden alındığını düşünmenin doğru olmadığı kanaatindeyim. Nedenine gelince, Bursa ilinde evet oyları hayır oylarının önünde olduğu açıkça ortada, hakeza Konya’da evet oyu yüzde yetmişlerde olmasına rağmen AK Partili il başkanı görevden alınmıştır. Peki görevden alınmalarda ölçü nedir derseniz, Reisicumhur’un sürekli yaptırdığı anketler sonucunda, anketlerden çıkmayan belediye başkanları ile teşkilatlarla ve milletvekilleri ile uyumlu olmayan belediye başkanları ve il başkanlarının görevden alınması olayıdır.
Olaylara bu minvalden bakıldığında Samsun’da durum nedir derseniz, yukarıda arzettiğim çerçevede olaya bakıldığında Vezir Hazretleri’nin uyum içerisinde olduğu milletvekili kimdir derseniz sadece Çiğdem Hanım’la Çağatay Kılıç’tır. İl Başkanı’na gelince, onun da Vezir Hazretleri’nden farkı yok. Bunlar bir yana ne Vezir Hazretleri ne de İl Başkanı toplumda karşılıkları olmayan insanlar. Bu arkadaşlar dediklerime inanmıyor iseler tarafsız bir anket yaptırsınlar bakalım ne çıkıyor. Haa anketi kendi personellerine yaptırıp kahvede oturdukları yerden anket doldururlarsa o zaman bu arkadaşlar anketlerden birinci çıkarlar.
Geçtiğimiz hafta yakın bir arkadaşım bir anketörle karşılaşmış, anketör arkadaşımıza bazı sorular sorunca arkadaşımız da ona birkaç soru sormuş. Arkadaşımız ona demiş ki “Bana dürüstçe söyle, toplum Vezir Hazretleri’nden memnun mu, iktidara destek var mı?”; aldığı cevap “hayır” … Toplumda ciddi bir tepki var. Siyaset gerçekleri görmektir, bugün seçim olsa Ak Parti yüzde kırkın üzerinde oy alamaz; isterse denesinler, halep oradaysa arşın da buradadır. İşte bu nedenledir ki Reisicumhur bu gerçekleri görmüş, gereğini de yapmaya başlamıştır. Koltuğu boşaltmak istemeyen siyasetçilere Adana eski Belediye Başkanı Aytaç Durak’la bir görüşmelerine tavsiye ederim. Zira O da bırakmak istemedi, hatta gitti başka partiden seçildi ama sonunda ne oldu, adam siyasi mevta. Sanırım matlup hasıl oldu; kalın sağlıcakla.